Nolan'dan şaşırtan itiraf: Cesaret edebilir miydim bilmiyorum

Nolan'ın Batman üçlemesinin son filmi olan Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises), 1 milyar dolardan fazla hasılat yapmıştı (Warner Bros)
Nolan'ın Batman üçlemesinin son filmi olan Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises), 1 milyar dolardan fazla hasılat yapmıştı (Warner Bros)
TT

Nolan'dan şaşırtan itiraf: Cesaret edebilir miydim bilmiyorum

Nolan'ın Batman üçlemesinin son filmi olan Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises), 1 milyar dolardan fazla hasılat yapmıştı (Warner Bros)
Nolan'ın Batman üçlemesinin son filmi olan Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises), 1 milyar dolardan fazla hasılat yapmıştı (Warner Bros)

Her ikisi de son derece başarılı sinemacılar olan Christopher ve Jonathan Nolan kardeşler epey parlak bir yıl geçiriyor.

Oppenheimer, martta Oscar'ları silip süpürerek Christopher Nolan'a ilk En İyi Yönetmen heykelciğini kazandırdı. Jonathan Nolan'ın adıysa Amazon Prime Video'nun popüler video oyunu uyarlaması Fallout'un muazzam başarısı sayesinde Emmy ödülleriyle birlikte anılıyor.

Nolan kardeşler, Televizyon Akademisi'nin düzenlediği etkinlik kapsamında Fallout'un ilk bölümünün gösterimine katıldı. Gösterimin ardından da birbirleriyle ve katılımcılarla sohbet ettiler.

"İnanılmaz derecede zorlayıcı"

Meşhur uyarlamalara değinen Jonathan, "Sanırım Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi (Lord of the Rings) filmlerine her zaman olağanüstü bir saygı var" diyerek ekledi:

Bence bir yazar olarak bunlar inanılmaz derecede zorlayıcı çünkü bir ortamdan diğerine bir şeyler aktarmaya çalışmanız gerekiyor ve gerçekten hiçbir şeyi değiştiremiyorsunuz.

Jonathan Nolan, Fallout'ta yazarlık ve dizi sorumlusu görevlerini Geneva Robertson-Dworet ve Graham Wagner'e devrederek bunun yerine yapımcı ve yönetmenliği üstlendi. Bu kararla Nolan, dizinin genel tonuna ve görünümüne odaklanmayı seçti.

"Cevap senden öğrendiklerimi çalmak"

Jonathan Nolan, "Bu projede benim için heyecan verici olan şey, dizi sorumlularına ihtiyacımız olduğunu bilmekti" diyerek ağabeyi Christopher Nolan'a seslendi:

Hikayeyi ileriye taşıyacak insanlara ihtiyacımız vardı. Bir tür yapımcı yönetmen olarak katkıda bulunma fırsatım olduğunu düşündüm ve bunu ekranda nasıl hayata geçireceğimizi bulmaya çalıştım. Cevap, senden öğrendiğim bir sürü şeyi çalmak ve birkaç yeni şey oldu.

Ağabeyinin kendisi üzerindeki etkisinden bahseden Jonathan, Christopher Nolan'ın Batman üçlemesi üzerinde çalışmasını izlemenin, sevilen bir kimliği uyarlamanın getirdiği beklentilerle başa çıkma konusunda kendisini rahatlattığını açıkladı.

47 yaşındaki Jonathan Nolan, "Batman deneyimini yaşamamış olsaydık bunu yapmaya cesaret edebilir miydim bilmiyorum" dedi.

Independent Türkçe, IndieWire, Deadline



DNA analizi, Avrupa'nın geçmişindeki ilk kadın merkezli toplumu ortaya çıkardı

Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
TT

DNA analizi, Avrupa'nın geçmişindeki ilk kadın merkezli toplumu ortaya çıkardı

Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)

Genetik analizler, Demir Çağı'nda Britanya'da yaşayan Keltlerin kadın merkezli bir topluluğu olduğunu ortaya koydu. Bilim insanları, Avrupa'nın eski dönemlerinde anayerli denen bu toplum biçimine daha önce rastlanmadığını söylüyor.

Roma İmparatorluğu MS 43'te Britanya'yı istila ettiğinde, Jül Sezar ve diğer Romalıların bu yabancı topraklardaki savaşçı kadınlardan söz ettiği yazıları var. Boudica gibi savaşçıların öne çıktığı kayıtlarda, bu toplumlarda kadınların önemli bir yere sahip olduğuna işaret ediliyordu.

Birleşik Krallık'ın Dorset bölgesindeki Keltik mezarlarındaysa, kadınların erkeklere kıyasla çok daha fazla değerli eşyalarla gömüldüğü görülmüştü. Bu mezarlar, MÖ 100'den MS 100'e kadar bölgede yaşayan Durotriges kabilesiyle ilişkilendiriliyor. 

Trinity College Dublin'nden Dr. Lara Cassidy ve ekip arkadaşları bu mezarları tekrar ziyaret ederek 57 kişinin DNA'sını inceledi.

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (15 Ocak) yayımlayan ekip, kadın merkezli bir toplulukla karşılaştı. 

Araştırmacılar toplumun yapısını anlamak adında, sadece anneden geçen mitokondriyal DNA ve babadan oğula aktarılan Y kromozomuna odaklandı. 

Mitokondriyal DNA analizi, mezarlardaki kişilerin üçte ikisinin tek bir anne soyundan geldiğini ortaya koydu. Diğer yandan erkeklerdeki Y kromozomu çeşitlilik gösteriyordu. 

Bulgular, kadınlar yaşadıkları yerde kalırken, erkeklerin eşleri için farklı yerlere gittiğine, yani anayerli bir toplum yapısına işaret ediyor.

Dr. Cassidy, "Bu tür bir sistem Avrupa'nın tarih öncesi döneminde ilk kez belgeleniyor" diyor. 

Yeni araştırma, eski dönemlerdeki toplumlarda kadınların söz sahibi olmadığı ve daha domestik görevler üstlendiği düşüncesine meydan okuyor. Kadınların yaşadığı yerde kalması, toprakları kontrol etme, miras alma, ekonomide rol oynama ve nüfuz sahibi olma ihtimalinin daha yüksek olduğu anlamına geliyor. 

Diğer yandan bulgular, kadınların toplumda siyasi güce sahip olduğu veya bu dönemde anaerkil bir toplum yapısı olduğu anlamına gelmek zorunda değil.

Anayerli toplumların ne kadar yaygın olduğunu merak eden ekip, daha sonra Britanya'daki Neolitik Çağ'dan Demir Çağı'na kadar yayılan 156 mezarlıkta yatan kişilerin genetiğini inceleledi. 6 ayrı bölgede benzer bir toplum yapısına işaret eden kanıtlar buldular.

Makalenin ortak yazarı Prof. Dan Bradley, "Britanya genelinde, çoğu kişinin anne tarafından, küçük bir gruptan geldiği mezarlıklar gördük" diyerek ekliyor: 

Örneğin Yorkshire'da, MÖ 400'den önce baskın bir anasoy oluşmuştu. Şaşırtıcı bir şekilde bu, adada derin kökleri olan yaygın bir olguydu.

Dr. Cassidy yeni çalışmanın bulguları hakkında "Muhtemelen anayerliliğin çok daha yaygın olduğu dönemler var ve bunun geçmişte kadınları, rollerini ve toplumdaki etkilerini nasıl gördüğümüzle ilgili gerçekten önemli zincirleme etkileri sözkonusu" diyerek ekliyor:

Geçmişteki kadınlara baktığımızda onları yalnızca ev içi alanda ve çok az etkinliğe sahip olarak görmek gibi korkunç bir alışkanlığımız var ve bu gibi çalışmalar durumun hiç de böyle olmadığını vurguluyor. Bugün ve geçmişte pek çok toplumda kadınlar büyük bir etkiye ve güce sahipti ve bunu hatırlamakta fayda var.

Independent Türkçe, IFLScience, Guardian, AP, Nature