Bono'dan tartışmalı açıklama: Coldplay'in bir rock grubu olmadığı aşikar

Chris Martin, Jonny Buckland, Guy Berryman, Will Champion ve Phil Harvey, Coldplay'i oluşturuyor (AFP)
Chris Martin, Jonny Buckland, Guy Berryman, Will Champion ve Phil Harvey, Coldplay'i oluşturuyor (AFP)
TT

Bono'dan tartışmalı açıklama: Coldplay'in bir rock grubu olmadığı aşikar

Chris Martin, Jonny Buckland, Guy Berryman, Will Champion ve Phil Harvey, Coldplay'i oluşturuyor (AFP)
Chris Martin, Jonny Buckland, Guy Berryman, Will Champion ve Phil Harvey, Coldplay'i oluşturuyor (AFP)

U2'nun solisti Bono, BBC Sounds'un 8 bölümlük Music Uncovered: The Genius Of Coldplay programına konuştu.

64 yaşındaki İrlandalı, 1997'de Londra'da kurulan Coldplay'in odak noktasına alındığı podcast'te dikkat çeken ifadeler kullandı.

Bono, konu Coldplay'in ikinci albümü A Rush Of Blood to the Head'deki Clocks parçasına gelince şöyle konuştu:

İlk duyduğumda 'Şimdi bu parça diğerlerinin şarkılarının hepsinden daha iyi' hissine kapıldım. Coldplay'in bir rock grubu olmadığını söylemeliyim. Umarım bu aşikardır. Orada The Isley Brothers gibi şeylerden çok daha ilginç bir şeyler dönüyor. Rock kurallarıyla yargılanmamalılar. Pek çok rock oluşumunu besleyen kaynak kontrolsüz öfkedir. Coldplay'in müziği bir başka kaynaktan besleniyor ve bunu en iyi şekilde Clocks parçasında görebilidiğimizi düşünüyorum.

Coldplay'in bu yıl Glastonbury'de çalması bekleniyor. Diğer yandan hayranlar, grubun geleceği hakkında endişeli. Zira solist Chris Martin, 2025'te müzik yapmayı bırakacaklarını açıklamıştı.

Martin, 2021'de açıklamasında "Size şunu söyleyebilirim: Son normal albümümüz 2025'te çıkacak ve ondan sonra sadece turne yapacağımızı düşünüyorum. Belki sonrasında başkalarıyla işbirliği yapabiliriz ama Coldplay kataloğu sonlanmış olacak" demişti.

Music Of The Spheres turnesini sürdüren grup 26-30 Haziran'da Birleşik Krallık'ta düzenlenecek Glastonbury'den önce Atina, Bükreş, Budapeşte ve Lyon'da konser verecek.

Coldplay, 7 Grammy kazanıp dünya çapında 100 milyonu aşkın albüm sattı.

1976'da kurulan U2, müzik endüstrisinin en başarılı gruplarından biri olarak kabul ediliyor. 4 kişilik grup, 175 milyondan fazla albüm sattı ve 22 Grammy ödülü kazandı.

Özellikle Bono, siyasi açıklamalarıyla dikkat çekiyor. U2'nun Las Vegas'taki Sphere'de önceki aylarda verdiği konser sırasında şarkıcı, 7 Ekim'de İsrail'de düzenlenen müzik festivali Supernova'da gerçekleşen saldırıda hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunmuştu.

Bir şarkısının sözlerini değiştirerek "Davud'un Yıldızları, canınızı aldılar ama onurunuzu alamadılar" diyen Bono'ya Pink Floyd'dan Roger Waters sert bir tepki göstermişti:

Bono'yu tanıyan herkes gidip onu ayak bileklerinden tutup sallamalı...Ta ki kocaman bir pislik olmayı bırakana kadar.

Filistin destekçiliğiyle bilinen 80 yaşındaki Waters, "Davud'un Yıldızları hakkında şarkı söylemesi hayatımda gördüğüm en iğrenç şeylerden biriydi" de demişti.
Independent Türkçe, NME, New York Post

 

 



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe