Shogun hakkındaki haberler hayranların kafasını karıştırıyor

Fotoğraf: Hulu
Fotoğraf: Hulu
TT

Shogun hakkındaki haberler hayranların kafasını karıştırıyor

Fotoğraf: Hulu
Fotoğraf: Hulu

Shogun hayranları dizinin geleceğiyle ilgili haberlerden pek memnun değil.

Dizi, şubattaki prömiyerinden bu yana yılın en çok izlenen, ayrıca en çok beğenilen başarılarılı yapımlardan biri haline geldi ve özellikle başrol oyuncuları Hiroyuki Sanada ve Anna Sawai'ye övgüler yağdırıldı.

Dizinin yaratıcıları Rachel Kondo ve Justin Marks, James Clavell'in 1975 tarihli romanından uyarlanan dizi yayımlandıktan sonra bu yapımın tek sezon olarak tasarlandığını, yani 10 bölümden sonra devam etmeyeceğini söylemişti.

Ancak Sanada'nın ikinci sezon için anlaştığı haberiyle, dizinin gördüğü ilgiden yararlanmak amacıyla bu karar tersine çevrilmiş gibi görünüyor.

Deadline'ın haberine göre Sanada, Lord Yoshii Toranaga olarak geri dönmeye hazır görünüyor. İkinci sezonun yayımlanması halinde dizi, gelecek Emmy Ödülleri'nde Mini Dizi yerine En İyi Drama kategorisinde yarışacak.

Ancak Shogun izleyiciler tarafından iyi karşılanırken, dizinin devam etmesi kararı pek de sıcak karşılanmıyor. Pek çok kişi Sanada'nın olası dönüşü hakkında temkinli bir heyecan duyduğunu dile getirse de devam etmesinin mini dizinin mirasına zarar verebileceğine inandıklarını söyledi.

Bir kişi habere yanıt olarak "SHOGUN MİNİ DİZİ OLARAK MÜKEMMEL VE İKİNCİ SEZONA İHTİYACI YOK!" diye yazarken, bir başkası da şunları söyledi: 

Çelişkili... #Shogun'un ikinci sezona ihtiyacı YOK! MÜKEMMEL bir 10 bölümlük mini diziydi. Bir başyapıt.

Bir izleyici de konuya, "Bence kitaplar bittiğinden beri bir sezonda bırakmalılar. Bir şeyleri sağdığınızda neler olduğunu gördük" diye müdahil olurken, bir başka hayran da şunları söyledi: 

Sadece mini dizi olarak kalmalı, devam etmek gerçekten ne kadar iyi olduğuna dair iltifatı ortadan kaldıracaktır.

Bu yıl olası bir ikinci sezona değinen Kondo, The Hollywood Reporter'a şunları söylemişti: 

Bilmiyorum. Kitap söz konusu olduğunda herkesin aynı sayfada olmasını istediğimizi söyleyip duruyorum. Ve umarım şimdi TV kitlesi ve kitap kitlesi hikayenin ne olduğu ve nerede sonuçlanacağına dair aynı sayfada olur. Bence bir hikayemiz olsaydı, bir hikaye bulabilseydik, buna açık olurduk. Ama kimsenin bir yol haritası ve diğer şeyler olmadan işe koyulmak isteyeceğini sanmıyorum. Ayrıca mesele şu ki, insanlar daha fazlasını istiyor mu?

cdfvrg
Hiroyuki Sanada'nın Shogun'un ikinci sezonu için döneceği bildirildi

Marks sözlerine şöyle devam etmişti: 

Ama bu aynı zamanda, kitabı aşmakla da ilgili değil, Clavell'in ortaya koyduğu yol haritasına nasıl denk bir şey ortaya koyabilirsiniz? Ve bunun mümkün olup olmadığını bilmiyorum. Clavell'in de bunu yapıp yapamayacağını bilmiyorum. Muhtemelen bu yüzden başka kitaplara geçti, değil mi? Ne yaptığını biliyordu. Evet, zor bir durum.

The Independent yorum için Hulu'yla temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.

Independent Türkçe



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism