İzleyiciler Netflix'teki romantik komediye ateş püskürdü

Gelinin Annesi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden sadece 13 puan alabildi (Netflix)
Gelinin Annesi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden sadece 13 puan alabildi (Netflix)
TT

İzleyiciler Netflix'teki romantik komediye ateş püskürdü

Gelinin Annesi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden sadece 13 puan alabildi (Netflix)
Gelinin Annesi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden sadece 13 puan alabildi (Netflix)

Netflix izleyicileri, yayın platformuna yeni eklenen romantik komediyle ilgili demediğini bırakmadı. 

Yayın devinde 9 Mayıs'ta gösterime giren Gelinin Annesi (Mother of the Bride) Brooke Shields, Miranda Cosgrove, Chad Michael Murray ve Benjamin Bratt gibi isimlerden oluşan bir oyuncu kadrosuna sahip.

Romantik komedide ayrıca Suits'ten tanınan Rachael Harris'in yanı sıra Michael McDonald, Wilson Cruz ve Tasneem Roc da rol alıyor. 

Yapımcılığını 58 yaşındaki Shields'ın üstlendiği ve Kötü Kızlar'la (Mean Girls) Çılgın Cuma (Freaky Friday) gibi komedilere imza atan Mark Waters'ın yönettiği romantik komedinin çekimleri 6 hafta boyunca Tayland'da gerçekleştirildi. 

Brooke Shields, 30 yaşındaki eski Nickelodeon yıldızı Miranda Cosgrove'un canlandırdığı Emma'nın gergin annesi Lana rolünde. 

Netflix, 18 yaşından küçük izleyicilere uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu şöyle özetliyor:

Bir anne üzerine titrediği kızının düğünü için tropik bir adaya gider. Ancak damadın babasının, onlarca yıldır görmediği eski sevgilisi olduğunu keşfetmesi uzun sürmez.

Netflix izleyicileri filmin gittikçe karmaşıklaşan finalinden yakınmak için sosyal medyaya akın etti.

"Bu yıl izlediğim en kötü film"

Öfkeli bir izleyici şöyle yazdı:

Kimse filmi gelin ve damadın üvey kardeş olmasıyla bitirmenin garip olduğunu düşünmedi mi?

Başka bir izleyici de şöyle isyan etti:

Bu yıl izlediğim en kötü film Gelinin Annesi. Gelinin annesi ve damadın babası nasıl olur da çocukların düğün gününde nişanlanır?

"Bu senaryoyu kim yazdı?"

Bir diğer izleyici de Twitter'da yaptığı yorumda şu ifadeleri kullandı:

Bu evli çocukları üvey kardeş yapmaz mı? Bu senaryoyu kim yazdı?

Filmden memnun kalmayan başka bir seyirciyse öfkesini şu sözlerle dile getirdi:

Gelinin Annesi çok garipti. Yani iki eski sevgilinin çocukları evleniyor ve sonra o eski sevgililer bir kez daha denemeye karar veriyor ve sonunda dönüp nişanlanıyorlar... Sanki bu çocuklarını üvey kardeş yapmayacakmış gibi.

Bir izleyici de şöyle yazdı:

Gelinin Annesi'ni izliyorum ve konunun ensest olup olmadığını anlamaya çalışıyorum.

Bir izleyici de senaryonun yapay zeka kullanılarak yazılmış olabileceğini öne sürdü:

Netflix'teki Gelinin Annesi o kadar kötü ki iyi anlamda kötü bile değil. Senaryoyu yapay zeka yazmış olabilir.

"12 yaşında bir çocuk yazmış"

Başka biri vaktini çaldığı için filme öfkelendi:

Gelinin Annesi çok aptalcaydı. Hayatımın 90 dakikasını nereden geri alabilirim?

Son olarak hayal kırıklığına uğramış bir izleyici, filme ateş püskürerek şunları yazdı: 

Gelinin Annesi şimdiye kadar izlediğim en kötü filmlerden biri. İzlediğim için çok utandım. Yemin ederim 12 yaşında bir çocuk yazmış.

Independent Türkçe, Daily Mail, Metro



İnsan beyni ataklarla değil, "güncellemelerle" gelişmiş

İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)
İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)
TT

İnsan beyni ataklarla değil, "güncellemelerle" gelişmiş

İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)
İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)

İnsan beyninin sanılanın aksine aniden değil, milyonlarca yıl içinde yavaş yavaş büyüdüğü bulundu. 

Muhtemelen insanları diğer primatlardan ayıran en önemli özelliklerinden biri büyük bir beyne sahip olması.

Beyin boyutuyla zekanın orantısı tartışmalı bir konu. Bilim insanlarıysa hem büyük beynin ne işe yaradığını hem de nasıl bir evrimsel yolculuk izlediğini saptamaya çalışıyor. 

Yumuşak dokuların genellikle fosilleşmeyip çürümesi insan beyninin geçirdiği süreçleri anlamayı zorlaştırıyor.

Fakat araştırmacılar kafatası kalıntılarına bakarak bir fikir edinmeye çalışıyor. 

Birleşik Krallık'taki Reading, Oxford ve Durham üniversitelerinden araştırmacılar, soyu tükenmiş insansı türlerine ait kafataslarını bir araya getirerek bugüne kadarki en büyük veri setlerinden birini oluşturdu.

7 milyon yıla yayılan kalıntıları inceleyen ekip, gelişmiş bilgisayar modellerinden yararlanarak süreç içindeki boşlukları doldurmayı hedefledi.

Bulgularını PNAS adlı hakemli dergide 26 Kasım Salı günü yayımlayan bilim insanları, büyük beyinlerin bir türden diğerine geçişte aniden değil, her bir tür içinde yavaş yavaş geliştiği sonucuna vardı. 

Makalenin ortak yazarı Dr. Chris Venditti "Bu çalışma, insan beyninin evrimine dair anlayışımızı bütünüyle değiştiriyor" diyerek ekliyor:

Daha önce beyin boyutunun, tıpkı son model bilgisayarlarla gelen güncellemeler gibi, türler arasında çarpıcı bir sıçrama yaşadığı düşünülüyordu. Fakat bizim çalışmamız, milyonlarca yıl boyunca her türün kendi içinde gerçekleşen istikrarlı, kademeli bir 'yazılım güncellemesi' olduğunu gösteriyor. 

Bilim insanları Neandertallerin adaptasyonda zorlandığı fikrine de meydan okuyor. Çalışmada beyni en hızlı büyüyen tür olduğu görülen Neandertaller, modern insanları bile geride bıraktı.

Yeni araştırmada ayrıca vücudu büyük türlerin genellikle daha büyük beyinlere sahip olduğu da bulundu. Diğer yandan vücut ve beyin boyutlarının her zaman doğu orantılı olmadığı da kaydedildi. 

Makalenin başyazarı Dr. Thomas Puschel, bulguları "Büyük evrimsel değişimler her zaman çarpıcı olaylara ihtiyaç duymaz"  diye değerlendiriyor: 

Tıpkı bugün bizim öğrenme ve uyum sağlama şeklimiz gibi, bunlar da zaman içinde küçük, kademeli gelişmelerle gerçekleşebilir.

Independent Türkçe, IFL Science, EurekAlert, PNAS