Alzheimer'dan daha yavaş ilerleyen yeni bir hafıza kaybı türü keşfedildi

Araştırmacılar LANS'nin Alzheimer gibi büyük ölçüde yaşlanmaya bağlı olarak geliştiğini söylüyor (Unsplash)
Araştırmacılar LANS'nin Alzheimer gibi büyük ölçüde yaşlanmaya bağlı olarak geliştiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Alzheimer'dan daha yavaş ilerleyen yeni bir hafıza kaybı türü keşfedildi

Araştırmacılar LANS'nin Alzheimer gibi büyük ölçüde yaşlanmaya bağlı olarak geliştiğini söylüyor (Unsplash)
Araştırmacılar LANS'nin Alzheimer gibi büyük ölçüde yaşlanmaya bağlı olarak geliştiğini söylüyor (Unsplash)

Bilim insanları yeni bir hafıza kaybı türü tanımladı. Alzheimer'a benzemesine karşın daha yavaş ilerlediği düşünülen bu hastalığın teşhisi, daha etkili tedavilerin uygulanmasını sağlayabilir. 

Demansın en yaygın türü olan Alzheimer kendisini, hafıza kaybı, düşünme ve karar verme becerilerinin gerilemesi, konuşmada zorlanma gibi belirtilerle gösteriyor. 

Alzheimer'a benzeyen limbik-baskın amnestik nörodejeneratif sendrom (LANS) ise beynin limbik sistemini etkileyerek hafıza kaybına yol açıyor. 

Fakat LANS'in belirtileri bugüne kadar sadece kişinin ölümünden sonra beyninin incelenmesiyle ortaya çıkıyordu. Bu nedenle çoğu durumda hastalara ya Alzheimer tanısı konuyor ya da teşhis yapılamıyordu. 

Brain Communications adlı hakemli dergide 17 Temmuz'da yayımlanan çalışmada bu rahatsızlığın tespiti için yeni kriterler belirlendi. Araştırmacılar bu sayede daha düzgün tedaviler geliştirilebileceğini söylüyor. 

Bilim insanları ileri yaşta hayatını kaybetmiş en az 200 kişinin verilerini inceledi. Analizlerin ardından LANS'in en az 75 yaşındaki kişilerde, yavaş ilerleyen hafıza kaybıyla tanımlandığı sonucuna vardılar. 

Araştırmacılar hafıza açısından kritik öneme sahip limbik sistemde TDP-43 adlı proteinin birikmesiyle LANS'in ortaya çıktığını düşünüyor. Fakat bunun doğrulanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyorlar. 

Çalışmada LANS'in Alzheimer'dan farklı olarak büyük ölçüde sadece hafızayı etkilediği saptandı. Alzheimer tedavisinde kullanılan ilaçlar riskli olabildiği için LANS'in tanımlanması, ihtiyaç duymayan kişilere bu tedavilerin uygulanmasının önüne geçebilir. 

Mayo Clinic'ten nörolog Dr. David T. Jones, kıdemli yazarı olduğu çalışma hakkında "Klinik çalışmalarımızda hafıza semptomları, Alzheimer hastalığını taklit ediyor gibi duran hastalar görüyoruz fakat beyin görüntülerine veya biyobelirteçlerine bakınca Alzheimer olmadıkları açık" diyerek ekliyor:

Bugüne kadar, işaret edilebilecek belirli bir tıbbi tanı yoktu. Ancak artık onlara bazı cevaplar sunabiliriz.

Bilim insanları ayrıca yaşa bağlı ortaya çıkan LANS'de bilişsel gerilemenin, Alzheimer'dan daha yavaş ilerlediğini buldu. 

Makalenin başyazarı Dr. Nick Corriveau-Lecavalier, "Geçmişte, 80'li yaşlarında hafıza sorunları yaşayan birinin Alzheimer hastası olabileceği düşünülürdü ve bugün de genellikle böyle düşünülüyor" diyor. 

Bu makaleyle birlikte, yaşamın çok ileri dönemlerinde ortaya çıkan farklı bir sendromu tanımlıyoruz. Genellikle semptomlar hafızayla sınırlı ve diğer bilişsel alanları etkileyecek şekilde ilerlemiyor, bu nedenle hastalığın seyri Alzheimer hastalığından daha iyi.

Araştırmacılar, bu kriterler doktorlar tarafından kullanıldığında daha doğru tespitler yapılabileceğini söylüyor. 

Öte yandan çalışmanın, katılımcı sayısının azlığı ve sadece hayatını kaybetmiş kişileri içermesi gibi sınırlılıkları var. Bu nedenle kriterlerin, başka çalışmalarla test edilmesi gerekiyor. 

Independent Türkçe, Science Daily, Fox News, Study Finds, Brain Communications



Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
TT

Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)

Bilim insanları ilk kez doğrudan bir gaz ve toz bulutunun çökmesi sonucu oluşmuş bir süper kütleli kara delik saptamış olabilir. Sonsuzluk Galaksisi'ndeki bu keşif, evrenin ilk dönemlerine dair merak edilen bir soruya da ışık tutma potansiyeli taşıyor. 

Kara delikler yaşam döngülerinin sonuna gelen büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasının ardından kendi üzerine çökmesi sonucu oluşuyor. Süper kütleli kara deliklerse bu daha küçük kara deliklerin zaman içinde birleşmesiyle meydana geliyor.

Öte yandan NASA öncülüğünde geliştirilen James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Büyük Patlama'dan sonraki yaklaşık 500 milyon yıl içinde oluşmuş süper kütleli kara delikler keşfediyor. Böyle bir yapının ortaya çıkması için en az 1 milyar yıl geçmesi gerektiğini düşünen gökbilimciler, son yıllarda bu tuhaflığa bir açıklama getirmeye çalışıyor. 

Öne çıkan teorilerden birine göre bazı süper kütleli kara delikler, devasa bir gaz ve toz bulutunun herhangi bir yıldız üretmeden doğrudan kendi üstüne çökmesiyle meydana geliyor olabilir. 

Ancak bilim insanları daha önce bu senaryoyu destekleyen somut bir kanıt bulamamıştı. 

Yale Üniversitesi'nden Pieter van Dokkum liderliğindeki bir araştırma ekibi, Dünya'dan yaklaşık 8 milyar ışık yılı uzaktaki bir galakside bu kanıtı bulmuş olabilir.

cdfvgbh
James Webb Uzay Teleskobu, Sonsuzluk Galaksisi'nde toplam üç süper kütleli kara delik buldu (NASA/Yale Üniversitesi)

JWST'yi kullanarak galaksiyi gözlemleyen bilim insanları, sonsuzluk işaretine benzeyen bir görüntüyle karşılaştı. Bu nedenle Sonsuzluk Galaksisi adını alan gökadanın, iki galaksinin kafa kafaya çarpışması sonucu oluştuğu için bu şekli aldığı düşünülüyor.

Araştırmacılar şaşırtıcı bir şekilde iki galaksinin birleştiği yerdeki gaz bulutunun içinde süper kütleli bir kara delik tespit etti. Kara deliğin, halihazırda beslendiği bu gaz bulutunda oluştuğu tahmin ediliyor.

Hakemli dergi The Astrophysical Journal Letters'ta 15 Temmuz Salı günü yayımlanan makalenin başyazarı van Dokkum "Devasa bir galaksinin çekirdeği dışında bir kara delik bulmak başlı başına olağandışı bir durum ancak daha da sıradışı olan şey, oraya nasıl geldiği" diyerek ekliyor: 

Muhtemelen oraya öylece varmamış, orada oluşmuş. Ve epey yakın bir zamanda. Başka bir deyişle, bir süper kütleli kara deliğin doğuşuna tanıklık ettiğimizi düşünüyoruz, ki bu daha önce hiç görülmemiş bir şey.

Bilim insanları iki galaksinin çarpışması sırasında yoğun bir gaz düğümü oluştuğunu ve burada Güneş'in 1 milyon katı ağırlığında süper kütleli kara deliğin meydana geldiğini tahmin ediyor.

Ekip teorilerini test etmek için kara deliğin hızıyla, onu çevreleyen gaz bulutunun hızını karşılaştırdı. Bunların birbirine yakın olması, kara deliğin orada oluşma ihtimalini güçlendirdi.

Çalışma ayrıca, çarpışan iki galaksinin çekirdeklerinde de aktif süper kütleli kara delikler bulunduğunu ortaya koydu.

Bunun beklenmediğini belirten van Dokkum, çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Doğrudan çökme sonucu bir kara delik bulduğumuzu kesin bir şekilde söyleyemeyiz. Ancak bu yeni verilerin, diğer açıklamalardan bazılarını elerken, yeni doğmuş bir kara delik ihtimalini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Verileri incelemeye ve bu olasılıkları araştırmaya devam edeceğiz.

Independent Türkçe, Space.com, IFLScience, The Astrophysical Journal Letters