Ünlü oyuncu Nazi dönemi filmini yönetecek: 4 Oscarlı dramanın yıldızı başrolde

Daniel Brühl, Quentin Tarantino'nun yazıp yönettiği 2009 yapımı Soysuzlar Çetesinde Brad Pitt, Mélanie Laurent (solda), Eli Roth, Christoph Waltz ve Michael Fassbender gibi yıldızlarla kamera karşısına geçmişti (Universal Pictures)
Daniel Brühl, Quentin Tarantino'nun yazıp yönettiği 2009 yapımı Soysuzlar Çetesinde Brad Pitt, Mélanie Laurent (solda), Eli Roth, Christoph Waltz ve Michael Fassbender gibi yıldızlarla kamera karşısına geçmişti (Universal Pictures)
TT

Ünlü oyuncu Nazi dönemi filmini yönetecek: 4 Oscarlı dramanın yıldızı başrolde

Daniel Brühl, Quentin Tarantino'nun yazıp yönettiği 2009 yapımı Soysuzlar Çetesinde Brad Pitt, Mélanie Laurent (solda), Eli Roth, Christoph Waltz ve Michael Fassbender gibi yıldızlarla kamera karşısına geçmişti (Universal Pictures)
Daniel Brühl, Quentin Tarantino'nun yazıp yönettiği 2009 yapımı Soysuzlar Çetesinde Brad Pitt, Mélanie Laurent (solda), Eli Roth, Christoph Waltz ve Michael Fassbender gibi yıldızlarla kamera karşısına geçmişti (Universal Pictures)

Daniel Brühl, 1930'larda yıldızı parlayan ve ülkesi Almanya'da Nazi rejimiyle karşı karşıya gelen tenis şampiyonu Gottfried von Cramm'ı konu alan biyografik film Break'i yönetmek üzere yeniden kamera arkasına geçiyor.

I. Dünya Savaşı'nda Batı Cephesi'ne katılan Paul'ün hikayesini anlatan Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok'un (Im Westen nichts Neues) yıldızı Felix Kammerer, filmin başrolünü üstlenecek.

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, En İyi Yabancı Film de dahil olmak üzere 4 dalda Oscar kazanmıştı.

Hossein Amini, Break'in senaryosunu Marshall Jon Fisher imzasını taşıyan A Terrible Splendor: Three Extraordinary Men, a World Poised for War, and the Greatest Tennis Match Ever Played (Korkunç Bir İhtişam: Üç Sıradışı Adam, Savaşa Hazır Bir Dünya ve Oynanan En Büyük Tenis Maçı) kitabından uyarladı.

Brühl, "Çağdaş bir perspektiften bakıldığında, Gottfried von Cramm'ın olağanüstü hikayesinin anlatılması gerekiyor" dedi.

Babası da yönetmendi

İspanya'nın Barselona kentinde dünyaya gelen Daniel Brühl'ün babası 2010'da hayatını kaybeden ünlü yönetmen Hanno Brühl. 

Annesi İspanyol olan aktör, oyunculuk kariyerine 1990'ların ortasında televizyon dizilerinde rol alarak başlamıştı. 

Brühl, büyük çıkışını 2003 yapımı Elveda Lenin!'deki (Good Bye Lenin!) rolüyle yapmıştı. 

Ünlü oyuncu, Eğitmenler (Die fetten Jahre sind vorbei), Ateşkes (Joyeux Noël), Jason Bourne 3: Son Ultimatom (The Bourne Ultimatum), Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds), Zafere Hücum (Rush) ve Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok'ta da rol almıştı.

46 yaşındaki aktör, ilk yönetmenlik denemesini 2021'de Karşı Komşu'yla (Nebenan) yapmıştı. 

Independent Türkçe, Screen Daily, Variety



Netflix'te fırtına gibi esen romantik komedi boykot çağrılarının hedefinde

Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
TT

Netflix'te fırtına gibi esen romantik komedi boykot çağrılarının hedefinde

Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)

Netflix'in yeni romantik komedisi, "eşitsiz" ve bazı izleyicilere göre "sorunlu" bir ilişkiyi ele alışı nedeniyle tepki çekiyor.

1 Ağustos'ta platformda yayına giren Oxford Aşkım (My Oxford Year), hem olumlu hem de olumsuz yorumlar aldı.

Başrollerini Kalplerimiz Bir'le (Purple Hearts) tanınan Sofia Carson ve dönem dizisi Queen Charlotte'la çıkış yapan Corey Mylchreest'in paylaştığı film, Julia Whelan'ın aynı adlı romanından uyarlandı.

IMDb'ye göre film, "Çocukluk hayalini gerçekleştirmek için Oxford Üniversitesi'ne giden hırslı Amerikalı Anna'nın hayatının, tanıştığı zeki ve çekici bir Britanyalı sayesinde kökten değişmesini" konu alıyor.

Ancak sözkonusu "zeki Britanyalı", Anna'nın üniversitedeki hocası çıkıyor ve bu detay sosyal medyada hararetli tartışmalara yol açtı.

Oxford'da doktora eğitimini sürdüren Kaelyn Grace Apple, "Öğrenci-öğretim üyesi ilişkilerini romantize etmeyi bırakın" başlıklı bir video yayımlayarak filmi neden izlemeyeceğini anlattı.

"Sizin de desteklememeniz gerektiğini düşünüyorum"

"Oxford Aşkım'ı boykot ediyorum" diyen Apple, "2019'da bana eğitim vermesi gereken bir hocam tarafından cinsel tacize uğradım. Öğrenci-öğretmen ilişkisinin beyazperdede bir aşk hikayesi olarak sunulmasını desteklemiyorum, sizin de desteklememeniz gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Apple, romanın yayımlandığı 2017'de öğretim görevlilerinin öğrencileriyle romantik ilişki yaşayabildiğini ancak kendi mücadelesi ve başkalarının aktivizmi sayesinde bu politikanın değiştiğini anlattı.

Kitaptan bir alıntıya dikkat çeken Apple, erkek başkarakter Jamie'nin "Bazılarının aksine Britanya, iki yetişkinin cinsel ilişkileri sözkonusu olduğunda Püriten bir ülke değil" sözleriyle ilişkiyi meşrulaştırmaya çalıştığını belirtti.

"Öğrencilerin sömürü riski beni derinden endişelendiriyor"

"Haydi biraz da rızadan bahsedelim" diyen Apple, sözlerini şöyle sürdürdü:

Rıza, öğrencinin ilişkiye artık devam etmek istemediği ana kadar geçerlidir. Bu durumda karşısındaki kişi; onun hocası, notlarından ve eğitiminden sorumlu kişi olur. Yani öğrencinin itibarı, geleceği, sınıfta gördüğü muamele ve dönem sonu notları üzerinde belirleyici konumdadır.

"Kitap, film ya da diziler bu tür ilişkileri romantize ettiğinde öğrencilerin sömürü riski beni derinden endişelendiriyor" diyen Apple, "Bu yüzden Oxford Aşkım'ı boykot ediyorum. İzlemeyeceğim ve sizin de izleyip izlememeyi yeniden değerlendirmenizi öneririm" ifadelerini kullandı.

"Onların aşkı çok güzel"

Hem başrol hem de yapımcı olarak projede yer alan Carson, konuk olduğu sohbet programı CBS Mornings'e yaptığı açıklamada, "Her zaman aşk hikayelerine çekilmişimdir; özellikle de Bulunduğumuz Yol (The Way We Were) ve Aşk Hikayesi (Love Story) gibi zamansız klasiklere. Sanki bu neslin böyle bir hikayesi olmamış gibiydi" dedi.

"Anna'yla Jamie'nin aşkı çok güzel, çok etkileyici ve klasik bir havası var. Böyle bir projenin parçası olmak her zaman onurdur" diye ekledi.

Netflix'te iyi bir başlangıç yapan Oxford Aşkım, platformun en popüler üçüncü filmi oldu. Hafta boyunca 24,6 milyon kişi tarafından seyredilen film, 34 ülkede izlenme listesinin zirvesine oturdu.

Independent Türkçe, Daily Mail, CBS Mornings