Kolları T-rex'ten daha küçük dinozor keşfedildi

Jurassic Park'ın meşhur dinozoruna benziyor.

Boyu 4 metreyi geçen T-rex'in 90 ila 60 milyon yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor (Wikimedia Commons)
Boyu 4 metreyi geçen T-rex'in 90 ila 60 milyon yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor (Wikimedia Commons)
TT

Kolları T-rex'ten daha küçük dinozor keşfedildi

Boyu 4 metreyi geçen T-rex'in 90 ila 60 milyon yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor (Wikimedia Commons)
Boyu 4 metreyi geçen T-rex'in 90 ila 60 milyon yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor (Wikimedia Commons)

Kolları T-rex'ten (tiranozor) daha küçük bir dinozor türü keşfedildi. 70 milyon yıl önce yaşayan etobur canlı, dinozorların son birkaç milyon yılına ışık tutuyor. 

National Geographic Society'nin finanse ettiği bir çalışma kapsamında dinozorlar çağının son dönemini araştıran bilim insanları, Arjantin'deki La Colonia Formasyonu'nda yeni bir türün fosillerini gün yüzüne çıkardı. 

145 milyon yıl ila 66 milyon yıl önceye kadar uzanan Kretase Dönemi'nde yaşamış dinozora Koleken inakayali adı verildi. Bu dönemin, Dünya'ya çarpan bir asteroit sonucu dinozorların soyunun tükenmesiyle sona erdiği düşünülüyor. 

Araştırmacılar Patagonya'daki kazılarda birkaç kafatası kemiği, neredeyse tüm sırt kemikleri, tam bir kalça, bazı kuyruk kemikleri ve neredeyse bütün halde iki bacak kalıntısı çıkardı. Kemiklerin bu kadar iyi durumda olması, dinozor öldükten sonra çürüyüp parçaları saçılmadan toprağın altına gömüldüğüne işaret ediyor. 

Koleken, Steven Spielberg'ün yönettiği Jurassic Park'ın meşhur ettiği Carnotaurus'a benziyor. Fakat bu canlının, Carnotaurus'un boynuz gibi bazı özelliklerinden mahrum olduğunu saptayan bilim insanları yeni bir tür keşfettiklerini anladı. İki dinozorun hiç aynı dönemde yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor.

Cladistics adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmayı yürüten ekip, Koleken'in abelisaurid ailesine ait olduğunu tespit etti. Çalışmanın sorumlu yazarı Diego Pol, bu canlıların "Kretase'nin en dikkat çekici ve büyüleyici etoburları arasında" olduğunu belirtiyor:

Abelisauridler ayrıca tiranozorlarla kıyaslandığında bile gülünç kollara sahipti. Abelisauridlerin devasa omuz kemikleri ve çok sayıda küçük parmağı olan son derece kısa kolları vardı. Bunların herhangi bir avı yakalamada işe yaramayacağı açık olsa da epey esnekti. Ön ayaklarını ne için kullandıklarını hâlâ bilmiyoruz.

Büyük bir alana yayılan ve geniş bir çeşitliliğe sahip bu etobur dinozorlar, T-rex'lerden daha bodur görünüyordu. Araştırmada yer almayan paleontolog Federico Agnolin, abelisauridlerin kollarının vücutlarından neredeyse hiç çıkıntı yapmadığını söylüyor.

Pol, IFLScience'a yaptığı açıklamada, "Bu bulgu, kitlesel yok oluş olayından hemen önce Patagonya'daki abelisaurid teropodların çeşitliliğine ışık tutuyor" diyor.

Kretase Dönemi'nde bu bölgede yaşayan abelisauridler hakkında bildiklerimizi genişleterek daha önce sanıldığından daha çeşitli olduklarını gösteriyor.

Tarihin bu dönemine ait fosiller nadiren bulunurken bilim insanları daha fazla araştırma yürütülmesi gerektiğini belirtiyor. Koleken gibi yeni türler dinozorların soyu tükenmeden önceki son birkaç milyon yılda evrimleşmeye devam ettiğini gösteriyor.

Independent Türkçe, IFL Science, National Geographic, Cladistics



Nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milislerin korumasında

Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
TT

Nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milislerin korumasında

Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)

Myanmar'daki yeni nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milisler tarafından korunuyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan yetkililer, madenlerin Çin destekli Birleşik Wa Eyaleti Ordusu’nun (UWSA) koruması altında çalıştığını söylüyor.

Tayland sınırındaki Şan eyaletinde yer alan en büyük silahlı örgüt UWSA, aynı zamanda dünyanın en büyük kalay madenlerinden birini de kontrol ediyor.

Washington merkezli kâr amacı gütmeyen ABD Barış Enstitüsü’nün verilerine göre örgütün Pekin yönetimiyle köklü ticari ve askeri ilişkileri var. Örgüt, Burma Komünist Partisi’nin silahlı kolu dağıldıktan sonra 1989’da kurulmuştu.

Haberde, Şan eyaletindeki maden çalışmalarının Nisan 2023’te başladığı belirtiliyor. Reuters’ın incelediği uydu görüntülerine göre nadir toprak elementlerinin çıkarılmasıysa bu yıl şubatta başladı.

 Madenlerde özellikle terbiyum ve disprozyum bulunduğu belirtiliyor.

Çinli madencilik firmalarının nadir toprak elementlerini çıkararak ülkeye taşıdığı, bölgenin korumasınınsa UWSA tarafından sağlandığı aktarılıyor.

Örgütün, Myanmar’daki cuntayla uzun süredir devam eden bir ateşkes anlaşması var. Ancak USWA’nın 30 bin ila 35 bin kişiden oluşan ve çoğunlukla Çin’den temin edilen modern silahlarla donatılmış bir güce sahip olduğu düşünülüyor.

Güneydoğu Asya Barış Enstitüsü’nden (SEAPI) Ye Myo Hein şu değerlendirmeleri paylaşıyor:

UWSA, Çin'in Myanmar-Çin sınırı boyunca stratejik üstünlüğünü sürdürmesi ve diğer etnik silahlı gruplar üzerinde etki kurması için kilit rol oynuyor.

UWSA birliklerinin özel kimlikler dağıttığı ve bunları taşımayan kişilerin maden alanlarına girişine izin verilmediği aktarılıyor. Kaynaklar, madenlerde en az 100 kişinin gece gündüz vardiyalı olarak çalışıp nadir toprak elementlerini çıkardığını söylüyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Reuters'a gönderdiği açıklamada, yurtdışında faaliyet gösteren Çinli firmaların "yerel yasa ve yönetmeliklere uyduğu” belirtildi. USWA ve cuntaysa ajansın yorum taleplerine yanıt vermedi.

Dünyadaki nadir toprak elementlerinin yüzde 90'ı Çin'in elinde. Bu madenlerden elektrikli otomobilden havacılık ve uzay sektörüne kadar birçok önemli alanda faydalanılıyor.

Pekin yönetimi, bu kritik mineral üzerindeki kontrolünü Washington'ın gümrük tarifelerine karşı koz olarak kullanıyor. Çin'in madenlerin ihracatına getirdiği kısıtlamalar, Avrupa'daki otomotiv sektörünü altüst etmişti.

Independent Türkçe, Reuters, CNBC