Doktorlar, artık hastaların gözünden görebilecek

Firma, deneme sürecinin tamamlanmasıyla sanal gerçeklik gözlüğünün daha yaygın şekilde kullanılmasını hedefliyor (Unsplash)
Firma, deneme sürecinin tamamlanmasıyla sanal gerçeklik gözlüğünün daha yaygın şekilde kullanılmasını hedefliyor (Unsplash)
TT

Doktorlar, artık hastaların gözünden görebilecek

Firma, deneme sürecinin tamamlanmasıyla sanal gerçeklik gözlüğünün daha yaygın şekilde kullanılmasını hedefliyor (Unsplash)
Firma, deneme sürecinin tamamlanmasıyla sanal gerçeklik gözlüğünün daha yaygın şekilde kullanılmasını hedefliyor (Unsplash)

İsrailli bir teknoloji firması, sağlık çalışanlarının hastaların gözünden görmesini sağlayan bir sanal gerçeklik uygulaması geliştirildi.

OtheReality şirketinin tasarladığı sanal gerçeklik gözlüğü, doktorlar ve sağlık çalışanlarının hastalarla daha yakından empati kurmasını mümkün kılıyor. 

Cep telefonuna yüklenen bir uygulamayla entegre çalışan cihaz sayesinde doktorlar, belirli senaryoları hastaların gözünden deneyimleyebiliyor. 

Şirketin COO'su Yotvat Palter-Dycian, “Doktorun hastayı sorun olarak değil, bir problemle boğuşan bir kişi olarak görmesi gerekiyor" dedi. 

Bar-İlan Üniversitesi'yle Şeba Tıp Merkezi'nin ortak çalışmasıyla geliştirilen sanal gerçeklik gözlüğü, ülkedeki çeşitli hastanelerde deneme amaçlı kullanılıyor.

Cihazın sağlık sektöründe önemli bir yeri olacağına inandıklarını söyleyen OtheReality'nin eş kurucularından Motti Neiger, şu ifadeleri kullandı: 

Sağlık alanında empati eksikliğinin daha düşük hasta memnuniyetine, hastaların tıbbi talimatlara uymamasına ve daha yüksek hastaneye yeniden yatış oranlarına yol açtığını biliyoruz. Aynı zamanda daha fazla yanlış tedavi davasının yanı sıra sağlık personeli arasında memnuniyetsizliğin ve tükenmişliğin artmasına sebep oluyor.

Firmanın CEO'su Elik Almog, sanal gerçeklik gözlüğünün kontrollü bir ortamda denendiğini, doktorların ve sağlık çalışanlarının cihazı kullandıktan sonra deneyimlerini paylaştığını, böylelikle hastayla daha verimli iletişim kurmayı hedeflediğini belirtti.

Buna yönelik olarak cep telefonundaki uygulamada, cihaz kullanıldıktan sonra yaşanan deneyimlere dair birtakım sorular soruluyor. 

Neiger, sanal gerçeklik gözlüğünü kullananların hasta açısından nelerin rahatsız edici olabileceğine ve bunlarla ilgili nasıl farklı davranışlar sergilenebileceğine dair bilgiler edinebildiğini söyledi.

Independent Türkçe, Times of Israel, OtheReality

 



1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)
TT

1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)

İngiltere'nin güneybatısındaki Wiltshire'da metal dedektörü kullanan kişiler, yaklaşık 1400 yıl öncesine ait Anglosakson döneminden kalma altın ve lal taşından nadir bir kuzgun başı buldu.

Ayrıca küçük boncuklar ve üçgen lal taşlarıyla süslenmiş altın bir halka veya yüzük de keşfettiler.

Yaklaşık 60 gram ağırlığındaki kuzgun başı, çarpıcı bir lal taşı göz ve "tüylü" kısımlarının hatlarını çizen minik altın kürelerden oluşuyor.

Eserleri ocak ayında bulan iki dedektörcüden biri Paul Gould, bunların MS 7. yüzyıl Anglosakson dönemine tarihlendirildiğini söylüyor.

Kuzgun başının neyi temsil ettiği net değil ancak daha önceki araştırmalar, Cermen ve Viking çağlarında İskandinav tanrısı Odin'le bağlantılı şekilde karanlığı ve ölümü sembolize ettiğini gösteriyor.

Diğer dedektörcü Chris Phillips "Bu hayatta bir kez yapılacak bir keşif: Paul ve ben Sakson altınını keşfettik" diyor. 

İnanılmaz bir şey. Biraz duygusalım.

Ender nesneler halihazırda British Museum'daki uzmanlar tarafından temizlenip işlemden geçiriliyor.

Kuzgun başının sağ tarafında lal taşı bir gözün eksik olduğu tespit edildi ve içinden çıkarılan pislik, başka bir esere takılmış olabilecek küçük iğneleri gözler önüne serdi.

Phillips, uzmanlara atıfla kuzgun başının bir zamanlar bir boynuzdan yapılmış bir kadehin ucuna takılmış olabileceğini söyleyerek "hiçbir şeyin buna benzemediğini" ekliyor.

"Diğer taraf ya hasar görmüş gibi görünüyor ya da bu şekilde olması gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Parıltılı, yanardöner görünümünü hâlâ koruyor.

Diğer altın ve lal taşı eserin ayrı bir mücevher mi yoksa daha büyük bir mücevherin parçası mı olduğu sorusu da cevapsız.

"Bunun bir yüzüğün parçası mı yoksa başka bir şeyin parçası mı olduğundan emin değiliz, belki de boynuzdan yapılan kadehe takılıydı" diyen Phillips, tüm lal taşlarının sağlam olduğunu da ekliyor.

Bu eserleri tam olarak kimin yaptığı belirsiz olsa da uzmanlar, Anglosakson ya da İskandinav kökenlerine uyduklarını söylüyor.

Daha önce Sutton Hoo ve Staffordshire istiflerinde de bulunan bunun gibi kuş benzeri mücevher parçalarının üzerinde, belirgin lal taşı kakmalı gözler ve gaga şekilleri vardı.

LiveScience'a göre Phillips, "Bölgede yapılacak sonraki araştırmalarda yer almayı umuyoruz ve tüm doğru prosedürleri uygulayarak keşif yapmaya devam edeceğiz" diyor.

Organizatörlerin alandaki metal dedektör çalışmalarını durdurduğu ve Wiltshire'ın irtibat görevlisini bilgilendirdiği bildirildi.

Independent Türkçe