Çok satan yazardan Netflix'e çağrı: "Dizimi batırmayın"

(Facebook/Marian Keyes)
(Facebook/Marian Keyes)
TT

Çok satan yazardan Netflix'e çağrı: "Dizimi batırmayın"

(Facebook/Marian Keyes)
(Facebook/Marian Keyes)

Korkunç İrlanda aksanı, film ve televizyonlarda araba kovalamacaları ve kusurlu dedektifler kadar yaygın ve Marian Keyes bundan bıkmış durumda.

Çok satan İrlandalı yazarın 2020 tarihli romanı Grown Ups (bir kadının geçirdiği beyin sarsıntısının uzun süredir bastırılan sancıların ve sırların açığa çıkmasına nasıl yol açtığını anlatan bir komedi), Apple TV+'ın beğeni toplayan casus draması Slow Horses'ın arkasındaki ekip tarafından Netflix dizisine uyarlanıyor.

Yaklaşan uyarlama hakkında Hay Festival'de konuşan 60 yaşındaki Keyes şöyle söyledi:

İrlanda aksanı yapabilen kişileri kullansalar çok ama çok güzel olurdu.

Keyes, filmlerde ve televizyondaki birçok İrlanda aksanının ne kadar kötü olduğundan yakınarak şöyle dedi:

Demek istediğim, bu aksanlar sadece... Ağlıyorum! Acıdan eriyorum!

Keyes memnuniyetle şöyle devam etti:

Eğer gerçekten [Grown Ups'ın] yönetici yapımcısıysam, bu seçim yapabileceğim anlamına gelir.

Şakayla karışık ekledi:

Ben de bir kameo görünüm istiyorum. Annem de bir tane istiyor. Olabileceğimiz [en gerçekçi] yer bir eczane olabilir. İkimiz de sağlığımızın kötü olmasından keyif alıyoruz. İstediğimiz de bu.

Lindsay Lohan'ın Netflix filmi İrlanda Rüyası (Irish Wish), Emily Blunt'ın başrolde olduğu Çılgın Aşıklar (Wild Mountain Thyme) ve romantik komedi filmi Not: Seni Seviyorum (PS I Love You), ekranları süsleyen en korkunç İrlanda aksanlarından bazıları.

Not: Seni Seviyorum'un İskoç yıldızı Gerard Butler, filmdeki aksanı nedeniyle İrlanda'dan kamuoyu önünde özür dilemişti.

Keyes, sunucu Kirsty Lang'le Hay'de yaptığı geniş kapsamlı söyleşide alkolizminden ve 2009'da yaşadığı bir ruhsal çöküntüden de bahsetti. Keyes şöyle dedi:

Ruh sağlığına ilişkin kullanılan dil epey yargılayıcı. Sanki hepimiz kendi çöküntülerimizden sorumluymuşuz gibi bir hava yaratılıyor.

Kendisine ruhsal çöküntüsüne neyin yol açmış olabileceğini bilip bilmediği sorulduğunda, bunun "bir hastalık" olduğunu söyledi.

Buna katkıda bulunan faktörlerden biriyle ilgili konuşan Keyes, "perimenopoza yeni girmiştim ve o zamanlar hiçbir fikrim yoktu çünkü 15 yıl önce bu konu hakkında bu kadar çok konuşulmuyordu. Östrojen çok sakinleştirici olduğu için bu hormon yok olduğu anda kadınlar birden kendilerini inanılmaz derecede endişeli buluyor. Kimse bize bundan bahsetmedi" dedi.

Hay Festivali, 23 Mayıs - 2 Haziran'da Galler'deki Hay-on-Wye'da gerçekleşiyor.
Independent Türkçe



Uzmanlar uyardı: "Bu yaştan önce çocuklara telefon vermeyin"

Yeni bir araştırma, 12 yaşında telefon alan çocukların, 13 yaşında alanlara kıyasla, uyku sorunları yaşama riskinin en az yüzde 60, obezite riskininse en az yüzde 40 daha yüksek olduğunu tespit etti (Unsplash)
Yeni bir araştırma, 12 yaşında telefon alan çocukların, 13 yaşında alanlara kıyasla, uyku sorunları yaşama riskinin en az yüzde 60, obezite riskininse en az yüzde 40 daha yüksek olduğunu tespit etti (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: "Bu yaştan önce çocuklara telefon vermeyin"

Yeni bir araştırma, 12 yaşında telefon alan çocukların, 13 yaşında alanlara kıyasla, uyku sorunları yaşama riskinin en az yüzde 60, obezite riskininse en az yüzde 40 daha yüksek olduğunu tespit etti (Unsplash)
Yeni bir araştırma, 12 yaşında telefon alan çocukların, 13 yaşında alanlara kıyasla, uyku sorunları yaşama riskinin en az yüzde 60, obezite riskininse en az yüzde 40 daha yüksek olduğunu tespit etti (Unsplash)

Yeni bir araştırmaya göre 13 yaşından küçük çocuklara telefon vermek tehlikeli olabilir ve uyku bozuklukları, obezite ve hatta depresyona yol açabilir.

Önceki haftalarda Amerikan Pediatri Akademisi'nin (AAP) hakemli dergisinde yayımlanan araştırma, çocukluk ve ergenlik arasındaki kritik dönemde bu tür cihazların gençlerin sağlığı üzerindeki etkilerini inceledi.

Araştırma, teknolojinin ve sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisine ilişkin endişelerin küresel çapta artmasının ardından yapıldı. Avustralya bu ay, 16 yaş altı çocuklara TikTok ve Instagram dahil sosyal medyayı yasaklayan ilk ülke olmuştu.

Psikiyatri bölümünde öğretim üyesi ve Philadelphia Çocuk Hastanesi'nde çocuk-ergen psikiyatristi Ran Barzilay'in yürüttüğü AAP araştırmasında, ABD'deki 21 bölgeden 10 bin 500'den fazla çocuğun verisi analiz edildi.

12 yaşında telefon alanların, 13 yaşında alanlara kıyasla uyku bozukluğu riskinin yüzde 60'tan, obezite riskininse yüzde 40'tan fazla olduğu tespit edildi.

Araştırmacılar, 12 yaşında akıllı telefonu olmayan 3 bin 486 genci 13 yaşında yeniden değerlendirdi. Buna göre son bir yılda akıllı telefon edinenlerin, edinmeyenlere kıyasla klinik düzeyde psikopatoloji ve yetersiz uyku bildirme olasılığı, başlangıçtaki ruh sağlığı ve uyku durumu kontrol edildiğinde bile daha yüksekti.

Erken ergenlik döneminde akıllı telefon edinmenin depresyon, obezite ve yetersiz uykuyla ilişkili olduğu sonucuna varan araştırmacılar, gençleri korumaya yönelik kamu politikası geliştirilmesini öneriyor.

The Washington Post'a konuşan Barzilay şöyle diyor:

Bu kesinlikle görmezden gelebileceğimiz bir şey değil.

Avustralya, sosyal medyanın ulusal düzeyde sınırlandırılmasına öncülük ederek teknoloji devlerine, 10 Aralık'tan itibaren sosyal medyaya erişimi engelleme talimatı vermişti. Malezya ve diğer ülkelerin de gelecek yıl benzer adımlar atmayı düşündüğü bildiriliyor.

ABD'de Arkansas, Kaliforniya, Florida, Georgia, Louisiana, Mississippi, Ohio ve Tennessee gibi birçok eyalet, çocukların sosyal medyaya erişimini daha fazla sınırlandıran yasalar çıkarmıştı. Bu yasalar, gençlerin sosyal medya hesabı açabilmesi için ebeveyn onayını şart koşuyor.

Şikago'nun Demokrat Partili eski belediye başkanı Rahm Emanuel, çocukların sosyal medya kullanımını bir halk sağlığı krizi olarak nitelendirerek parlamenterlerden Avustralya'da alınan kararları takip etmelerini istemişti.

Diğer yandan önceki haftalarda TikTok, ABD'deki varlığını, Amerikalı yatırımcılar Oracle ve Silver Lake'le Abu Dabi merkezli MGX'in çoğunluk hisselerine sahip olduğu bir ortak girişime satmak üzere anlaşma imzalayarak platformun ABD'de kullanımının devam etmesini sağlamıştı.

Bu firmalar artık ABD'deki şirketin yüzde 45'ine sahip olacak (her biri yüzde 15 oranında) ve yaklaşık üçte biri de mevcut ByteDance yatırımcılarının bağlı şirketleri tarafından tutulacak. Yaklaşık yüzde 20'si de ByteDance'te kalacak.

Independent Türkçe


Katil mantar, dünya genelinde yayılıyor

Candida auris (Lundquist Enstitüsü)
Candida auris (Lundquist Enstitüsü)
TT

Katil mantar, dünya genelinde yayılıyor

Candida auris (Lundquist Enstitüsü)
Candida auris (Lundquist Enstitüsü)

Bilim insanları yeni bir incelemede, yaygın mantar türü Candida auris'in ilaçlara dirençli bir çeşidinin virülansının arttığını ve küresel olarak yayıldığını uyarıyor.

Her yıl yaklaşık 6,5 milyon kişiyi etkileyen mantar enfeksiyonları, antifungal tedaviye rağmen yüzde 50'nin üzerinde yüksek bir ölüm oranına sahip.

Candida auris, özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde ölümcül enfeksiyonlara neden olabilen istilacı bir maya türü.

İlk olarak 2009'da Japonya'da bir hastanın kulak kanalında keşfedildi ve kısa sürede Hindistan da dahil birçok ülkeye yayıldı. Hindistan'da 2014'te büyük bir halk sağlığı tehdidi diye tanımlandı.

En son araştırma incelemesi, mantarın hızla yayılmasını sağlayan birkaç benzersiz özelliğini ortaya koyuyor. Candida auris halihazırda 6 kıtada en az 61 ülkede bulunuyor.

Çalışma, mantarın maya benzeri bir büyüme biçiminden filament temelli bir yayılmaya geçme becerisi nedeniyle ilaçlara karşı hızla direnç kazandığını belirtiyor. Ayrıca insan derisine "yapıştırıcı gibi" yapışmasını ve kolonileşmesini sağlayan hücre duvarı proteinlerine de sahip.

Microbiology and Molecular Biology Reviews adlı akademik dergide yayımlanan çalışma, "C. auris'in deri kolonizasyonu önemli bir tıbbi endişe kaynağı çünkü kolonize edilmiş hastalar, C. auris'in hastane içi ve hastaneler arasında diğer hastalara bulaşmasını kolaylaştırabiliyor" diye belirtiyor.

Mantar, antifungal ilaçları kendisini öldürmeden önce uzaklaştırabilen, hücre zarında bulunan "dışa atım pompaları"na sahip. Ayrıca yüzeylerde sümüksü biyofilm tabakaları oluşturmak için birbirine yapışıyor; bu da ilaçların nüfuz etmesini zorlaştırıyor.

Çalışmada, mantarın ilaçlara karşı direnç göstermesinin başka yollarının olup olmadığının bilinmediği söyleniyor. İncelemede, "C. auris enfeksiyonlarının teşhisi genellikle yanlış tanımlama nedeniyle aksıyor ve bu da uygun antifungal tedavinin başlatılmasında gecikmelere yol açıyor" diye açıklanıyor.

Bir araya getirildiğinde bu veriler, insan mantar patojenlerine karşı geniş spektrumlu aktiviteye sahip yeni antifungal ajanlar geliştirme, teşhis testlerini iyileştirme ve yüksek riskli hastaların tedavisi için bağışıklık ve aşı temelli yardımcı yöntemler geliştirme ihtiyacının altını çiziyor.

İnceleme, özellikle kaynakları kısıtlı ülkelerde, mantar hastalıklarına dair farkındalığı artırmak için daha iyi gözetim mekanizmaları yoluyla çabaların artırılması çağrısında bulunuyor. Halihazırda klinik denemelerde olan üç yeni ilacın bu mantar enfeksiyonunun tedavisi için yakında kullanıma sunulabileceği belirtiliyor.

Independent Türkçe


2026 yılına akıllı ve sağlıklı kararlarla girin... Zihninizi ve bedeninizi güçlendirecek 10 karar

TT

2026 yılına akıllı ve sağlıklı kararlarla girin... Zihninizi ve bedeninizi güçlendirecek 10 karar

2026 yılına akıllı ve sağlıklı kararlarla girin... Zihninizi ve bedeninizi güçlendirecek 10 karar

Küresel istatistik şirketi Statista’nın, Alman ve Amerikalılardan oluşan bir örnekleme yeni yıl kararlarını sorması üzerine, katılımcıların her yıl tekrarlanan geleneksel yanıtlar verdiği görüldü. En çok dile getirilen hedefler arasında daha fazla para biriktirmek, spora daha fazla zaman ayırmak, sağlıklı beslenmek ve kilo vermek yer aldı.

Peki, en güncel bilimsel ve tıbbi araştırmalara göre 2026 yılında hangi sağlık trendlerinin öne çıkması bekleniyor?

Kanının derinliklerine in

Yıllık rutin kan tahlilleri artık genel tabloyu görmek için yeterli sayılmıyor. Uzmanlar, kolesterol, şeker ve D vitamini düzeylerinin ölçülmesinin ötesine geçilmesini öneriyor. Gelişmiş testler; insülin direnci, iltihaplanma, metabolik göstergeler ve hatta genetik risklerin değerlendirilmesini de kapsıyor. Bu kapsamlı analizlerin, beslenme düzeni ve yaşam tarzında kronik hastalıkları önlemeye yardımcı olacak uygun değişikliklerin yapılmasını sağlayabileceği belirtiliyor.

xcvf
Gelişmiş kan testleri daha popüler hale gelecek. (Reuters)

Ozempic, kardeşleri ve kuzenleri

Ozempic, Wegovy ve Mounjaro gibi kilo vermek isteyenlerin yakından takip ettiği ilaçlara, sağlık sektöründe yeni rakiplerin çıkması bekleniyor. Ancak bu rekabet, Ozempic ve benzerlerinin de dahil olduğu ‘peptit’ ailesinin sınırları içinde kalacak. 2026 yılında, özellikle büyüme hormonu salınımını uyaran ve metabolizmayı düzenleyen farklı peptit türlerinin ilaç pazarına güçlü bir giriş yapacağı öngörülüyor.

Yeni yılda kas gelişimini destekleyen, yaşlanma karşıtı etkiler sunan ve bağışıklık sistemini güçlendiren peptitlere yönelik ilginin artması bekleniyor. Büyük ilaç üreticilerinin tahminlerine göre, küresel peptit pazarının değeri 2024’te 224 milyar dolar seviyesindeyken, 2030 yılına kadar 260 milyar dolara ulaşacak.

Kaslar gösteriş için değil, sağlık içindir

Bilimsel çalışmalara göre, sağlıklı bir bedenin temelinde sağlıklı kas yapısı yer alıyor. Araştırmalar, kas erimesinin yalnızca yaşlanmanın bir sonucu olmadığını, 30’lu yaşlardaki bireylerde dahi görülebildiğini ortaya koyuyor.

yju6k
Estetik nedenlerle değil, sağlık nedenleriyle kaslarınızı koruyun. (AFP)

Kas kütlesindeki azalmanın, insülin direncini artırdığı, metabolik esnekliği azalttığı ve uzun vadede yüksek tansiyon ile diyabet riskini yükselttiği belirtiliyor. Bu nedenle, egzersiz ve yeterli protein tüketimi yoluyla yağsız ve güçlü bir kas kütlesinin korunmasının, artık yalnızca estetik kaygılarla değil, sağlık açısından önem taşıdığı vurgulanıyor.

Düşmanınızı tanıyın: işlenmiş gıdalar

Springer Nature bilim grubunun kısa süre önce yayımladığı bir araştırmaya göre, işlenmiş gıdalar tüketmek ölüm riskini yüzde 15 oranında artırıyor. ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi ise işlenmiş gıdalara dayalı beslenmenin bilişsel gerileme riskini yüzde 28 yükselttiğine dikkat çekiyor.

cvdfg
İşlenmiş gıdalara dayalı bir beslenme, zihinsel gerileme riskini artırır. (Reuters)

Uzmanlara göre çözüm, meyve, sebze, tam tahıllar ile işlenmemiş et ve balık gibi doğal haline en yakın gıdalara yeniden yönelmekten geçiyor. Buna karşılık, cips, gazlı içecekler, şekerli kahvaltılık gevrekler, hazır noodlelar, tavuk nuggetları ve sosisli sandviç gibi işlenmiş ürünlerden mümkün olduğunca uzak durulması öneriliyor.

Beyninizi sağlıklı tutun

Kovid-19 salgını, özellikle gençler arasında hafıza zayıflığı, odaklanma sorunları ve zihinsel dağınıklık vakalarının artmasıyla beynin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. Uzmanlara göre, zihni ve beyni koruma ihtiyacı her zamankinden daha fazla önem kazanmış durumda. Bu kapsamda, beyin hacminin korunması, beyaz maddenin sağlığının sürdürülmesi ve nörolojik iltihapların azaltılması öne çıkan hedefler arasında yer alıyor.

dfvgh
Beyin sağlığını korumak 2026 için öncelikli bir konu (Pixabay)

Koruyucu önlemlerin bir bölümünün beslenmeyle ilişkili olduğuna dikkat çekiliyor. Yoğurttaki probiyotikler, tahıllardaki lifler, sarımsak ve kırmızı meyveler gibi gıdaların beyin sağlığına katkı sağladığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, ashwagandha, rhodiola ve ginseng gibi bazı besin takviyelerinin de bu alanda destekleyici rol oynayabileceği ifade ediliyor.

Bu nedenle, yeni yıl kararları arasına bilişsel eğitime yönelik uygulamalara yatırım yapılmasının da eklenmesi öneriliyor. Uzmanlar, çoğunlukla hafızayı teşvik eden oyunlara dayanan bu uygulamaların yanı sıra, beyin performansını ve toparlanmasını izleyebilen akıllı saatler gibi giyilebilir teknolojilerin de giderek daha fazla ilgi gördüğünü belirtiyor.

Sağlıklı uyku

2026 yılı, ‘Erken yat, erken kalk; sağlığın yerini bulsun’ anlayışına dönüşün yılı olabilir. Artık sadece erken yatmak için bir davete katılmamayı tercih etmek utanılacak bir durum olarak görülmüyor. Özellikle Z kuşağının, kaliteli uykunun bir lüks değil, bir öncelik olduğunun daha fazla farkında olduğu belirtiliyor.

xscdf
2026, erken yatmanın önemi konusunda farkındalık yılı olabilir. (Pexels)

Uyku kalitesini izleyen akıllı elektronik cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte bu alanda kontrol sağlamak da kolaylaştı. 2026’da yapay zekâ destekli bu teknolojilerin daha fazla gündeme gelmesi bekleniyor. Söz konusu sistemlerin, uyku sırasında solunum kesintilerini azaltmaya yardımcı olması ya da kişiye özel sağlıklı uyku eğitimi sunması öngörülüyor. Otellerin de konuklarına, dinlendirici bir uykuyu önceleyen donanımlar ve hizmetler sunmaya yönelmesi bekleniyor.

Nefes egzersizleri

Ruh sağlığının, fiziksel sağlık kadar önemli olduğu gerçeğinden hareketle, bu alana yönelik ilginin 2026 yılında daha da artması bekleniyor. Bu sürecin ilk adımını ise nefes egzersizlerinin yaygınlaşması oluşturuyor. Çoğu zaman hafife alınan bu en basit ve erişilebilir uygulamanın, psikolojik denge açısından temel bir rol oynadığı vurgulanıyor. Uzmanlara göre nefes egzersizleri, yalnızca doğru nefes alıp verme yoluyla sinir sisteminin düzenlenmesine ve zihinsel istikrarın sağlanmasına katkı sunuyor.

zxcvf
Nefes egzersizleri, daha iyi zihinsel ve fiziksel sağlık için önemli. (Pexels)

İş yerinde stres yapmaya gerek yok

Küresel şirketler, üretkenliğe verdikleri önem kadar, çalışanlarının psikolojik istikrarını da artık her zamankinden daha fazla gözetiyor. Buna paralel olarak, iş yerindeki stresin ruhsal ve sinirsel sağlık üzerinde olumsuz etkiler yarattığına dair farkındalık artıyor. Araştırmalar, sağlıklı uykuya, düzenli egzersize ve meditasyona öncelik veren büyük şirket yöneticilerinin, daha gelişmiş bir duygusal zekâya ve daha isabetli karar alma becerilerine sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Özetle, çalışanların mesleki başarı ve yöneticilerini memnun etme uğruna sağlıklarından ve sinirlerinden fedakârlık ettiği dönemlerin geride kaldığına dikkat çekiliyor.

İş için sağlığınızı ve sinirlerinizi feda ettiğiniz günler geride kaldı. (Pexels)
İş için sağlığınızı ve sinirlerinizi feda ettiğiniz günler geride kaldı. (Pexels)

Telefonunuzu bir kenara koyun

2026’da ruh sağlığını korumak için dijital dünyadan uzaklaşmanın önemi konusunda farkındalığın artması bekleniyor. Nesiller fark etmeksizin, insanlar geçmişte popüler olan ilgi alanlarına geri dönecek; el sanatları, boyama, günlük tutma ve grup sporları bunlar arasında öne çıkacak. Dijital detoks kavramı, sanal dünyadan kopma ve mümkün olduğunca telefondan uzak durma anlayışı bu dönemde daha da yaygınlaşacak.

Manevi zenginlik

2026 yılında, bedene özen gösterirken ruhu beslemeye yönelik ilginin yeniden artması bekleniyor. Son araştırmalar, meditasyon, yoga, nefes egzersizleri ve insani amaçlarla gönüllülük gibi sağlam spiritüel ritüeller uygulayan kişilerin sadece daha uzun değil, aynı zamanda daha kaliteli bir yaşam sürdüğünü ortaya koyuyor.