Netflix dizisinin 27 yaşındaki başrolü oyunculuğu bıraktı mı?

2017'de başlayıp 2020'de sona eren Ölmek İçin On Üç Sebep'te başroldeki Dylan Minnette'e Katherine Langford eşlik etmişti (Netflix)
2017'de başlayıp 2020'de sona eren Ölmek İçin On Üç Sebep'te başroldeki Dylan Minnette'e Katherine Langford eşlik etmişti (Netflix)
TT

Netflix dizisinin 27 yaşındaki başrolü oyunculuğu bıraktı mı?

2017'de başlayıp 2020'de sona eren Ölmek İçin On Üç Sebep'te başroldeki Dylan Minnette'e Katherine Langford eşlik etmişti (Netflix)
2017'de başlayıp 2020'de sona eren Ölmek İçin On Üç Sebep'te başroldeki Dylan Minnette'e Katherine Langford eşlik etmişti (Netflix)

Dylan Minnette, grubu Wallows'la birlikte müzik tutkusunun peşinden gitmek için oyunculuğa ara vermesi hakkında konuştu.

Netflix'in popüler dizilerinden Ölmek İçin On Üç Sebep'in (13 Reasons Why) yıldızı Minnette, oyunculukla arasına neden mesafe koyduğunu ve geri dönmeyi planlayıp planlamadığını anlattı.

"İş gibi gelmeye başladı"

Müzik podcast'i Zach Sang Show'da konuşan Minnette, "Oyunculukta başarıya ulaştığım için şanslıydım" dedi. 

Ölmek İçin On Üç Sebep'teydim ve gerçekten çok popülerdi. Kesinlikle oyunculukta yaşadığım şeyin zirvesine ulaştım. Ama aynı zamanda biraz da iş gibi gelmeye başladı. Çok şanslı bir konumdaydım, benim için her zaman eğlenceliydi, her zaman gerçekten ilham vericiydi ama sonra sadece bir iş gibi hissetmeye başladım.

Minnette, grubunun ve müziğin bir diğer tutkusu olduğunu ve bunu "gidebildiği yere kadar" götürmeyi hayal ettiklerini söyledi.

"Tek yolu enerjimin yüzde 100'ünü bu işe vermem"

27 yaşındaki aktör, "Şu anda bir süreliğine bunu yapabileceğim ve bunu olabildiğince ileri götürebileceğim bir konumda olduğumu hissediyorum" diye devam etti. 

Bunun gerçekleşmesinin tek yolu, zamanımın ve enerjimin yüzde 100'ünü bu işe vermem, bu işi ciddiye almam ve dünyaya bu işi ciddiye aldığımızı göstermem.

Minnette müzik tutkusunun peşinden gitmenin "doğal ve ilham verici hissettiren şey" olduğunu sözlerine ekledi. 

Çok yönlü yıldız, geçirdiği zamanın tadını çıkardığını ve arada bir oyunculuğa dönmeyi de düşündüğünü söyledi. Hatta Minnette, ekibine tekrar oyunculuk yapmaya hazır olduğunu söylediğini ancak "o zaman diliminin grev dönemine denk geldiğini" de ekledi.

Verecek bir şeyim olduğunu hissediyorum ve bu da muhtemelen oyunculuk... Bunun için yeniden ilham almaya başladığımı hissediyorum.

Minnette, Netflix dizisi Ölmek İçin On Üç Sebep'te Clay Jensen karakterini canlandırdıktan sonra 2022 yapımı Çığlık (Scream) ve Hulu'nun mini dizisi The Dropout'ta rol almıştı.

Independent Türkçe, Deadline, Zach Sang Show



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News