Stephen King'den yeni korku filmine büyük övgü

Serinin yeni halkasını eleştirmenler de beğendi

Birinci Gün'ün yönetmenliğini, 2021 yapımı ilk filmi Pig'le eleştirmenlerin beğenisini kazanan Michael Sarnoski üstleniyor (Paramount Pictures)
Birinci Gün'ün yönetmenliğini, 2021 yapımı ilk filmi Pig'le eleştirmenlerin beğenisini kazanan Michael Sarnoski üstleniyor (Paramount Pictures)
TT

Stephen King'den yeni korku filmine büyük övgü

Birinci Gün'ün yönetmenliğini, 2021 yapımı ilk filmi Pig'le eleştirmenlerin beğenisini kazanan Michael Sarnoski üstleniyor (Paramount Pictures)
Birinci Gün'ün yönetmenliğini, 2021 yapımı ilk filmi Pig'le eleştirmenlerin beğenisini kazanan Michael Sarnoski üstleniyor (Paramount Pictures)

O (It), Göz (Carrie) ve Medyum (The Shining) gibi meşhur romanların yazarı Stephen King, geçen hafta sonu gösterime giren yeni korku filmine hayran kaldı.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanan Amerikalı yazar, 7 milyonu aşkın takipçisine sık sık film, dizi ve kitap önerilerinde bulunuyor.

John Krasinski'nin yarattığı Sessiz Bir Yer (A Quiet Place) serisinin yeni halkasını zaman kaybetmeden izleyen 76 yaşındaki King, sosyal medya hesabından filme methiyeler düzdü.

Amerikalı yazar, Birinci Gün gibi yapımların ender görüldüğünü ifade ettiği tweet'inde şöyle dedi:

Sessiz Bir Yer: Birinci Gün: Hem samimi hem de dokulu olan nadir 'büyük Hollywood filmi'. (Ve kedi tüm dikkatleri üzerine çekiyor.)

Bilimkurgu ve gerilimi harmanlayan Sessiz Bir Yer: Birinci Gün (A Quiet Place: Day One), izleyiciyi uzaylı istilasının ilk anlarına götürüyor. 

Lupita Nyong'o ve Joseph Quinn'in başrollerini paylaştığı 70 milyon dolar bütçeli film, sadece King'den değil eleştirmen ve sinemaseverlerden de övgü dolu yorumlar almayı başardı.

RogerEbert.com'dan Brian Tallerico, övgüler yağdırdığı Birinci Gün'le ilgili şöyle yazdı:

Para kazanmaya yönelik bir film olabilecekken daha yüce hedefler koyan, asla sıkıcı olmayan ve parçalanan bu dünyada neyin gerçekten önemli olduğuna dair büyük sorulara yol açacak kadar kışkırtıcı bir film.

Wall Street Journal yazarı Kyle Smith ise incelemesinde, filmi izlerken donup kaldığını ve çıt çıkaramadığını itiraf etti.

Boston Globe'dan Natalia Winkelman da şöyle yazdı:

Birinci Gün, akıllıca oyuncu seçimiyle varlığını haklı çıkarıyor: Lupita Nyong'o ve bir kedi.

Prömiyerini 26 Haziran'da Tribeca Film Festivali'nde yapan Sessiz Bir Yer: Birinci Gün, geçen hafta sonu Türkiye'de de gösterime girdi.

Vizyondaki ilk üç gününde sadece ABD'de 53 milyon dolar kazanmayı başaran film, dünya çapında 99 milyon dolar gelir ederek serinin en iyi başlangıcına imza attı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Screen Daily



12 bin yıllık ritüelin kalıntıları bulundu: En uzun soluklu gelenek olabilir

Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
TT

12 bin yıllık ritüelin kalıntıları bulundu: En uzun soluklu gelenek olabilir

Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)

Avustralya'daki kazılar, Aborjinlerin yaklaşık 500 nesil boyunca aktardığı bir geleneği ortaya çıkardı. Bilim insanları bunun en uzun soluklu ritüel olabileceğini düşünüyor. 

Ülkenin güneydoğusundaki Avustralya Alpleri'nin eteklerinde yer alan Cloggs Mağarası'ndaki ilk kazılar 1970'lerde yapılmıştı. Bu çalışmalara bölgede uzun süre yaşamış Gunaikurnai halkının dahil olmadığını söyleyen araştırmacılar 2020'de mağarayı yeniden kazmaya başladı. 

Avustralya Aborjinleri'nden Gunaikurnai halkını temsil eden yerel bir kuruluşla işbirliği yapan arkeologlar mağarada iki çubuk buldu. Bulgularını Nature Human Behaviour adlı hakemli dergide pazartesi günü yayımlayan ekip, en uzun soluklu insan geleneğinin kalıntılarını keşfetmiş olabilir. 

Radyokarbon tarihleme yöntemi, çubuklardan birinin 11 bin, diğerininse 12 bin yıllık olduğunu ortaya çıkardı. Avustralya'da bulunan en eski ahşap nesneler olan çubukların ikisi de casuarina ağacından yapılmış.

Analizler sonucu çubuklarda insan ve hayvan yağı kalıntıları tespit edildi. Bilim insanları, ısınma ya da yemek pişirmek için kullanılamayacak kadar küçük şöminelerde bulunan çubukların amacını ilk başta çözemedi. 

Daha sonra araştırmacılar, 19. yüzyıldan Avustralyalı antropolog Alfred Howitt'in yazılarında casuarina ağacından çubuklarla yapılan bir ritüele rastladı. 

Antropolog notlarında, Gunaikurnai halkında mulla-mullung denen şifacıların yağ kaplanmış çubuklara hasta birine ait bir şeyi bağlayıp çubuğu ateşin önüne koyduğunu anlatıyor. Araştırmacılar mulla-mullung'un hasta kişinin adını söylediğini ve çubuk yere düştüğünde ritüelin tamamlandığını söylüyor. 

Howitt'in 1880'lerde halen uygulandığını belirtiği ritüelin, hastaları iyileştirmenin yanı sıra birine zarar verme amacıyla da kullanıldığı söyleniyor. 

Çalışmanın ortak yazarı Bruno David, Popular Science'a yaptığı açıklamada, "Casuarina ağacından yapılmış ahşap nesnelerin, üzerlerine bulanmış hayvan ve insan yağlarıyla birlikte mükemmel bir şekilde korunmuş halde bulunması olağanüstü" diyor:

Bu arkeolojik bulgulara dair ayrıntıların, 19. yüzyıldaki Gunaikurnai ritüel uygulamalarının etnografik tanımlarıyla birebir örtüşmesi ve ritüel bilgisinin 12 bin yıl boyunca kültürel bir şekilde aktarıldığına işaret etmesi tek kelimeyle hayret verici.

Makalenin bir diğer yazarı Russell Mullett, 19. yüzyılda Avrupalıların bölgeye gelip Gunaikurnai halkını uzaklaştırmasıyla kültürel aktarımın kesintiye uğradığını söylüyor. 

Gunaikurnai halkından Mullett, doktorlara benzettiği mulla-mullung'lara şifa için gidildiğini ifade ediyor:

Ama insanlara zarar verebilecek başka güçleri de vardı. Bu yüzden molla-mullung'lar kabul görüyordu ama aynı zamanda onlardan korkuluyordu. Bu, kişinin iyi ya da kötü olmasına bağlıydı.

Çalışmanın bir diğer yazarı Jean-Jacques Delannoy, AFP'ye yaptığı açıklamada "Sembolizmi bu kadar uzun süre korunmuş, bilinen başka bir davranış yok" diyerek ekliyor:

Avustralya, ilk halklarının anısını güçlü bir sözlü gelenek sayesinde canlı tutarak onun aktarılmasını sağladı.

Araştırmacılar bölgedeki diğer mağaralarda kazı yaparak Gunaikurnai kültürünün tarihini araştırmaya devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Phys.org, Popular Science, Australian Broadcasting Corporation, Nature Human Behaviour