Yılın en iyilerinden: Cannes'da tarih yazan filmden haber var

Mayısta Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)
Mayısta Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)
TT

Yılın en iyilerinden: Cannes'da tarih yazan filmden haber var

Mayısta Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)
Mayısta Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)

Sean Baker'ın bu yıl Cannes Film Festivali'nde büyük ödülü alan son filmi Anora'nın ilk fragmanı yayınlandı.

Anora, 2011'de Hayat Ağacı'ndan (The Tree Of Life) sonra Altın Palmiye'yi kazanmayı başaran ilk Amerikan filmi olmuştı.

2016-2022'de ekranlara gelen FX dizisi Better Things'le tanınan Mikey Madison, filmin başrolünde yer alıyor. Filme adını veren karakteri oynayan 25 yaşındaki aktris, bir Rus oligarkın oğluyla evlenen New Yorklu seks işçisi rolünde.

1990'lar klasiği Özel Bir Kadın'la karşılaştırılıyor

Anora'nın dağıtımını başımsız şirket Neon üstleniyor. Filmin fragmanında Anora'nın Las Vegas'a gittiği ve küçük, beyaz bir şapele girdiği, ardından evliliklerini bozmaya çalışan kişiler tarafından takip edildiği görülüyor. Yol boyunca bol bol parti, özel jetlerle yolculuklar ve kürk alışverişi yapılıyor. 

Film, Julia Roberts'ın Richard Gere'la birlikte rol aldığı 1990'ların meşhur romantik komedisi Özel Bir Kadın'la (Pretty Woman) karşılaştırılıyor.

Baker'ın 2021 yapımı filmi Red Rocket'tan sonraki çalışması olan Anora, Altın Palmiye kazandığı Cannes'da eleştirmenlerden büyük övgü aldı.

Simon Rex, Suzanna Son ve Bree Elrod'un başrollerde yer aldığı Red Rocket ise 17 yıldır çalıştığı porno sektörünün dışında kalan ve çulsuz bir şekilde doğup büyüdüğü Teksas'taki kasabasına dönen Mikey'nin, insanlarla bağını onarmaya çalışmasını konu alıyordu.

Anora gibi Red Rocket da Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışmış ancak ödül Julia Ducournau imzalı Titane'a gitmişti.

1 Kasım'da sinemalarda

Senaryosunu da Baker'ın kaleme aldığı Anora'da başroldeki Madison'a Yuri Borisov, Karren Karagulian, Vache Tovmasyan, Lindsey Normington, Ivy Wolk ve Luna Sofía Miranda gibi isimler eşlik ediyor.

Anora, ABD'de 18 Ekim'de sinemalarda gösterime girecek. Filmin Türkiye'deki vizyon tarihiyse 1 Kasım.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe