Bilim insanları Güneş fırtınalarını öngörmenin yolunu keşfetti

AR3723 güneş lekesi, G5 seviyesinde bir jeomanyetik fırtına tetikledikten bir ay sonra, yakında Dünya'yla karşı karşıya gelecek (NASA)
AR3723 güneş lekesi, G5 seviyesinde bir jeomanyetik fırtına tetikledikten bir ay sonra, yakında Dünya'yla karşı karşıya gelecek (NASA)
TT

Bilim insanları Güneş fırtınalarını öngörmenin yolunu keşfetti

AR3723 güneş lekesi, G5 seviyesinde bir jeomanyetik fırtına tetikledikten bir ay sonra, yakında Dünya'yla karşı karşıya gelecek (NASA)
AR3723 güneş lekesi, G5 seviyesinde bir jeomanyetik fırtına tetikledikten bir ay sonra, yakında Dünya'yla karşı karşıya gelecek (NASA)

Bilim insanları, dünya üzerindeki teknolojik aletleri tahrip edebilecek Güneş fırtınalarını öngörebilmek için kayda değer bir keşif yaptığını söylüyor.

Yeni araştırma fırtınaların geçmişe göre çok daha isabetli bir şekilde ve hatta Güneş'ten ayrılmadan önce tahmin edilmesini sağlayacak.  

Bilim insanları onlarca yıldır Güneş'ten çıkan bir taçküre kütle atımı yani CME'nin (coronal mass ejection, Güneş'in taçküresinde oluşan ve uzaya büyük kütleli plazmalar fırlatan patlamaları ifade ediyor -çn.) hem Dünya'nın hem de yukarıdaki uydularımızın altyapısına büyük hasarlar verebileceğine dair uyarıyor. Henüz bu tür bir uzay havasından kaynaklanan yıkım görece sınırlı olsa da araştırmacılar günümüzde yaşansaydı güç ve iletişim kesintilerine yol açacak 1859'daki Carrington Olayı'nı hatırlatıyor.

Royal Astronomical Society'nin Ulusal Astronomi Toplantısı'nda çalışmasını sunan Aberystwyth Üniversitesi'nden araştırmacılar, CME'lerin ne zaman gerçekleşebileceğine dair gelişmiş tahminlerinin zararlı Güneş fırtınalarında altyapımızı korumamıza imkan tanıyacağını söylüyor.

Bu, araştırmacıların CME'nin tam olarak hangi hızda ilerlediğini ve ne zaman varacağını öngörebileceği anlamına geliyor. Böylelikle Güneş fırtınası gelirken, nasıl ve ne zaman vuracağına dair daha iyi öncü uyarılar mümkün olacak.

Bu keşif, güçlü manyetik alanları bulunan Güneş'in "aktif bölge" denen kısımları incelenerek yapıldı. CME'ler bu bölgelerde ortaya çıkıyor ve araştırmacılar patlama öncesinde, sırasında ve sonrasında bölgelerin nasıl değiştiğini gözlemledi.

Bölgelerin "kritik yüksekliklerine" yani manyetik alanın dengesizleşerek bir CME püskürtebildiği noktaya bakarak CME'leri daha iyi öngörebileceklerini keşfettiler.

Aberystwyth Üniversitesi'nden bir güneş fizikçisi olan baş araştırmacı Harshita Gandhi "Manyetik alanın gücünün yükseklikle nasıl azaldığını ölçerek bu kritik yüksekliği tespit edebiliyoruz" dedi.

Sonrasında CME'lerin gerçek hızını yalnızca iki değil üç boyutta ölçmek üzere kullanılan geometrik bir modelle birlikte bu verilerden faydalanabiliriz ki kesin tahminler için bu gerekli.

"Bulgularımız CME başlangıcındaki kritik yükseklikle CME'nin gerçek hızı arasında güçlü bir bağlantı olduğunu açığa çıkarıyor" diye ekledi.

Bu içgörü CME'nin hızını ve sonuç olarak da Dünya'ya varış zamanını CME tamamen patlamamışken bile tahmin etmemizi sağlıyor.

Independent Türkçe



Bilim insanları arama kurtarma çalışmaları için "siborg" böcekler yarattı

Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)
Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)
TT

Bilim insanları arama kurtarma çalışmaları için "siborg" böcekler yarattı

Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)
Kara böcekler (resimde) elektronik bir sırt çantasıyla kontrol ediliyor (Queensland Üniversitesi)

Uzaktan kumandalı "siborg kın kanatlıların" çöken binalarda ya da madenlerde mahsur kalan kişilerin bulunmasına yardım etmek için kullanılabileceği bir araştırmayla ortaya kondu.

Avustralyalı bilim insanları kara böcekleri, uzaktan kumandalı video oyunu konsoluyla kontrol edilebilen, çıkarılabilir sırt çantalarıyla donattı.

Queensland Üniversitesi'nden çalışmayı yöneten araştırmacı Dr. Thang Vo-Doan, sırt çantalarının elektrotlar aracılığıyla böceğin antenini ve ön kanatlarını kontrol ettiğini söylüyor.

Scimex'e konuşan Dr. Vo-Doan "Kın kanatlılar birçok doğal yeteneği sayesinde robotların gezinmesi zor olan, yoğun moloz içeren alanlar gibi küçük ve karmaşık yerlerde tırmanma ve manevra yapma ustası olabiliyor" diyor.

Çalışmamız bu yeteneklerden yararlanarak böceğin yaşam süresini etkilemeden hassas yönlendirme sağlayan programlanabilir kontroller ekliyor.

Araştırma görevlisi Lachlan Fitzgerald, böceklerin yana ve dikey duvarlarda yukarı doğru hareket edebilecek şekilde yönlendirilebileceğini ekliyor.

Fitzgerald, "Bu ölçekteki robotlar  hareket kabiliyeti açısından önemli adımlar atsa da yatay yüzeylerden duvarlara geçiş onlar için hâlâ zorlu bir görev" diyor.

Böceğin "gelişmiş algılama becerileri" ve sentetik bir böceğin sahip olamayacağı "yumuşak çevresel etkileşimlerinin" afet ortamları için mükemmel olduğunu belirtiyor.

Dr. Vo-Doan, tırmanma testi için bağlantılı bir güç kaynağı kullanılsa da böceklerin, kendi vücut ağırlıklarına eşdeğer bir bataryayla tırmanma yeteneğini de sergilediğini ifade ediyor.

Dr. Vo-Doan, "Birileri çok yüksek miktarda moloz altında kalmışsa görevliler, onları mümkün olduğunca çabuk bulup nasıl çıkaracaklarını planlamaya başlamak ister" diyor.

Kaotik ortamlarda kolayca hareket ederek bir kişinin tam yerini belirleyebilecek, olası bir yaralanmaya dair ipuçları verebilecek ve kurtarma ekiplerine müdahale planı konusunda yol gösterebilecek bir araç geliştirmeyi umuyoruz.

Singapurlu bilim insanları 2016'da benzer bir cihazı böceğin sırtına takarak geyik böceklerini kontrol etmeyi başarmıştı.

Her iki projede de çalışan Profesör Hirotaka Sato o zaman "Bu teknoloji, daha önce erişilemeyen alanlara girebildiği için uzaktan kumandalı drone'lara kıyasla gelişmiş bir alternatif sunabilir" demişti.

Örneğin arama kurtarma görevlerinde kullanılarak yıkılmış bir binadaki küçük kuytu ve yarıklara girebilir ve hayatta kalan yaralıların yerini tespit edebilir.

Independent Türkçe