Avustralya'da mantar jelibonu alarmı

Nisandan beri en az 5 kişi, "aslan yelesi" ve "kordiseps" şekerleri tükettikten sonra tedavi gördü

Avustralya'da mantar jelibonu alarmı
TT

Avustralya'da mantar jelibonu alarmı

Avustralya'da mantar jelibonu alarmı

Avustralya, tüketicilerin "kalp atışlarının hızlanması" ve "rahatsız edici halüsinasyonlar"la hastaneye kaldırıldığının bildirilmesinin ardından mantarlı jelibonları geri çağırdı.

Avustralya Yeni Zelanda Gıda Standartları, "beklenmedik zehirlenme" yaşayan kişiler nedeniyle çarşamba günü halka, Uncle Frog'un mantarlı jelibonlarını yememe uyarısı yaptı.

Nisandan bu yana "aslan yelesi" ve "kordiseps" şekerlerini tükettikten sonra Yeni Güney Galler'deki hastanelerde en az 5 kişinin tedavi görmesi, eyaletin sağlık departmanının Halk Sağlığı Yasası uyarınca bir uyarı yayımlamasına yol açtı.

Queensland ve Victoria da benzer uyarılar yayımladı.

Güney Avustralya yönetimi, ergenlik çağında bir erkeğin önceki haftalarda birkaç jelibonu sindirdikten sonra "tepkisiz bir halde" bulunduğunu açıkladı. Tedavi edilen gencin iyileştiği belirtildi.

İnsanlar bu jelibonları tükettikten sonra sürekli kusma, rahatsız edici halüsinasyonlar, nabzın hızlanması, nöbet benzeri etkinlik ve istemsiz hareket etme gibi bir dizi semptom bildiriyor.

Üç çocuk annesi Laura Jones, bir jelibonu yemesinin üzerinden ancak bir saat geçmişken rahatsız edici semptomlar yaşamaya başladığını söylüyor.

ABC'ye konuşan Jones şöyle diyor:

Ambulansla hastaneye kaldırılmam gerekti. Taşikardik bir haldeydim, kalp atış hızım 160'tı.

Jones, şekerlemeleri anksiyetesine iyi geleceğini düşünerek internetten satın almış ancak "bugüne kadar deneyimlediği en tuhaf şeyi" yaşamış.

Üç çocuk annesi kadın, "Gerçekten bedenimin dışında olduğumu hissettim ve kısa süreli hafıza kaybı yaşadım. Kıyametin yaklaştığı hissine kapıldım" ifadelerini kullanıyor:

Tüm samimiyetimle söylüyorum; ölecekmişim gibi hissettim. 'Çocuklara ne olacak' diye düşünüyordum.

Arşivlenen internet sitesine göre, önceki hafalarda kaydı silinen Uncle Frog, kendisini "genel esenliği geliştirmek" için "özel olarak formüle edilmiş" jelibonlar sunan bir işletme şeklinde pazarlıyordu.

2023'te tescil edilen şirket, Queensland'den 25 yaşındaki Rohan Bandil'i tek yöneticisi ve Brisbane'i de ana işyeri olarak kaydetmişti.

Ürün ambalajı, jelibonların "porsiyon başına 1000 mg"la "dünyanın en iyi keneviriyle aşılandığını" ifade ederken, internet sitesi ürünlerin "Avustralya'da yüzde 100 yasal" olduğunu iddia ediyordu.

Yeni Güney Galler Zehir Bilgi Merkezi Tıbbi Direktörü Dr. Darren Roberts, "Bu ürünlerin ne içerdiğine ilişkin incelemeler devam ediyor. Halka bu ürünleri tüketmemesini şiddetle tavsiye ediyoruz" diyor.

Bandil perşembe günü bir özür yayımladı:

Başlarına bu geldiği için gerçekten üzgünüz, niyetimiz bu değildi.

Bandil, ürünlerde "yabancı" içeriklerin bulunmasılya ilgili yetkililerin kendileriyle temasa geçmesinden sonraki bir saat içinde firmanın tüm siparişleri iptal ettiğini ve "satışları derhal durdurarak bir geri çağırma bildirimi yayımladığını" söyledi.

Aslan yelesi ve kordiseps, Avustralya Yeni Zelanda Gıda Standartları Kanunu uyarınca Avustralya'da satılamayan "yabancı gıdalar" olarak sınıflandırılıyor.

Bandil daha önce sadece satış ve dağıtımdan sorumlu olduğunu ve "tedarikçiyi" "Artık sizinle çalışmak istemiyoruz, bu kesinlikle saçmalık" diyerek bilgilendirdiğini iddia etmişti.

Independent Türkçe



146 bin yıllık kafatası Denisova insanlarının yüzünü nihayet ortaya çıkardı

146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)
146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)
TT

146 bin yıllık kafatası Denisova insanlarının yüzünü nihayet ortaya çıkardı

146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)
146 bin yıllık kafatasında Denisova insanlarına ait protein ve DNA izleri bulundu (Qiaomei Fu)

Araştırmacılar ilk kez Denisova insanlarına ait tam bir kafatası keşfetti. Bulgular bu antik insanların nasıl göründüğünün nihayet anlaşılmasını sağlıyor.

2010 gibi yakın bir tarihte keşfedilen Denisova insanları, Neandertallerle birlikte Homo sapiens'in (modern insanlar) en yakın akrabası. Sibirya'daki Denisova isimli mağarada bir parmak kemiği yoluyla keşfedilen bu insan türü bilim dünyasını şoke etmişti. 

Aradan geçen zamanda paleontolog Dr. Qiaomei Fu ve diğer araştırmacılar, Denisova mağarasından çıkarılan diş ve kemik parçalarında, Tibet'teki bir mağara zemininde ve hatta bugün Asya ve Pasifik'te yaşayan insanlarda Denisova DNA'sının izlerini bulmaya devam etti.

Ancak hakkında hâlâ çok az şey bilinen bu türle ilgili gizemlerden biri de nasıl göründükleriydi. Dr. Fu ve ekip arkadaşları bu sorunun cevabını beklenmedik bir yerden, zorlu bir süreçle bulmayı başardı. 

Çin'in Harbin kentinde 1933'te bir işçi tarafından bulunan bir kafatası, yıllar sonra bilim insanları tarafından incelendiğinde en az 146 bin yıllık olduğu tespit edilmişti.

Paleoantropolog Dr. Qiang Ji ve ekip arkadaşları kafatasının düz yanakları ve geniş bir ağzı olan, çenesiz bir erkeğe ait olduğu sonucuna varmıştı. Devasa kafatası, büyük bir vücuda sahip olduğunu ve beyninin ortalama bir modern insanınkinden yaklaşık yüzde 7 daha büyük olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar bütün bu özelliklere dayanarak örneğin daha önce bilinmeyen bir insan türüne ait olduğu sonucuna varmış ve 2021'de ona Homo longi adını vermişti. Fosilin bulunduğu Kara Ejderha Nehri bölgesinden dolayı bu insan türü "Ejderha Adam" diye biliniyor.

Ancak kafatasının bir Denisova insanından kaldığından şüphelenen Dr. Fu, örneği tekrar inceleyerek DNA kalıntıları aradı. 

İlk denemelerinde DNA'ya rastlamayan araştırmacılar örneği proteinler aracılığıyla kimliklendirmeye çalıştı. DNA'dan daha dayanıklı olan proteinler genetik ipuçları sağlayabiliyor.

95 protein saptayan ekip, bunlardan bazılarının Denisova insanlarındaki varyantlar olduğunu belirledi. 

fgbhju
Yeni bulgular Denisova insanlarının görüntüsünün oluşturulmasını sağladı (Chuang Zhao)

Dr. Fu yine de DNA yoluyla bu bulguları desteklemek için kafatasındaki tek dişi incelemeye koyuldu. Öte yandan diş plağı çok dayanıklı bir materyal olmasına rağmen araştırmacılar bu örneklerde genellikle dişin sahibinin değil, bakterilerin DNA'sını bulur.

Ancak dikkatli bir inceleme sonucunda kafatasının bir Denisova insanına ait olduğunu kanıtlayan çok az miktarda DNA bulmayı başardılar. Dr. Fu "Yalnızca bilinen 7 Denisova insanında bulunan 27 gen varyantı içeriyor" diyerek ekliyor: 

Bunların hiçbiri modern insanlardan bulaşmış olamaz.

Çalışmada yer almayan çeşitli uzmanlar da Ejderha Adam'ın asılında Denisova insanı olduğuna katılıyor. Max Planck Enstitüsü'nden genetikçi Janet Kelso, "olağanüstü" dediği keşfi şöyle değerlendiriyor:

Harbin bireyinin DNA'sının sertleşmiş plak tabakasında, onun Denisova insanı olduğunu başarıyla belirleyebilecek kadar iyi korunması büyüleyici.

Bulguları hakemli dergiler Science ve Cell'de dün (18 Haziran) yayımlanan yeni çalışma, bu türün tanımlanmasından yıllar sonra görünüşleri hakkında fikir vermesi açısından büyük önem taşıyor.

Pekin'deki Omurgalı Paleontoloji ve Paleoantropoloji Enstitüsü'nden Dr. Fu "15 yılın ardından Denisova insanlarının yüzünü gördük" diyor: 

Bu gerçekten çok özel bir duygu, çok mutluyum.

Ancak paleontolog bunun tek bir popülasyonu temsil edebileceğini de belirtiyor. Ekip, Harbin kafatasının, fosilleri yaklaşık 200 bin yıl öncesine tarihlenen gruba ait olduğunu saptadı. Fakat yine Denisova mağarasında bulunan 66 bin yıllık parmak kemiği, başka bir soya aitti.

Dr. Fu bütün bu genetik çeşitlilikten dolayı Harbin kafatasının tipik bir Denisova insanı yüzü olduğunu kesin bir şekilde söyleyemiyor.

Yeni çalışma bu türün ismi hakkında tartışmaları da beraberinde getirdi. Bazı uzmanlar Denisova insanlarına artık Homo longi denmesi gerektiğini düşünürken, diğerleri pek emin değil. 

Paleoantropolog Chris Stringer "Homo longi, bu grup için uygun tür adı" derken, meslektaşı John Hawks, bu türün modern insanlarla çiftleşmiş olmasının, onları Neandertallerle birlikte Homo sapiens'in bir soyu haline getirdiğini savunuyor:

Bunların hepsinin Homo sapiens olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Independent Türkçe, National Geographic, New York Times, Science