Kavgacı maymunların arasını kasırga düzeltti

Maymun Adası'ndaki Hint şebekleri, kasırgadan sonra daha büyük topluluklar kurmaya başladı (Ramon Espinosa/AP)
Maymun Adası'ndaki Hint şebekleri, kasırgadan sonra daha büyük topluluklar kurmaya başladı (Ramon Espinosa/AP)
TT

Kavgacı maymunların arasını kasırga düzeltti

Maymun Adası'ndaki Hint şebekleri, kasırgadan sonra daha büyük topluluklar kurmaya başladı (Ramon Espinosa/AP)
Maymun Adası'ndaki Hint şebekleri, kasırgadan sonra daha büyük topluluklar kurmaya başladı (Ramon Espinosa/AP)

Porto Riko'nun Cayo Santiago adasındaki Hint şebeklerinin, Maria Kasırgası'ndan sonra birbirleriyle daha iyi anlaştığı gözlemlendi. 

2017'de Porto Riko'yu vuran kasırga en az 3 bin kişinin ölümüne yol açmış ve Cayo Santiago'daki bitki örtüsünün yüzde 63'ünü yok etmişti. 

Adanın sakinleri olan Hint şebekleri kavurucu sıcaklara ağaç gölgeleri sayesinde dayandığından kasırganın sonuçları hayatlarını tehlikeye atmıştı. Uzmanlar agresif davranışlarıyla bilinen bu maymunların bu yüzden daha da kavgacı bir hal alacağını düşünse de gözlemler aksini ortaya koydu. 

Hint şebekleri, Maymun Adası diye de bilinen Cayo Santiago'ya 1938'de bilimsel araştırma için getirilmişti. Halihazırda bin kadar maymundan oluşan bir nüfusa sahip adada hayvanlar görevliler tarafından beslendiği için aralarında yemekten dolayı anlaşmazlık çıkmıyor.

Fakat en kavgacı primatlardan biri sayılan Hint şebekleri, ağaç gölgeleri için sürekli kavga ediyordu. Adadaki 38 derece civarındaki sıcaklıklar, güneşin altında kalan hayvanların ölümüne bile yol açabildiğinden kavgaların artması bekleniyordu.

Science adlı hakemli dergide perşembe günü yayımlanan çalışmada kasırga öncesi ve sonrasındaki verileri inceleyen ekip, Hint şebeklerinin saldırganlığının azaldığını tespit etti. 

Harvard Üniversitesi'nden Dr. Camille Testard, yazarları arasında yer aldığı araştırma hakkında "Gerçekten böyle bir şey beklemiyorduk" diyor. 

Bireyler daha rekabetçi olmak yerine sosyal ağlarını genişleterek daha az agresif hale geldi.

Araştırmacılar bu değişikliği, daha az kaynak kalması nedeniyle maymunların hayatta kalma şanslarını artırmak adına ağaçları paylaşmayı tercih etmesine bağlıyor.  

Dr. Testard, hayvanların çevresel zorluklara sosyal davranışlarında kalıcı değişikliklerle yanıt verebileceğini gösteren ilk çalışmalardan biri olmasıyla araştırmanın önem arz ettiğini söylüyor.

Bilim insanları kavga etmenin vücut sıcaklığını artırmasından dolayı Hint şebeklerinin bundan kaçındığını düşünüyor. Dr. Testard, "Aşırı sıcaklar sadece rahatsız etmekle kalmıyor, vücut sıcaklığının düşmemesi sağlık açısından da tehlikeli" ifadelerini kullanıyor.

Ayrıca havanın çok sıcak olmadığı zamanlarda da maymunların kasırga öncesine kıyasla daha büyük gruplar halinde vakit geçirdiği gözlemlendi. 

Öte yandan adadaki bütün maymunların bu barışçıl ortama katılmadığını aktaran araştırmacılar kavga çıkaran maymunların bunun bedelini ödediğini söylüyor. 

Cayo Santiago'daki Hint şebeği popülasyonunun genelindeki ölüm oranı değişmedi fakat  daha dostane ilişkiler kuran maymunların ölüm oranı yüzde 42 azaldı. Bu durum muhtemelen sıcaklıklardan korunabilmelerinden kaynaklanıyor. Dr. Testard şöyle diyor: 

Kimin, hangi sebeple öldüğü değişti.

Independent Türkçe, New York Times, BBC, Science



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe