Bir kuş cinsinin "zihinsel zaman yolculuğu" yapabildiği bulundu

Bayağı alakargaların hatırlanan bir olaydaki rastgele detayı da akıllarına getirebildiği bildirildi (Unsplash)
Bayağı alakargaların hatırlanan bir olaydaki rastgele detayı da akıllarına getirebildiği bildirildi (Unsplash)
TT

Bir kuş cinsinin "zihinsel zaman yolculuğu" yapabildiği bulundu

Bayağı alakargaların hatırlanan bir olaydaki rastgele detayı da akıllarına getirebildiği bildirildi (Unsplash)
Bayağı alakargaların hatırlanan bir olaydaki rastgele detayı da akıllarına getirebildiği bildirildi (Unsplash)

Şu sorulara hızlıca yanıt vermeye çalışın: Dün öğle yemeğinde ne yediniz? Yanınızda kim vardı? Neredeydiniz? Ortamı kafanızda canlandırabiliyor musunuz?

Geçmişteki olaylardaki küçük detayları hatırlama yetisi, bilim insanlarının epizodik bellek diye adlandırdığı hafıza biçiminin alametifarikası. 

Yeni bir araştırma insanların dışında bir kuş türünün de bu belleğe sahip olduğunu ortaya koydu: Bayağı alakargalar (Garrulus glandarius). 

15 Mayıs'ta PLOS One adlı bilimsel dergide yayımlanan makalenin ilk yazarı James Davies epizodik belleği şöyle anlatıyor:

Zihninizde bir şekilde yeniden yaşıyorsunuz. Bu, deneyimi oluşturan detayları da içeriyor: Sesler, görüntüler ve hatta düşüncelerinizle ruh haliniz.

Cambridge Üniversitesi'nde psikoloji alanında doktora yapan Davies, epizodik belleği semantik hafızayla karşılaştırıyor:

Semantik hafıza, gerçek bilgilerin hatırlanması anlamına geliyor. Semantik hafızayı bilmeyle, epizodik belleğiyse hatırlamayla yanyana düşünebiliriz, işin aslı bilinçli bir hatırlama yok.

Hayvanlar ne düşündüğünü söyleyemediğinden onların epizodik belleğe sahip olup olmadığını de bilmek güç.

Onların geçmişte yaşanan olayları hatırlamasıyla ilgili yöntemler geliştiren bilim insanları; martılar, köpekler ve mürekkepbalıklarının epizodik belleği andıran hafızaları olduğuna dair kanıtlar elde etmişti. 

Zekasıyla bilinen kargagillerin de epizodik bellek sahibi olabileceği bildirilmişti. Dr. Nicola Clayton'ın 1998'de yaptığı bir deney, gıdaları ne kadar süre önce nerelere sakladıklarını hatırladıklarını ortaya koymuştu. 

Clayton'ın öğrencisi Davies, bu kabiliyeti test etmek için başka yöntemlere girişti:

Eğer tek bir metodoloji kullanıyorsanız o yöntemde muhtemelen hata vardır. Aynı şeyi farklı şekillerde çeşitli metodolojilerle denerseniz çok daha kesin bir kanıt çıkar.

Yeni bir yaklaşımla bayağı alakargaları inceleyen bilim insanları, insan hafızası araştırmalarına yansıması olabilecek sonuçlar buldu. 

Davies ve arkadaşları, "zihinsel zaman yolculuğu" diye adlandırılan sürecin bu kuşlarda yaşanıp yaşanmadığını araştırdı. Bu süreç şöyle düşünülebilir: Dün öğle yemeğinde ne yediğiniz gibi, hafızanıza kaydetmek isteyecek kadar değerli bulmadığınız bilgi parçalarını hatırlamak. 

Alakargalara önce hangi kupanın altında yemek saklandığı gösterildi ve rahatlıkla hatırladılar. 

İkinci adımda kupaların üstüne çıkartmalar ya da ipler yerleştirildi. Yine aynı kupanın altına saklanan yemek bulundu. Kuşlar için bu eklemelerin bir önemi yoktu. 

Deneyin son aşamasındaysa bu çıkartmalar ve ipler önem kazandı zira kupaların yerleri değiştirildi. Kuşlar yiyecek içeren kupadaki işaretleri tanıyarak yüzde 70 isabet oranı yakaladı. 

Araştırmada yer almayan Dr. Jonathon Crystal, "Bu araştırma bayağı alakargalardaki epizodik hafızanın varlığına dair güçlü bir kanıt sunuyor" diyor. Alzheimer gibi hastalıklarda bu belleğin kaybının dikkat çekici olduğunu belirterek yeni çalışmanın konuyla ilgili araştırmalarda fayda sağlayabileceğini vurguluyor.

Crystal, "Sadece hafızayı geliştirmek yetmez, epizodik belleği de geliştirmemiz lazım" ifadesiyle ilgili ilaçların hayvanlarda test edilerek insanlar için geliştirilebileceğini öne sürüyor. 

Independent Türkçe, CNN, Scientific American



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News