Yüzüklerin Efendisi yıldızının yeni filmine övgü yağıyor

Yönetmenliğini, senaristliğini, yapımcılığını ve başrolünü üstlendi.

The Dead Don't Hurt'ün prömiyeri, 2023'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (Shout! Studios)
The Dead Don't Hurt'ün prömiyeri, 2023'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (Shout! Studios)
TT

Yüzüklerin Efendisi yıldızının yeni filmine övgü yağıyor

The Dead Don't Hurt'ün prömiyeri, 2023'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (Shout! Studios)
The Dead Don't Hurt'ün prömiyeri, 2023'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (Shout! Studios)

Gişe canavarı Yüzüklerin Efendisi (Lord of the Rings) serisinin Aragorn'u Viggo Mortensen, yeni western filmi The Dead Don't Hurt'le gündemde. İç Savaş döneminde bir aşk hikayesini anlatan film, 1860'larda geçiyor.

Western'i romantizmle buluşturan filmde, Fransa asıllı Kanadalı Vivienne Le Coudy, San Francisco'da Danimarkalı göçmen Holger Olsen'e aşık oluyor ancak Amerikan İç Savaşı onları ayırıyor.

Yönetmenliğini, senaristliğini, yapımcılığını ve başrolünü Mortensen'in üstlendiği film, 31 Mayıs'ta ABD'de gösterime girdi. 

Mortensen ayrıca 2023 yapımı filmin müziklerini de besteledi.

Eleştirmenler filme her şeyiyle kendini adayan Mortensen'in ortaya koyduğu işe övgüler yağdırdı. Western, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 85 gibi yüksek bir puan almayı başardı. 

Eleştirmenler filmi, "çarpıcı" ve "zekice" diye nitelerken "Sadece bir western değil" yorumunu yapıyor. New York Times, ünlü aktörü övdü ve incelemsinde şu ifadeleri kullandı:

Mortensen'in tutkuları eski moda olabilir ama bunlar büyük tutkular ve o bunları güzel bir tutku projesinde gerçekleştirdi.

The Dead Don't Hurt'te 65 yaşındaki oyuncuya Vicky Krieps, Solly McLeod, Garret Dillahunt, Colin Morgan, Ray McKinnon, Luke Reilly, Atlas Green ve Danny Huston eşlik ediyor.

Mortensen, hem kamera önünde hem de arkasında başarılarla dolu inanılmaz bir kariyere sahip. Amerikalı aktörün özellikle son 10 yılı pek çok başarıya sahne oldu. 

Mortensen'in başrolleri Mahershala Ali'yle paylaştığı 2018 yapımı Yeşil Rehber (Green Book), En İyi Film Oscar'ını kazanmıştı. Viggo Mortensen, bu filmdeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı da elde etmişti. 

Ancak bu Mortensen'in tek Oscar adaylığı değil. Yıldız oyuncu, 2017'de Kaptan Fantastik (Captain Fantastic) ve 2008'de David Cronenberg'in yönettiği Şark Vaatleri'ndeki (Eastern Promises) performansıyla da Akademi Ödülü adaylıkları kazanmıştı.

The Dead Don't Hurt'ün Türkiye'de vizyona girmesi beklenmiyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, Rotten Tomatoes, New York Times 



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe