Ünlü oyuncunun yeni filminden fırtına gibi başlangıç

Ocak 2023'te Blake Lively'nin Lily Bloom rolüne seçildiği açıklanmıştı (Sony)
Ocak 2023'te Blake Lively'nin Lily Bloom rolüne seçildiği açıklanmıştı (Sony)
TT

Ünlü oyuncunun yeni filminden fırtına gibi başlangıç

Ocak 2023'te Blake Lively'nin Lily Bloom rolüne seçildiği açıklanmıştı (Sony)
Ocak 2023'te Blake Lively'nin Lily Bloom rolüne seçildiği açıklanmıştı (Sony)

Yapımcılığını Sony Pictures'la Wayfarer Studios'un üstlendiği ve başrolünde Blake Lively'nin yer aldığı Bizimle Başladı Bizimle Bitti'nin (It Ends With Us) ilk fragmanı büyük ses getirdi.

Geçen perşembe yayımlanan fragman, ilk 24 saat içinde 128,1 milyon kez izlendi. Fragmanın izlenme sayısı bugün itibariyla 222 milyona ulaştı.

Barbie'nin fragmanı 101 milyon izlenmişti

Geçen yıl Greta Gerwig'in popüler kültür fenomeni haline gelen filmi Barbie 101,6 milyon, süper kahraman filmi The Marvels ise 90,6 milyon kez izlenmişti. 

Zendaya'nın başrolde olduğu ve geçen ay gösterime giren Rekabet'in (Challengers) fragmanı 75 milyon, Açlık Oyunları (The Hunger Games) serisinin son halkası Kuşların ve Yılanların Şarkısı (The Ballad of Songbirds and Snakes) ise 61,6 milyon izlendi.

Çok satan romandan uyarlandı

Yönetmenliğini Justin Baldoni'nin üstlendiği Bizimle Başladı Bizimle Bitti, popüler aşk romanları yazarı Colleen Hoover'ın 2016 tarihli en çok satan kitabından uyarlandı.

Beyazperdeye Christy Hall tarafından uyarlanan film, travmatik bir çocukluğun ardından Boston'da yeni bir hayata atılan ve hep hayalini kurduğu işi kurmaya çalışan Lily Bloom'un hikayesini anlatıyor. 

Lily, büyüleyici beyin cerrahı Ryle Kincaid'le şans eseri karşılaşınca kısa sürede aralarında derin bir aşk başlıyor. Ancak bir süre sonra Lily'nin eski aşkının hayatına tekrar girmesiyle ilişkilerinde sorunlar ortaya çıkıyor. 

Başroldeki Lively'ye, aynı zamanda filmin yönetmeni olan 40 yaşındaki Baldoni eşlik ediyor.

Jenny Slate, Hasan Minhaj ve Amy Morton'ın da rol aldığı filmin yönetici yapımcıları arasında 36 yaşındaki Blake Lively de bulunuyor.

Bizimle Başladı Bizimle Bitti'nin ABD'de 9 Ağustos'ta gösterime girmesi planlanıyor. Romantik film, Türkiye'deyse 16 Ağustos'ta vizyona girecek.

Independent Türkçe, Deadline, Collider



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News