Tartışmalı "ötanazi Tesla'sı" yasaklandı

Ötanazi kapsülünü üreten firma, cihazın kişiyi ölmeden önce "son bir yolculuğa çıkardığını" savunuyor (Exit International)
Ötanazi kapsülünü üreten firma, cihazın kişiyi ölmeden önce "son bir yolculuğa çıkardığını" savunuyor (Exit International)
TT

Tartışmalı "ötanazi Tesla'sı" yasaklandı

Ötanazi kapsülünü üreten firma, cihazın kişiyi ölmeden önce "son bir yolculuğa çıkardığını" savunuyor (Exit International)
Ötanazi kapsülünü üreten firma, cihazın kişiyi ölmeden önce "son bir yolculuğa çıkardığını" savunuyor (Exit International)

İsviçre, "ötanazi Tesla'sı" diye bilinen destekli intihar kapsülünün kullanıma sunulmasını yasakladı.

İsviçre gazetesi Blick'in aktardığına göre savcılık, Sarco adlı destekli intihar cihazının kullanımının "bencil nedenlerle intihara teşvik, yardım ve yataklık" suçu kapsamında 5 yıla kadar hapis cezasına tabi olduğunu bildirdi.

Schaffhausen Kantonu Savcısı Peter Sticher, Sarco'nın tıbbi cihazlar yasası kapsamında sertifikalandırılmasının uygun olmadığını söyledi. 

Blick, Sticher'in cihazı üreten Exit Switzerland firmasına gönderdiği mektupta, şirketin yaptığı başvuruda makinenin güvenliğine dair soru işaretleri olduğunu belirttiğini aktardı. 

Ötanazi sırasında mekanik süreci kimin takip edeceğinin belli olmadığına, bunun da sorunlara yol açabileceğine dikkat çekildi.

Ayrıca savcının, ötanaziyle ilgili işlemlerin kâr amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini söyleyerek, Sarco'nun kullanımı halinde elde edilecek gelirin de kanuna aykırı olduğunu ifade ettiği bildirildi.

Fütüristik görünümlü cihaz, kişinin tabut benzeri bir kapsüle girip içerideki düğmeye basmasıyla aktif hale geliyor. 

Şirkete göre, 3D teknolojisiyle üretilen makine oksijen seviyesini hızla azaltırken düşük seviyede karbondioksit salgılayarak "huzurlu bir ölüm" vaat ediyor. 

Cihaz, ötanazi savunucusu eski doktor Philip Nitschke tarafından geliştirildi. "Destekli intiharın Elon Musk'ı" olarak da anılan Nitschke, Britanya'nın tanınmış tabloid gazetesi Daily Mail'a geçen yıl verdiği söyleşide Sarco'nun çalışma prensibini şöyle anlatmıştı: 

Kişi makineye girecek ve kendisine üç soru sorulacak: 'Kimsin?', 'Neredesin?' ve 'Düğmeye basarsan ne olacağını biliyor musun?'. Bunlar sözlü olarak cevaplandığında, yazılım düğmeye basılması için devreyi aktif hale getirecek. Düğmeye basan kişi çok hızlı şekilde ölecek.

Exit Switzerland, İsviçre'de Sarco'nun bu ay kullanıma sunulacağını duyurmuştu. Ancak Cenevre merkezli insani yardım kuruluşu CARE, makineye "intiharı cazip hale getirdiği" gerekçesiyle karşı çıkmıştı.

Independent Türkçe, Blick, RT, Daily Mail



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature