Adım sayarak mı süre tutarak mı egzersiz yapmak daha faydalı?

Fiziksel açıdan hareketsiz olmak yılda dünya çapında yaklaşık 3,2 milyon kişinin ölümüne yol açıyor (Unsplash)
Fiziksel açıdan hareketsiz olmak yılda dünya çapında yaklaşık 3,2 milyon kişinin ölümüne yol açıyor (Unsplash)
TT

Adım sayarak mı süre tutarak mı egzersiz yapmak daha faydalı?

Fiziksel açıdan hareketsiz olmak yılda dünya çapında yaklaşık 3,2 milyon kişinin ölümüne yol açıyor (Unsplash)
Fiziksel açıdan hareketsiz olmak yılda dünya çapında yaklaşık 3,2 milyon kişinin ölümüne yol açıyor (Unsplash)

Adım sayısının mı yoksa dakika üzerinden yapılan egzersizin mi sağlığa daha yararlı olduğu sorusu nihayet cevap buldu.

Özellikle akıllı saatler veya akıllı telefon uygulamalarının kişinin attığı adım sayısını ölçmeye başlamasıyla beraber pek çok kişi ne kadar egzersiz yaptığını bu kritere göre değerlendiriyor.

Öte yandan adım sayısının sağlık üzerinde nasıl bir etki yarattığına dair yeterli bilgi olmadığından, fiziksel aktivite rehberleri bu ölçütü kapsamına almıyor. 

Bu soru işaretini gidermeye çalışan bilim insanları, ABD'deki Brigham & Kadın Hastanesi'nin Kadın Sağlığı Çalışması adlı devam eden bir araştırmasına katılan kişilerin verisini inceledi. 

JAMA Internal Medicine adlı bilimsel dergide yeni yayımlanan çalışmada yaklaşık 14 bin kadın 2011 ila 2022 döneminde takip edildi. 

En az 62 yaşındaki kadınlar çalışmanın ilk 4 yılında, uyku ve su dışında kaldıkları süre boyunca fiziksel aktivitelerini ölçen bir cihaz taktı. Katılımcılar haftada ortalama 62 dakika egzersiz yaparken günde 5 bin 183 adım attı. 

Araştırmacılar süre veya adım sayısıyla ölçülmesi fark etmeksizin yüksek seviyedeki egzersizin erken ölüm ve kalp damar hastalıkları riskinin düşmesiyle ilişkili olduğunu tespit etti. 

Çalışmanın 9 yıllık takip süresinde dakika veya adım sayısı fark etmeksizin en aktif olan ilk çeyrekteki kadınlardaki riskin, en hareketsiz olanlara göre yüzde 30 ila 40 daha düşük olduğu gözlemlendi. Ayrıca fiziksel aktivitede ilk üç çeyrektekiler, vücut kitle endeksi farkından bağımsız olarak ortalama 2,22 ila 2,36 ay daha uzun yaşadı.

Yeni çalışma adım sayısının egzersiz kadar etkili olabileceğini ortaya koysa da bazı kısıtlamaları var. Gözlem üzerinden yapıldığı için neden sonuç ilişkisi kurulamamasının yanı sıra kadınların çoğu beyaz ve sosyoekonomik açıdan üst sınıftaydı. 

Yine de araştırmacılar fiziksel aktiviteyle ilgili rehberlerde adım sayısı gibi çeşitli ölçütlerin yer almasının faydalı olacağını belirtiyor. Makalenin başyazarı Rikuta Hamaya şöyle diyor:

Bazı kişiler ve özellikle de gençlerin egzersizi tenis, futbol, yürüyüş veya koşu gibi aktiviteleri içerebilir ve bunların hepsi adımlarla kolayca takip edilebilir. Öte yandan başkaları bisiklet sürerek veya yüzerek egzersiz yapıyor olabilir ve burada süreyi izlemek daha kolay.

Independent Türkçe, Earth, Forbes, JAMA Internal Medicine



İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
TT

İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)

Araştırmacılar insan hücrelerinin içinde yeni bir organel keşfetti. 

Tıpkı organlar gibi organeller de hücre içinde belirli işlevleri yerine getirmek üzere özelleşmiş yapıları ifade ediyor. Örneğin mitokondri enerji üretiminden sorumluyken, endoplazmik retikulum proteinleri taşımak gibi görevleri üstleniyor. 

Virginia Üniversitesi ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nden bilim insanları hücrelerin şeklini koruyan filamentleri incelerken, ürettikleri üç boyutlu görüntülerde sürekli karşılarına çıkan alışılmadık bir yapı olduğunu fark etti.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada hücrede belirli bir görevi yerine getirdiği düşünülen bu yapının daha önce tanımlanmamış bir organel olduğuna karar verildi.

Bilim insanları hemifüzom (hemifusome) adını verdikleri yapının insan hücrelerindeki proteinlerin ayrıştırılması, geri dönüştürülmesi ve dışarı atılmasında rol oynadığını tahmin ediyor.

Ekip kullanılan görüntüleme tekniği veya organelin küçük boyutu nedeniyle bugüne kadar gözden kaçmış olabileceğini düşünüyor. Çapı yaklaşık 100 nanometre olan hemifüzomun boyutu, küçük bir mitokondrinin yarısı bile değil.

Kriyo-elektron tomografi (cryo-ET) denen bir teknik kullanan ekip, bu sayede hücrelerin net görüntülerini oluşturmayı başardı. Hücrelerin dondurulmasını içeren bu yöntem, biyolojik yapıların bozulmadan görüntülenmesini sağlıyor.

Bilim insanları daha önce gözlemlemedikleri bir vezikül yapısını inceliyordu. Balon benzeri yapılar olan veziküller, hücrelerin içinde ve hücreler arasında protein ve hormon gibi maddeleri taşıyor.

Çalışmada iki katmanlı bir yağ bariyeriyle ayrılan iki vezikülün birbirine kaynaştığı gözlemlendi. 

Makalenin yazarlarından Seham Ebrahim, "Biyofizik açısından bile bu bir dönüm noktası" diyerek ekliyor: 

Çünkü biyofiziksel olarak veziküllerin bu hemifüzyon durumunda var olabileceği her zaman tahmin edilse de canlı bir hücrede ilk kez görüldü.

Araştırmacılar hemifüzyon iki çift tabakanın kısmi birleşmesi anlamına geldiği için organele hemifüzom adını verdi.

Ebrahim, yeni keşfedilen organelin, veziküllerin "bağlandığı ve kargo aktardığı" bir "yükleme iskelesi" görevi gördüğünü söylüyor.

Taşıma sürecinde daha önce bilinmeyen bu adım, çeşitli genetik hastalıklar hakkında kritik bilgiler sağlama potansiyeline sahip. 

Ancak hemifüzomun hücredeki rolünün net olarak belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bilim insanları daha sonra genetik bozukluklara karşı yeni tedaviler geliştirilebileceğini umuyor. 

Ebrahim, "Bu daha başlangıç" diyerek ekliyor: 

Artık hemifüzomların var olduğunu bildiğimize göre, sağlıklı hücrelerde nasıl davrandıklarını ve işler ters gittiğinde ne olduğunu sormaya başlayabiliriz. Bu bizi karmaşık genetik hastalıkların tedavisi için yeni stratejilere götürebilir.

Independent Türkçe, Live Science, IFLScience, Nature Communications