Yeni izleyiciler ve geçmişle şimdi arasında değişen yıldız algısı

Dev şirketler tarafından üretilen bir ast-üst ilişkisi

Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)
Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)
TT

Yeni izleyiciler ve geçmişle şimdi arasında değişen yıldız algısı

Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)
Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)

Şadi Alaaddin

Abdulhalim Hafız, kendi döneminin yıldızıydı. O kadar seviliyordu ki ölüm haberini duyan 21 yaşındaki Umeyme Abdulvahhab üzüntüden intihar etti.

Star olmanın getirdiği büyük etki çemberi, popülerliği ve prestiji ne olursa olsun her sanatçıyı bir kitle endüstrisi haline getirirken kağıda dökülmemiş bir sözleşme gibi bunun dışına çıkmasını engelledi. Bu çember örneğin, ünlü sanatçı Kareat el-Fengan’ın konserinde bazı holiganların ıslık çalarak kendisini kasıtlı olarak rahatsız etmesine aynı şekilde karşılık vermesini kısıtlıyordu. Ancak Fengan, kendisini ıslıklayanları azarladı. Bu hamle, affedilmez bir günah olarak değerlendirildi ve sanatçı eleştiri oklarının hedefi oldu. Özür dilemek zorunda kalan Fengan, öfkesnin seyirciye değil, seyircilerin arasına gizlenmiş bir grup holigana yönelik olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz günlerde bir düğünde sahne alan Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın bir hayranını tokatladığı görüntüler sızdı. Video kaydı çok sayıda kişi tarafından sosyal medya platformlarında paylaşıldı. İlginç olan Diab'ı bunu yapmaya iten nedenler ne olursa olsun, bu hareketin kabul edilebilir bulunmasıydı. Birçok kişi genç adamın kasıtlı olarak yıldızı kızdırmaya çalıştığını iddia ederek Diab’ı savundu. Bu tepki, meşrulaştırılıp normalleştirildi. Elbette yıldızlar ve insanlar arasındaki bu tür bir ilişki Amr Diab ile sınırlı değil. Farklı düzeylerde birçok yıldızı da kapsıyor ve yıldızlar ile hayranları arasında yeni bir ilişki biçiminin ortaya çıkışını yansıtıyor.

Sanatçıların hayran kitleleri artık eskisi ya da Abdülhalim zamanında oldukları gibi değil.

Yıldızların davranışlarının genel olarak normalleşmesi, bildiğimiz anlamda izleyici kavramının sonuna işaret ediyor. Çünkü yıldız artık şöhretini izleyiciye borçlu değil. Yeni hayran modeli, dev şirketler, sosyal medya ve diğerleri gibi zorba otoriteler tarafından üretilen yıldızlarla bir ast-üst ilişkisinin sonucu olarak ortaya çıktı.

Sanatçıların hayran kitleleri artık eskisi ya da Abdülhalim zamanında oldukları gibi değil. Daha ziyade katı, hoşgörüsüz ve kapalı fikirli akımlara daha yakın bir hayran modeli söz konusu. Bu model, yıldıza yanılabilir bir insan niteliği veren, hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen, başkasını dinlemeyen, kendi zevksizliği ve saçma görüşleri için başkalarını suçlayan fanatik bir yapıyı temsil ediyor.

sdfvbgdsvf
Abdel Halim Hafez, 1960'lı yılların sonları (AFP)

Yaşadığımız çağın hızına ve yarattığı yaşam tarzlarına bakıldığında bu anlaşılabilir bir durum olabilir. Ancak mesele yıldız ve müzikle kurulan bu sorunlu ilişkinin kendi standartlarını musiki ve lirik şarkı mirasına da uygulamaya başlaması. Artık sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde, musiki ve lirik şarkların ünlü isimlerine atfedilen, bu yeni ilişkiyi onlara yansıtan, hoşgörüsüzlüğü genelleştiren ve üstünlük mücadelelerini canlandıran sayfalar ve makaleler yayınlandığını görüyoruz.

İki müzisyen ve nesillerin müzisyenliği

Son zamanlarda Facebook’ta ‘nesillerin müzisyeni’ unvanıyla tanınan müzisyen Baligh Hamdi adına ‘Baligh Hamdi nesillerin gerçek müzisyeni’ adlı bir hayran sayfası da tartışmaların odak noktalarından biri oldu. Hayran sayfasının adında Baligh Hamdi için ‘nesillerin gerçek müzisyeni’ denilmesi nesillerin müzisyeni unvanlı bir diğer sanatçı Muhammed Abdulvahhab'a karşı bir adım olarak görüldü.

Buradaki komplonun ince düşünceden yoksun olduğunu söylemek doğru olmaz. Hayran sayfalarında yayınlananlar, ne Abdulvahhab ve Hamdi için beste yapmanın sırlarını açığa çıkarmada faydalı olabilecek ufuklar açıyor ne müzikal bir yaklaşım sunuyor ne eserlerini bağlamsallaştırıyor ne de melodilerin sanatsal inşası süreci içinde aralarında hangi farkların olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Paylaşımlarda sadece her iki sanatçı için aynı fanatik görüşler yer alıyor. Ne bir şey keşfediyoruz ne de unuttuklarımızı hatırlıyoruz. Bunun yerine, aşırılığın dilini ve mantığını yeniden benimseyen ve sahipleri müziğin en sevilen yıldızın ölümüyle durduğuna ve aslında onunla sınırlı olduğuna inanan bir hoşgörüsüzlük şölenine dahil oluyoruz.

Arap dünyasının en ünlü bestecisi Muhammed Abdulvahhab'a, farklı nesillerin zevklerini anlamadaki başarısı nedeniyle ‘nesillerin müzisyeni’ unvanı verildi. Hayranları ve fanatikleri hiç de az değil. Öyle ki önde gelen birçok müzisyen onun önemini kabul ediyor ve müzikle uğraşmasının nedenlerini tanımlamaya, bestelerini müzikal ve teknik olarak açıklamaya gayret ediyorlar. Ancak onun hakkında sağlam bir malzeme sunmaya çalışan sayfalar neredeyse hiç yok. Bu sayfaların takipçi sayısı da birkaç kişiyi geçmiyor.

Küratörler (sanatçılarla çalışan kişiler) uzman olmayanlar için materyal sağlamaya istekli olsalar bile, ilgi düşük ve çok sınırlı kalıyor. Milyonlarca takipçisi olan fanatik ve holigan sayfaların çoğu sadece eserleri yeniden paylaşıyor. Hayranlık ifadeleri ve rakiplerin kötülenmesinden ibaret yorumlar yapılıyor.

Baligh Hamdi kendi döneminde olağanüstü bir popülerliğe ulaştı, ancak en önemli etkisi hayran kitlesine ihtiyaç duymayan bir ürün ortaya koyması oldu.

Baligh Hamdi, hayranlarının zihninde en popüler ve kuşaklar arası şarkı yazarı rolünü oynarken başka kimsede olmayan bir yeniliği ve sürekliliği temsil ediyor. Ümmü Gülsüm için beste yapan en genç kişi olarak öne çıkan Hamdi, hızlı ve üretken, rakipsiz bir müzik dehası olarak kabul ediliyor.

Hayalci ve öğretmen

Hamdi’ye duyulan büyük hayranlığın, bestelediği şarkıların çoğunun belirli duygusal durumları ifade etmek için doğrudan kullanılabilir ve kişiselleştirilebilir olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Eserlerinin genel formülü genel gerçekliğin ağırlığıyla mücadele ederken bir katarsis ve vaat durumu yaratıyor.

xscdfrgt
Muhammed Abdulvahhab (WikiCommons)

Baligh Hamdi, sevgililerin birbirlerine gönderebilecekleri aşk mektupları besteledi. Vatansever melodilerinde bile nahoşluktan uzak durmaya özen gösterdi. Ritimlerin gücüne dayanan bir tarzda vatana ve davalara duygusal ve romantik bir boyut kazandırdı. Eserlerinin evrensel ve popüler olmasının nedeni çoğunun kişiselleştirilebilir, dans edilebilir ve kutlamalara eşlik edebilir olması. Acıyı, nostaljiyi, yabancılaşmayı ve anavatanı dans ettirerek, sanatsal bütünlük, müzik ve eserin inşası gibi unsurlardan bağımsız olarak, her ağırlığın geçici ve fani görünmesini sağladı. Kaçmak, hayal etmek ve teselli bulmak için alanlar oluşturdu. Sosyo-politik zorunluluklara zamanında yanıt verdi.

Muhammed Abdulvahhab hafifliğe ve dansa düşman değildi. Ancak her zaman bu unsurların şarkının ve müziğin müzikal ve yapısal kompozisyonunun bir parçası olmasını ve dışsal gerekliliklere yanıt olarak üzerlerine düşen bir görev olmamasını sağlamaya çalıştı. Tüm gücün sanata ait olduğuna ve sanatın yalnızca şartlarla ve ruh halleriyle özdeşleşmek yerine o şartları ve ruh hallerini yaratabileceğine inanıyordu. Eserlerinin çoğunda görülen tutarlılık ve uyum, kaçışı savunmayan çağrışımlar açısından eserin kendisine bağlı kalan bir anlam mantığı oluşturdu. Eserleri genellikle hassas ve özenli bir gerçekçiliğe dayanan sürekli, deneysel ve özenli bir yapıda oldu. Abdulvahhab teselli edici ve hayalci rolü oynamayı değil, her zaman bir ikaz edici ve öğretmen rolü oynamayı istedi.

Belki de Baligh Hamdi ile aralarındaki yaklaşım farkı kişiliklerine de yansımıştır. Hamdi bohem, kaotik, spontane ve duygusalken, Abdulvahhab metodik, düzenli, disiplinli ve rasyonel bir kişiliğe sahipti. Hamdi’ye yönelik önyargı, trajik sonuna rağmen hayatının şeklini temsil etme arzusu olabilirken, Abdulvahhab'ın hayatı cazip bir deneyim değildir.

Dinlemenin sona ermesi

Üstünlük savaşlarıyla ilgilenmeden meseleyi analiz etmeye çalışırsak Baligh Hamdi’nin dans ritimlerini şarkılara dahil etme ve bunlarla oynama hevesinin büyüyen, devam eden ve galip gelen bir ekolünü yarattığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte şarkının söylenmesi, ağırbaşlı ve sakin dinleme durumundan, müzik eserinin belirli bir ruh halini kışkırtmasını sağlayan şamatacı ve şovcu bir durumuna geçiş yaptı. Eser, artık kendi içinde bir amaç olmaktan çıktı.

dfvgthyju
Baligh Hamdi (WikiCommons)

Baligh Hamdi'nin eserleri, kasıtlı ya da kasıtsız olarak görüntünün sese, melodilere ve diğer müzik eserlerine egemen olduğu bir dönemi başlatmış olabilir. O andan itibaren dinleyici kitleleri tamamen suni bir şekilde tezahürat yapar, çığlık atar ve dans eder hale geldi.

Baligh Hamdi kendi döneminde olağanüstü bir popülerliğe ulaştı, ancak en önemli etkisi hayran kitlesine ihtiyaç duymayan bir ürün ortaya koyması oldu. Hamdi'nin Muhammed Rüşdi ile elde ettiği başarıdan faydalanmak, onun başarısını çalmak ve kendi kitlesini genişletmek için kullanmak isteyen Abdulhalim Hafız, söylediği popüler melodilerin kendisinden ve temsil ettiği durumdan ziyade türün gücünden kaynaklandığını fark etmiş olabilir.

Şarkıcı ile halk arasındaki ilişki, yıldızlığın dinleyici kitlesine karşı herhangi bir borç kabul etmeyen şartlarına tabi hale geldi.

Bu durum Abdulhalim Hafız’ı - Baligh Hamdi'nin popüler şarkılar ve film şarkılarındaki statüsünden en iyi şekilde yararlanmakta ısrar ettikten sonra - dinleyiciyle farklı bir ilişkisinin olduğu, bıraktığı şarkıcı statüsüne geri dönmeye itti. Farklı türden şarkılar söylemeye başladı, ama dinleyicilerini kaybetmişti. Kareat el-Fengan’ın konserindeki holiganlar - her ne kadar kargaşa çıkarmaya hazır olsalar da - davranışlarını genel kalabalığın davranışlarına uydurdular. Bu yüzden ortalık sessizleşip eskisi gibi olunca Fengan’ın tepkisi anlamsızlaştı.

Abdulvahhab'ın sorunu, hatta dans ritimleriyle oynadığı eserlerinde bile kitlelerle dinlemenin ön planda olduğu bir ilişki tarzını savunmakta ısrar etmesiydi. Bu tarzdan hiçbir zaman vazgeçmedi. Baligh Hamdi'nin başlattığı akım karşısında bu ilişki tarzını korumaya çalıştı.

Dolayısıyla, şu anda Baligh Hamdi'ye yönelik hayranlık, onun eserlerini okumak ve analiz etmek yerine ana akımın zaferi ve savunulması üzerine kurulu. Baligh, bu anlamda gerçek bir zafer elde etmiş olsa da ‘nesillerin müzisyeni’ unvanının anlamının bir temsilcisi olmamıştır.  Çünkü sadece o anki başarısına odaklananlar, onun kısa sürede dağılan ve parçalanan, gelişmeyen ve tamamlanmayan bir zirve olduğunu göremezler.

Kahire'deki yeni Müzik Mirası Müzesi'nin açılışından önce ünlü Mısırlı müzisyen Muhamed Abdulvahhab'ın afişinin asılması sırasında, 2 Haziran 2002 (Reuters)

Baligh Hamdi'den sonrası yerine gelenler, bir proje ve metodoloji olmaksızın, sadece gürültü ve ritimle aynı başarıyı elde etmeye çalıştılar. Geriye Hamdi'nin öğrencileri değil, onun sihirli başarı reçetesini uygulamaya çalışan – ve böyle kendilerinin sorumlu tutulamayacağı - bir vasatlık durumuna yol açan ve sürekli bir gerileme halini körükleyen mutasyonlar kaldı.

Abdulvahhab ise talepkar olmaya devam etti ve otoritesini ve dinlemeye dayalı ilişki biçimini korudu. Baligh Hamdi, eserlerinin telif haklarını bir kişiye değil kurumlara ve otoritelere bağlı olan yapımcıya devretti.

Şu an müzikal ve lirik ruh hali, reklam ve prodüksiyon devlerinin ellerine teslim edilmiş durumda. Şarkıcı ile halk arasındaki ilişki, reklam ve üretim piyasasını kontrol eden şirketlerin ve markaların projelerine hitap etme becerisiyle yaşayan ve yıldızlığın dinleyici kitlesine karşı herhangi bir borç kabul etmeyen şartlarına tabi hale geldi.

Baligh Hamdi ve diğerlerinin yeniden gündemde tutanlar ve nesillerin müzisyeni görüşü üzerinde savaşanlar, şimdiki zaman üzerindeki rolünü, statüsünü ve otoritesini kaybetmiş ve bunu geçmişe dayatmaya çalışan bir kesimdir.

Şimdiki zaman, normlarıyla bu restorasyonun gerçekliğine hükmediyor ve onu kendi etki alanına alarak şarkı ve müzik alanında bir büyük kardeşe ait olma yolculuğuna dönüştürüyor. Bu da hiçbir müzisyenin beste yapmadığı ve hiçbir dinleyicinin dinlemediği, dinleme kavramının yapısal olarak bozulduğu bir döneme girmek anlamına geliyor.



Stranger Things'de sona doğru: Yeni fragman neler söylüyor?

Ekran hayatına 2016'da başlayan 12 Emmy ödüllü Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan paranormal olayları konu alıyor (Netflix)
Ekran hayatına 2016'da başlayan 12 Emmy ödüllü Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan paranormal olayları konu alıyor (Netflix)
TT

Stranger Things'de sona doğru: Yeni fragman neler söylüyor?

Ekran hayatına 2016'da başlayan 12 Emmy ödüllü Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan paranormal olayları konu alıyor (Netflix)
Ekran hayatına 2016'da başlayan 12 Emmy ödüllü Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan paranormal olayları konu alıyor (Netflix)

Hawkins sakinleri Vecna'ya karşı nihai yüzleşmeye hazırlanıyor... 

Netflix, dün (15 Aralık) Stranger Things hayranlarını 5. sezonun ikinci kısmı için yayımlanan yeni fragmanla, final yüzleşmesine dair ilk ipuçlarıyla buluşturdu.

Fragman, Noah Schnapp'in oynadığı Will'in, annesi Joyce'a söylediği, bir ifadeden çok bir soru gibi duran sözlerle açılıyor: 

Başaramadık. Zaten hiç şansımız yoktu.

Winona Ryder'ın canlandırdığı Joyce'un yanıtıysa net: 

Bu iş bitmedi, yok öyle bir şey.

Yeni bölümlerde, kahramanlarımızın Baş Aşağı Dünya (Upside Down) hakkında şimdiye kadar bildiklerini sorgulamasına yol açacak bazı sarsıcı gerçeklerin ortaya çıkacağı anlaşılıyor. 

Dehşete kapılmış Dustin'in (Gaten Matarazzo) sözleri bunu özetliyor: 

Bu zamana kadar Baş Aşağı Dünya hakkında varsaydığımız her şey tamamen yanlışmış.

Ancak Joyce'un da vurguladığı gibi, mücadele henüz sona ermiş değil. Dustin ve Steve'in ilerleyen bir sahnede birbirlerine verdikleri söz dikkat çekiyor: 

Ölürsen, ben de ölürüm.

Kali'nin sürpriz dönüşü

Bu arada Millie Bobby Brown'un canlandırdığı Eleven, Vecna'yla yüzleşmek için Eight adıyla da bilinen Kali'yi yardıma ikna etmeye çalışıyor. "Yardım et de onu bulayım, öldüreyim" diye yalvarıyor.

Kali, ilk kez dizinin ikinci sezonunda izleyicinin karşısına çıkmıştı. Hawkins Laboratuvarı'nda üzerinde deneyler yapılan ve illüzyon yaratma yeteneğine sahip Kali, Eleven'ı çetesine katarak güçlerini geliştirmesine yardım etmişti. 

Birlikte geçirdikleri süre boyunca aralarında yakın bir bağ oluşsa da Eleven, Mike ve Hopper'ın tehlikede olduğunu öğrenince Hawkins'e dönmeyi tercih etmişti.

Fragmanda Vecna'nın hem insan hem de canavar formuna ve bazı Demogorgon'lara yer verilirken, Max ve Holly'nin de gizemli görüntüleri dikkat çekiyor. İkilinin mağaradan çıkıp bir çayırın ortasında beliren havada duran bir kapıdan geçtikleri görülüyor; nereye gittikleri ise şimdilik bilinmiyor.

26 Aralık'ta geliyor

Stranger Things'in 5. sezonunun ilk bölümleri halihazırda yayında. Üç bölümden oluşan ikinci kısım, 26 Aralık'ta Türkiye saatiyle 04.00'te izleyiciyle buluşacak. Final bölümüyse 1 Ocak 2026'da ekrana gelecek.

Duffer kardeşler tarafından yaratılan dizinin oyuncu kadrosunda ayrıca David Harbour, Finn Wolfhard, Caleb McLaughlin, Natalia Dyer, Jamie Campbell Bower, Sadie Sink, Charlie Heaton, Maya Hawke, Priah Ferguson ve Linda Hamilton gibi isimler yer alıyor.

İkinci kısımdan yeni kareler

Öte yandan yayın devi, final sezonundan yeni görüntüleri de izleyicilerle paylaştı. Netflix Türkiye, "Ekiple Hawkins'te yeniden buluşmamıza son 11 gün" ifadelerini kullandı. Yeni kareleri aşağıda görebilirsiniz:

Dizi 24–30 Kasım haftasında platform tarihinde ilk kez 5 sezonuyla birden ilk 10'a girmeyi başararak rekor kırmıştı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporer, Variety


Rekor üstüne rekor kıran animasyon, Çin'de yeni bir moda başlattı

Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
TT

Rekor üstüne rekor kıran animasyon, Çin'de yeni bir moda başlattı

Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)

Zootropolis 2'nin (Zootopia 2) çok sevildiği Çin'de, filmdeki bir karakterden etkilenen gençler evlerinde yılan beslemeye başladı.

Ailesinin ve tüm sürüngenlerin itibarını düzeltmek için harekete geçen yılan Gary, filmin başrollerindeki tavşan Judy Hopps ve tilki Nick Wilde'dan yardım alıyor.

Gary karakterinin hayranlarından biri de Qi Weihao. Artık hayatını çok zehirli bir mavi yılanla paylaşıyor. 

Ülkenin doğusundaki Jiangxi eyaletinde yaşayan 21 yaşındaki genç, filmin 26 Kasım'da vizyona girmesinden iki gün sonra 1850 yuan (yaklaşık 11 bin TL) ödeyerek Endonezya engereğini satın almış. 

Uzun süredir sürüngenlere bayıldığını belirten Çinli, filmi izleyince uzun süredir hayalini kurduğu hayvana kavuşmuş:

Zootropolis 2 evde beslenen sürüngenlerin daha iyi bir imaja kavuşmasına yardımcı oldu. Tuhaf değiller. Gary onları en iyi temsil eden karakter. Onun hevesli tavırlarına ve sorumluluk anlayışına aşığım.

Qi Weihao yalnız değil. Çin'in başlıca e-ticaret platformlarında "engerek" ve "yılan" kelimelerini arayanların sayısı arttı. 

Resmi rakamlara göre ülkedeki 17 milyonu aşkın kişinin egzotik hayvanı var. 

Ev hayvanı olarak beslenen sürüngenlerin yarısından fazlasını yılanlar oluşturuyor.

Diğer yandan yetkililer bu hayvanların ölümcül olabileceği uyarısını da yapıyor. 

Çin takvimine göre Yılan Yılı'nın sonlarına doğru vizyona giren film, ülkede tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapan yabancı animasyonu oldu. 

2016'da sinemalarda gösterilen ilk Zootropolis'in rekorunu, devam filmi kırdı. Çin'deki 503 milyon dolarlık hasılatın daha da artması bekleniyor.

Zootropolis 2, bu rakamla 2019 yapımı Avengers: Endgame'in (632 milyon dolar) ardından Çin'de en yüksek hasılata ulaşan ikinci Hollywood yapımı oldu. 

Bu başarı, Çinli izleyicilerin son yıllarda Hollywood yapımlarına mesafeli yaklaşması nedeniyle ayrıca dikkat çekiyor.

Film tüm dünyadaysa 1 milyar dolar sınırını aştı. 

Bu senenin küresel gişe rekortmeniyse Çin'den. Yine bir animasyon olan Ne Zha 2, 1,9 milyar dolarlık hasılatıyla yılın en çok kazananı olmayı sürdürüyor.

Independent Türkçe, CNN, Variety


Keanu Reeves'in kült aksiyon filmi 35 yıl sonra dizi oluyor

Rolling Stone, Patrick Swayze (sağda) ve Keanu Reeves'i (solda) karşı karşıya getiren Kırılma Noktası'nı "kadın bakış açısını merkeze alan en iyi aksiyon filmi" diye niteliyor (20th Century Fox)
Rolling Stone, Patrick Swayze (sağda) ve Keanu Reeves'i (solda) karşı karşıya getiren Kırılma Noktası'nı "kadın bakış açısını merkeze alan en iyi aksiyon filmi" diye niteliyor (20th Century Fox)
TT

Keanu Reeves'in kült aksiyon filmi 35 yıl sonra dizi oluyor

Rolling Stone, Patrick Swayze (sağda) ve Keanu Reeves'i (solda) karşı karşıya getiren Kırılma Noktası'nı "kadın bakış açısını merkeze alan en iyi aksiyon filmi" diye niteliyor (20th Century Fox)
Rolling Stone, Patrick Swayze (sağda) ve Keanu Reeves'i (solda) karşı karşıya getiren Kırılma Noktası'nı "kadın bakış açısını merkeze alan en iyi aksiyon filmi" diye niteliyor (20th Century Fox)

Sörf zamanı! 1990'ların en ikonik filmlerinden Kırılma Noktası (Point Break), bu kez televizyon dizisi olarak izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

AMC, başrollerinde Patrick Swayze, Keanu Reeves, Lori Petty ve Gary Busey'nin yer aldığı 1991 yapımı filmin dizi uyarlamasını geliştiriyor.

Projenin arkasında, yakın zamanda Amazon yapımı gerilim dizisi Butterfly üzerinde çalışan David Kalstein, Alcon Television Group ve AMC Stüdyoları bulunuyor. 

Kathryn Bigelow yönetmişti

Deadline'ın aktardığına göre AMC, projeyi son derece rekabetçi bir ortamda kazanmayı başardı.

Çifte Oscarlı sinemacı Kathryn Bigelow'un yönettiği ve W. Peter Iliff'in kaleme aldığı Kırılma Noktası'nda Keanu Reeves, genç FBI ajanı Johnny Utah'ı canlandırıyordu. Utah, Güney Kaliforniya'da banka soyan ve eski ABD başkanlarının maskelerini takan sörfçülerden oluşan bir çeteye sızıyordu. 

Kendilerine "Eski Başkanlar" diyen soygun çetesinin lideri Bodhi'ye ise Patrick Swayze hayat vermişti. Utah, çetenin tehlikeli yaşam tarzına kapılırken hikaye, ölümcül dalgalar arasında geçen büyük bir aksiyon kovalamacasıyla doruğa ulaşıyordu.

Yeni dizi, ilk filmdeki olayların 35 yıl sonrasında geçecek ve Eski Başkanlar çetesiyle bağlantılı, tehlikeli bir soygun ekibine odaklanacak.

Senaryoyu David Kalstein'ın kaleme alacağı dizinin yönetici yapımcıları arasında Alcon'un kurucu ortakları ve eş CEO'ları Andrew Kosove'yle Broderick Johnson ve televizyon başkanı Ben Roberts yer alıyor.

Kalstein, daha önce Daniel Dae Kim'in başrolünde olduğu Amazon dizisi Butterfly'da yardımcı yönetici yapımcı olarak görev yapmıştı.

10 yıl önce yeniden çekilmişti

Kırılma Noktası, 2015'te Ericson Core'un yönettiği ve Edgar Ramirez, Luke Bracey, Teresa Palmer, Delroy Lindo ve Ray Winstone'un rol aldığı bir yeniden çevrimle beyazperdeye dönmüştü. Bu filmin yapımcılığını yine Alcon'dan Kosove ve Johnson üstlenmişti.

AMC, son dönemde 1990'lar çıkışlı bir başka yapımın dizi uyarlamasıyla da dikkat çekmişti. Anne Rice'ın Vampirle Görüşme (Interview with the Vampire) romanından uyarlanan dizi yeni sezonunu yayımlamaya hazırlanırken, aynı evrende geçen Mayfair Witches da üçüncü sezon onayını almıştı.

Independent Türkçe, Deadline, Variety