Bilim insanlarının uyku sorunu yaşayanlara bir önerisi var

Bilim insanları kısa süreli hafif egzersiz tekrarlarının uykuyu 30 dakikaya kadar uzatabildiğini söylüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanlarının uyku sorunu yaşayanlara bir önerisi var

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırma, akşamları sandalyeli squat ve baldır kaldırma gibi hafif egzersizler yapmanın, gece daha iyi uyumayı ve yaşlı yetişkinlerde diyabetle kalp hastalıkları riskinin azalmasını sağlayabileceğini söylüyor.

Geçmişteki çalışmalar uzun süre oturma ve yetersiz uykuyla kalp hastalığı, diyabet ve ölüm riskinin artması arasında bağlantı kurmuştu. 

Fakat yatmadan önce ağır egzersiz, vücut sıcaklığını ve nabzı yükselterek uyku kalitesini düşürebileceği için uzun zamandır önerilmiyor.

BMJ Open Sport & Exercise Medicine akademik dergisinde yayımlanan yeni çalışma, akşamları kısa aralıklarla yapılan hafif hareketlerin uykuyu 30 dakikaya kadar uzatabileceğini keşfetti.  

Alanının ilk örneği olan araştırmada yaklaşık 30 katılımcı, 4 saatlik iki uzun oturma seansını, aralar vererek tamamladı. Oturma seansları her yarım saatte bir üç dakikalık hareket etme arasıyla bölündü.

Hareket etme araları üç egzersiz içeriyordu: Sandalyeli squat, baldır kaldırma ve ayakta dizi çekip bacağı kalçadan ileriye düz uzatma.

Çalışmanın yazarlarından Meredith Peddie şöyle dedi:

Bu basit vücut ağırlığı egzersizleri, ekipman veya çok fazla alan gerektirmediği ve izlediğiniz televizyon programını bölmeden yapılabileceği için seçildi.  

Araştırmacılar, katılımcıların egzersiz aralarını tamamladıktan sonra 30 dakika daha fazla uyuduğunu gözlemledi.

Çalışmanın baş yazarı Jennifer Gale "Çoğumuz için en uzun aralıksız oturma süresinin akşam evdeyken olduğunu biliyoruz. Önceki çalışmalarımızda yemekten sonra her 30 dakikada bir ayağa kalkıp birkaç dakika egzersiz yapmanın kandaki şeker ve yağ miktarını azalttığını görmüştük" dedi.  

Fakat pek çok uyku yönergesi, uykudan önceki saatlerde uzun süreli veya ağır egzersiz yapılmaması gerektiğini söylüyor, bu yüzden akşam boyunca çok kısa süren hafif hareketler yapıldığında ne olacağını görmek istedik.

Araştırmacılar, evin içinde dolaşarak veya olduğunuz yerde yürüyerek de benzer bir etki elde edebileceğinizi söylüyor.

Bilim insanları, salonda tek başına dans etmenin bile fayda edebileceğini dile getiriyor.

Dr. Perrie, "En önemli şey sandalyeden düzenli olarak kalkıp vücudu hareket ettirmek" diyerek uzun süre oturmaya düzenli ara vermenin "umut verici bir sağlık müdahalesi" olduğunu sözlerine ekliyor. 

Independent Türkçe



Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Çığır açan bir beyin devresi keşfi, anksiyete ve stres bozuklukları için yeni tedavilere ve potansiyel olarak yoganın faydalarını sağlayan bir hapa önayak olabilir.

ABD'deki Salk Enstitüsü'nden araştırmacılar, farelerin beyinlerinde istemli nefes alma ve duygusal düzenlemenin arkasındaki yolu keşfetti.

Nature Neuroscience adlı akademik dergide kısa süre önce yayımlanan çalışmalarında, beynin daha karmaşık bölgeleriyle nefes almanın duygusal durumla koordinasyonunu sağlayan ilkel beyin sapının nefes alma merkezi arasındaki bağlantıları ortaya çıkardılar.

Nefes almak çoğunlukla otomatik olsa da insanlar ve bazı hayvanlar soluk almayı yavaşlatarak kendi kendilerini sakinleştirebiliyor. Bu yaklaşım farkındalık ve yoga gibi uygulamaların ana parçalarından biri.

Beynin nefes almayı tam olarak nasıl düzenlediği ve bunun anksiyeteyi ve kişinin duygusal durumunu nasıl etkilediği çok az anlaşılmış durumda. Bilim insanları şimdiye kadar sadece beyin sapındaki bilinçaltı nefes alma mekanizmalarının tam olarak anlaşıldığını söylüyor.
 

cyju
Fare beyninde nefes almayı düzenleyen nöronlar (Salk Enstitüsü)

Yeni çalışmada araştırmacılar, duygusal düzenleme ve nefes almayı birbirine bağlayan, bilinçli yukarıdan aşağıya mekanizmaları bulmak için yola çıktı.

İlk olarak farklı beyin bölgeleri arasındaki bağlantıları araştırmak için bir beyin bağlantı veri tabanını değerlendirdiler. Analiz, anterior singulat korteks adı verilen frontal bir bölgeyi, daha sonra hemen altındaki medullaya bağlanan bir ara beyin sapı bölgesine bağlayan potansiyel bir solunum devresini ortaya çıkardı.

Önceki çalışmalar, medullanın aktif olduğunda nefes almayı başlattığını ancak beyin sapı bölgesinden gelen sinyallerin bu aktiviteyi engellediği ve nefes almayı yavaşlattığını ortaya koymuştu.

Araştırmacılar, belirli duyguların veya davranışların beyin sapı bölgesinin aktivasyonuna yol açabileceğini, bunun da medulladaki aktiviteyi azaltabileceğini ve nefesi yavaşlatabileceğini varsaydı.

Teoriyi test etmek için, farelerde koklama, yüzme ve içme gibi aktivitelerin yanı sıra korku ve endişe uyandıran koşullar sırasında nefes alış verişleri değiştiğinde beyin aktivitesini kaydettiler.

Araştırmacılar, korteks ve beyin sapı bölgesi arasındaki bağlantı aktive edildiğinde, farelerin daha sakin olduğunu ve daha yavaş nefes aldığını buldu.

Kaygı uyandıran durumlardaysa bu iletişim azaldı ve nefes alma hızları arttı.

Araştırmacılar bu yolu takip ederek, farelerin beyninin ön korteksinde beyin sapına bağlanan ve nefes alma gibi temel işlevleri yöneten bir grup nöron keşfetti.

Araştırmacılar, bu bağlantının farelerin nefes alış verişlerini mevcut davranışları ve duygusal durumlarıyla koordine etmelerini sağladığını söylüyor.

Bağlantının daha ileri analizleri, bilim insanlarının ilaçlarla hedeflenebileceğine inandığı yeni bir dizi beyin hücresi ve molekülü ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bulguların anksiyete, stres ve panik bozukluğu olan insanlar için uzun vadeli çözümlere yol açabileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Jinho Jhang, "Bulgularımız beni düşündürdü: Bu nöronları aktive edecek ve panik bozukluğunda nefesimizi kendi kendimize yavaşlatacak veya hızlı solumayı önleyecek ilaçlar geliştirebilir miyiz?" dedi.

Çalışmanın başka bir yazarı Sung Han, "Bu bulguları bir yoga hapı tasarlamak için kullanmak istiyorum. Kulağa aptalca gelebilir ve çalışmamızın pazarlanabilir bir ilaca dönüştürülmesi yıllar alacak ancak artık nefes almayı anında yavaşlatabilecek ve huzurlu, meditatif bir durumu başlatabilecek ilaçlar üretmek için potansiyel olarak hedeflenebilir bir beyin devresine sahibiz" dedi.

Independent Türkçe