Pompeii'nin sonunu sadece yanardağın getirmediği ortaya çıktı

Antik Roma halkı "kaçınılmaz bir ölümle" karşı karşıya kalmış

Vezüv Yanardağı, gelişmiş bir Antik Roma şehri olan Pompeii'yi yıkıma uğrattı (John Martin/Wikimedia Commons)
Vezüv Yanardağı, gelişmiş bir Antik Roma şehri olan Pompeii'yi yıkıma uğrattı (John Martin/Wikimedia Commons)
TT

Pompeii'nin sonunu sadece yanardağın getirmediği ortaya çıktı

Vezüv Yanardağı, gelişmiş bir Antik Roma şehri olan Pompeii'yi yıkıma uğrattı (John Martin/Wikimedia Commons)
Vezüv Yanardağı, gelişmiş bir Antik Roma şehri olan Pompeii'yi yıkıma uğrattı (John Martin/Wikimedia Commons)

Antik Roma şehri Pompeii'nin nasıl yerle bir olduğuna dair yeni kanıtlar ortaya çıktı. 

MS 24 Ağustos 79'da İtalya'daki Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucu Pompeii, alev ve küller içinde kalarak yok olmuştu. Küllerin altındaki kalıntıları iyi bir şekilde korunan kent, 16. yüzyılda keşfedilmişti. 

Antik Romalı yazar Genç Pliny'nin yazılarında yanardağ patladığı dönemde şehirde deprem de olduğu aktarılıyor. Fakat bugüne kadar böyle bir depreme dair kanıt elde edilmemişti. 

Frontiers in Earth Science adlı hakemli dergide bugün yayımlanan bir makalede yanardağın tetiklediği depremin, Pompeii'nin yıkımına son noktayı koyduğu saptandı.

Birkaç binayı içeren İffetli Aşıklar İnsula'sına odaklanan araştırmacılar, kazı ve analizler sonucu bu yapıların deprem sonucu çöktüğünü saptadı.

Örneğin duvar kalıntılarının altındaki taş birikintisi, yapıların patlamanın ilk aşamasında yıkılmadığına işaret ediyordu. Bilim insanları daha sonra buradaki hasarı, depremin tarihi binalar üzerindeki etkisiyle karşılaştırdı. 

csdfvgb
Araştırmacılar kurbanlardan birinin, büyük bir duvarın üstüne düşmesiyle aniden öldüğünü düşünüyor (Pompeii Arkeoloji Parkı)

Bölgede 50'li yaşlarda iki erkek iskeleti de çıkarıldı. Bilim insanları kemiklerdeki kırık ve çatlakların, bugünkü depremlerde ortaya çıkanlara benzerlikler taşıdığını gözlemledi. Ayrıca kalıntıların küllerin altında değil üstünde bulunması da ölümlerinin yanardağ patlamasından kaynaklanmadığını gösteriyordu.

İskeletlerden birinin yanında tahta bir cisim saptayan araştırmacılar, bu kişinin kendisini korumaya çalışmış olabileceğini düşünüyor. 
 

Çalışmanın ortak yazarı Mauro Di Vito, İffetli Aşıklar İnsula'sındaki bulgular hakkında şöyle diyor:

Pompeii'ye adanmış volkanoloji literatüründe anlatılan volkanik olayların etkileriyle uyuşmayan tuhaf özellikler bulduk. Bunların farklı bir açıklaması olmalıydı.

Öğlen saatlerinde patlayan Vezüv Yanardağı'nın 18 saat boyunca Pompeii'nin üzerine küçük taşlar ve kül yağdırdığı biliniyordu. 

Yeni araştırma bu felaketten kaçmayı başaran kişilerin patlamanın tetiklediği depremde hayatını kaybettiğini gösterdi. Bilim insanları daha sonra şehrin sokaklarından akan kül ve molozların, Pompeii'nin sonunu getirdiğini düşünüyor. 

zxcdfv
Kalıntıları bulunan kişilerden biri tehlikenin farkına varmış olabilir (Pompeii Arkeoloji Parkı)

Makalenin bir diğer yazarı Domenico Sparice bulguların heyecan verici olduğu söylüyor:

Patlama sırasındaki sismik hareketliliğin, Pompeii'nin yıkımında önemli bir rol oynadığını ve muhtemelen, kaçınılmaz bir ölümle karşı karşıya kalan Pompeii halkının seçimi etkilediğini kanıtladık.

Bilim insanları halihazırda şehrin diğer bölgelerinde ve farklı kentlerde çalışmalar yürütmeyi planlıyor. Araştırmacılar Oplontis, Stabiae ve Herkulaneum gibi Antik Roma kentlerinin de depremden etkilendiğini tahmin ediyor.

Independent Türkçe, New York Times, Popular Science, Frontiers in Earth Science



Bilim insanları arama kurtarma çalışmaları için "siborg" böcekler yarattı

Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)
Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)
TT

Bilim insanları arama kurtarma çalışmaları için "siborg" böcekler yarattı

Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)
Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)

Uzaktan kumandalı "siborg kın kanatlıların" çöken binalarda ya da madenlerde mahsur kalan kişilerin bulunmasına yardım etmek için kullanılabileceği bir araştırmayla ortaya kondu.

Avustralyalı bilim insanları kara böcekleri, uzaktan kumandalı video oyunu konsoluyla kontrol edilebilen, çıkarılabilir sırt çantalarıyla donattı.

Queensland Üniversitesi'nden çalışmayı yöneten araştırmacı Dr. Thang Vo-Doan, sırt çantalarının elektrotlar aracılığıyla böceğin antenini ve ön kanatlarını kontrol ettiğini söylüyor.

Scimex'e konuşan Dr. Vo-Doan "Kın kanatlılar birçok doğal yeteneği sayesinde robotların gezinmesi zor olan, yoğun moloz içeren alanlar gibi küçük ve karmaşık yerlerde tırmanma ve manevra yapma ustası olabiliyor" diyor.

Çalışmamız bu yeteneklerden yararlanarak böceğin yaşam süresini etkilemeden hassas yönlendirme sağlayan programlanabilir kontroller ekliyor.

Araştırma görevlisi Lachlan Fitzgerald, böceklerin yana ve dikey duvarlarda yukarı doğru hareket edebilecek şekilde yönlendirilebileceğini ekliyor.

Fitzgerald, "Bu ölçekteki robotlar  hareket kabiliyeti açısından önemli adımlar atsa da yatay yüzeylerden duvarlara geçiş onlar için hâlâ zorlu bir görev" diyor.

Böceğin "gelişmiş algılama becerileri" ve sentetik bir böceğin sahip olamayacağı "yumuşak çevresel etkileşimlerinin" afet ortamları için mükemmel olduğunu belirtiyor.

Dr. Vo-Doan, tırmanma testi için bağlantılı bir güç kaynağı kullanılsa da böceklerin, kendi vücut ağırlıklarına eşdeğer bir bataryayla tırmanma yeteneğini de sergilediğini ifade ediyor.

Dr. Vo-Doan, "Birileri çok yüksek miktarda moloz altında kalmışsa görevliler, onları mümkün olduğunca çabuk bulup nasıl çıkaracaklarını planlamaya başlamak ister" diyor.

Kaotik ortamlarda kolayca hareket ederek bir kişinin tam yerini belirleyebilecek, olası bir yaralanmaya dair ipuçları verebilecek ve kurtarma ekiplerine müdahale planı konusunda yol gösterebilecek bir araç geliştirmeyi umuyoruz.

Singapurlu bilim insanları 2016'da benzer bir cihazı böceğin sırtına takarak geyik böceklerini kontrol etmeyi başarmıştı.

Her iki projede de çalışan Profesör Hirotaka Sato o zaman "Bu teknoloji, daha önce erişilemeyen alanlara girebildiği için uzaktan kumandalı drone'lara kıyasla gelişmiş bir alternatif sunabilir" demişti.

Örneğin arama kurtarma görevlerinde kullanılarak yıkılmış bir binadaki küçük kuytu ve yarıklara girebilir ve hayatta kalan yaralıların yerini tespit edebilir.

Independent Türkçe