Cannes'da açık artırma: Emily In Paris'te figüranlık 250 bin dolardan alıcı buldu

Lily Collins, Emily in Paris'te (Netflix)
Lily Collins, Emily in Paris'te (Netflix)
TT

Cannes'da açık artırma: Emily In Paris'te figüranlık 250 bin dolardan alıcı buldu

Lily Collins, Emily in Paris'te (Netflix)
Lily Collins, Emily in Paris'te (Netflix)

Netflix'in Emily in Paris'in yeni sezonunun gelmeyebileceğini açıklamasına rağmen Cannes'da düzenlenen yardım galasında bir teklif sahibi, dizinin 5. sezonunda rol almak için 250 bin euro ödedi.

HIV ve AIDS'in sona erdirilmesine yönelik araştırmalar için para toplayan AmfAR Galası sırasında Winnie Harlow ve Paris Jackson sahneye çıkarak dizide figüran olarak rol almanın yanı sıra Los Angeles'ta düzenlenecek 4. sezon prömiyerine katılma şansını açık artırmayla satışa sundu. 

Harlow ve Jackson, dizinin 5. sezon çekimlerinin 2025 ortalarında başlamasının planlandığına da atıfta bulundu.

Ancak Variety, Netflix çalışanlarının henüz dizinin yeni sezonuna yeşil ışık yakılmadığını söylediğini bildirdi. 

The Independent açıklama için Netflix'e ulaştı ancak henüz yanıt alamadı. 

4. sezon dijital yayın platformunda iki bölüm halinde yayımlanacak; ilk bölüm 15 Ağustos'ta, ikinci bölümse 12 Eylül'de izleyiciyle buluşacak. 

AmfAR'ın resmi müzayede sitesinde, konuk oyuncu rolünün popüler diziyi yaratan "Darren Star'ın izniyle" düzenleneceği belirtiliyor.

İnternet sitesi, teklif sahibinin "5. sezonun onaylanması şartıyla çekim sırasında Paris'teki sette bir gün geçirme fırsatına sahip olacağını" belirtmek için kısa bir süre önce güncellendi.

Resmi müzayede kitapçığında yer alan orijinal dilde 5. sezon çalışmalarının zaten başladığı öne sürülüyor. 

Netflix'in dizinin 4. sezonuna ilişkin resmi açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:

Emily (Lily Collins), Camille (Camille Razat) ve Gabriel'in (Lucas Bravo) gayri meşru düğününde yaşanan dramatik olayların ardından sarsılır. İki erkeğe karşı güçlü duygular besliyor ama artık Gabriel eski sevgilisinden bir bebek bekliyor ve Alfie'nin (Lucien Laviscount) kendisi ve Gabriel hakkındaki en kötü korkuları doğrulandı.

The Independent'tan Isobel Lewis dizinin üçüncü sezonu için yazdığı iki yıldızlı eleştiride şöyle demişti:

Emily in Paris epey inişli çıkışlı bir yolculuk geçirdi. Halkla ilişkiler sorumlusu olarak çalışan Şikagolu bir kızın Aşk Şehri'ne gitmesini konu alan ilk sezon eleştirmenler tarafından alay konusu olmuş, Netflix'in kaliteli yapımlardan vazgeçip bunun yerine kalıplaşmış diziler üretmeye başladığının bir işareti olarak görülmüştü (iki yıl ve çok fazla gerçek suç dizisinin ardından bu yargı cidden isabetli bir tahminmiş gibi geliyor). Ancak dizinin yaratıcısı Darren Star sorunları gidermeyi vadetmişti. İkinci sezon geldiğinde eleştirmenler U dönüşü yaparak dizinin artık tamamen "şakayla karışık" olduğunu iddia etti. Üçüncü sezon bölümleri Netflix'e geldiğinde, ben ikna olmadım. Eğer şaka iyi değilse, bir dizinin şakayla karışık olması yeterli mi? Dizinin klişe olduğunu bilmek onu eleştirilerden muaf mı kılıyor?

Independent Türkçe



Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
TT

Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)

Araştırmacılar bu hafta, Down sendromlu kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu açıkladı.

Kişinin fazladan bir kromozomla doğmasından kaynaklanan bu gelişimsel engel, beynin ve vücudun nasıl geliştiğini etkileyebiliyor. Bu, ABD'de kromozomla bağlantılı en yaygın rahatsızlık ve her yıl Down sendromu olan 6 bin bebek dünyaya geliyor. Amerika'da 400 bin ila 600 bin kişinin Down sendromuyla yaşadığı tahmin ediliyor.

Bilim insanları bu genetik rahatsızlığın risk faktörlerinin hepsini olmasa da bazılarını biliyor. Kalp hastalığı riskinin artmasının potansiyel nedeninin, daha yüksek obezite prevalansı, kandaki yağın anormal seviyelerde olması, hareketsiz yaşam tarzı ve düşük tansiyon prevalansının daha düşük olması gibi farklı kardiyovasküler risk faktörlerine bağlı olduğunu söylüyorlar. Down sendromlu birçok birey, gevşek eklemler nedeniyle kas kazanmada zorluklar yaşıyor.

Vücutları da genel nüfusa göre daha hızlı yaşlanıyor, saçları beyazlıyor ve bağışıklık fonksiyonları diğerlerine göre daha erken düşüyor.

İsveç'teki Gothenburg Üniversitesi'nden Dr. Anne Pedersen yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Sonuçlarımız, Down sendromlu bireylerin yaşa bağlı bazı kardiyovasküler çıktılar açısından daha yüksek risk altında olduğunu ve önceki çalışmaların sonuçlarıyla uyumlu bir şeilde kardiyovasküler risk faktörü profillerinin genel popülasyondan farklı olduğunu gösteriyor.

Araştırma çarşamba günü Journal of Internal Medicine adlı hakemli dergide yayımlandı.

Yazarlar, 1946 ve 2000 arasında İsveç'te doğan 5 bin 100'den fazla Down sendromlu bireyin sağlık durumunu inceledi. Bu kişileri, Down sendromu olmayan diğer İsveçlilerle karşılaştırdılar.

Araştırmacılar, Down sendromunun 4,41 kat daha yüksek iskemik inme riski ve 5,14 kat daha yüksek hemorajik inme riskiyle ilişkili olduğunu saptadı. İskemik inme, bir şey kan akışının beyne ulaşmasını engellediğinde, hemorajik inme de zayıflayan kan damarı yırtıldığında meydana geliyor.

Ayrıca kalp krizi riski Down sendromu olan ve olmayan kişilerde yakınken, Down sendromlu gençlerde yüksek çıktı.

Bu değişikliklerin neden gözlemlendiğini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekirken yazarlar, bulguların gelecekte küresel araştırma ve tedavilere yansıyabileceğini söylüyor.

Pedersen, "Bunun Down sendromlu bireylerin izlenmesi ve tedavisi açısından gelecekte etkileri olabilir" diyor.

Independent Türkçe