4 soruda Meta'nın en gelişmiş yapay zeka modeli Llama 3.1 405B

Meta üretken yapay zeka alanını, açık kaynaklı bir yöne çekmek istiyor (Reuters)
Meta üretken yapay zeka alanını, açık kaynaklı bir yöne çekmek istiyor (Reuters)
TT

4 soruda Meta'nın en gelişmiş yapay zeka modeli Llama 3.1 405B

Meta üretken yapay zeka alanını, açık kaynaklı bir yöne çekmek istiyor (Reuters)
Meta üretken yapay zeka alanını, açık kaynaklı bir yöne çekmek istiyor (Reuters)

Meta bugüne kadar çıkardığı en gelişmiş geniş dil modeli Llama 3.1 405B'yi dün piyasaya sürdü. 

Şirketin "dünyanın en büyük ve becerikli açık temel modeli" olduğunu öne sürdüğü yeni araç, ChatGPT gibi rakiplerini yakalamış görünüyor. 

Meta'nın önceki modellerinde olduğu gibi, Llama 3.1 405B; Amazon Web Services, Azure ve Google Cloud gibi bulut platformlarından indirilip kullanılabiliyor. 

Aynı aileden diğer araçların güncellenmiş versiyonlarıyla beraber tanıtılan Llama 3.1 405B, teknoloji meraklıları arasında heyecan dalgasına yol açtı. 

Öte yandan Meta'nın önceki modelleri gibi ücretsiz olan yeni model, bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. 

Yeni aracın özelliklerinden şirketin tartışmalara yol açan açık kaynak kullanımına kadar, Llama 3.1 405B'yle ilgili bilinenleri derledik.

1) Neler yapabiliyor?

Llama 3.1 405B, yüksek kalitede bilgisayar kodu yazmanın yanı sıra daha önceki modellerden daha karmaşık matematik problemlerini çözebiliyor. 

Yeni modelin en çok göze çarpan özelliklerinden biriyse dil kapasitesi. Farklı dillerde eğitilen araç; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Portekizce, Hintçe, İspanyolca ve Tayca iletişim kurabiliyor. 

Bu Facebook'un çatı kuruluşu için önemli bir adım olsa da rakibi OpenAI'ın ChatGPT'si 80'den fazla dilde sorguları yanıtlıyor. 

Llama 3.1 405B, 405 milyar parametresiyle açık kaynaklı yapay zeka modelleri arasında öne çıkıyor. Yapay zeka alanında bir modelin problem çözme becerisini gösteren parametre, modelin eğitim sırasında öğrendiği değişkenleri ifade ediyor.

Meta'nın Llama modellerinin en büyük rakipleri arasında yer alan ChatGPT-4'ün 1 trilyon parametresi olduğu bildirilmişti.

Modelin piyasaya sürülmesiyle beraber yayımlanan bir araştırmada, Llama 3.1 405B'nin bazı alanlarda OpenAI'ın GPT-4o'su ve Anthropic'in Claude 3.5 Sonnet'ini yakaladığı veya geride bıraktığı görüldü.

Örneğin matematik alanındaki bir testte Meta'nın modeli 73,8 alırken, GPT-4o 76,6 ve Claude 3.5 Sonnet ise 71,1 puana ulaştı.

Matematik, fen ve beşeri bilimlerdeki konuları kapsayan başka bir testte yeni araç 88,6, GPT-4o 88,7 ve Claude 3.5 Sonnet de 88,3 puan aldı.

Llama 3.1 405B aynı zamanda önceki sürümlerden daha geniş bir bağlam penceresine sahip. Bağlam penceresi, bir yapay zeka modelinin cevap üretmeden önce ne kadar girdiyi işleyebileceğini ifade ediyor.

Yani yeni model daha uzun metinleri inceleyebiliyor veya özetini çıkarabiliyor. 

Meta'nın en yeni aracı halihazırda sadece yazılı metinlerle çalışabiliyor. Fakat dün yayımlanan makalede, fotoğraf ve videoları da tanıyabilen araçların geliştirildiği ifade ediliyor.

2) Ne kadar "açık" kaynaklı?

Meta en yeni yapay zeka aracını, aynı aileden Llama 3.1 8B ve Llama 3.1 70B adlı daha küçük iki sürümün geliştirilmiş versiyonlarıyla birlikte çıkardı. Nisanda piyasaya sürülen bu araçlar daha düşük parametrelere sahip fakat bağlam pencereleri 405B'yle aynı. 

Şirket yaptığı açıklamada "Artık açık kaynağın öncülük ettiği yeni bir çağ başlatıyoruz" ifadelerini kullanarak ekledi: 

Dünyanın en büyük ve en becerikli açık temel modeli olduğuna inandığımız Meta Llama 3.1 405B'yi herkesin kullanımına açık olarak yayımlıyoruz.

Temel model, bir modelin başka yapay zeka uygulamalarını geliştirmede kullanılabileceği anlamına geliyor. 

Modelin açık kaynaklı olması ücret ödemeden ulaşılabileceğini ifade etse de sektörde aracın ekonomik getirisine dair ciddi şüpheler var. 

Bunların başında Llama araçlarını çalıştırmak için gereken grafik işlemci birimi (GPU) sayısı geliyor. Modeller çok büyük olduğu için bir tane GPU'nun yetmediği söyleniyor. Örneğin Llama 3'ün 70 milyar parametreli versiyonu, iki adet üst düzey Nvidia GPU'yla çalıştırılabiliyor. 

Bu durum hem daha fazla GPU'ya para ödenmesini hem de yapay zeka işlemlerinin bunlar arasında bölünmesini gerektiriyor. 

Meta bu sorunu çözmek adına çeşitli şirketlerle işbirliği yapıyor. Örneğin donanım şirketi Groq, Nvidia'nın GPU'larına alternatif olarak ürettiği çiplerle hem masrafları azaltıyor hem de yapay zeka aracını hızlandırıyor.

Fakat kullanıcılar bu uygulamayı, OpenAI, Anthropic ve Google Gemini gibi tescilli bir modele erişmeye benzetiyor. Daha önce bazı geliştiriciler Llama 3.1 70B'yi kullanmanın, daha yetenekli ChatGPT-4'ten daha maliyetli olduğunu öne sürmüştü. 

Meta'nın yapay zeka modellerinin esasen ne kadar açık kaynaklı olduğuyla ilgili en önemli tartışmalardan biri de ticari lisanslamadan çıkıyor. 

Şirketin önceki Llama sürümlerinde modeli indirip kullanmak ücretsizken, başka yapay zeka uygulamalarını geliştirmek için ayrı bir lisans alınması gerekiyordu. Bu kısıtlama sektörde tepkilere yol açmış ve Meta'nın "açık kaynaklı yazılım" ifadesini çarpıttığı dile getirilmişti.

Halihazırda Llama 3.1 405B'nin böyle bir lisans gerektirip gerektirmeyeceği bilinmiyor. 

3) Sektöre yön verebilir mi? 

Meta'nın CEO'su Mark Zuckerberg dün yayımladığı mektubunda "Gelecek yıldan itibaren, ilerideki Llama modellerinin sektörün en gelişmiş modelleri olmasını bekliyoruz" diye yazarak şöyle ekliyor:

Ancak bundan önce bile Llama açıklık, değiştirilebilirlik ve maliyet verimliliği alanlarında lider konumda.

Teknoloji devi, rakiplerini yakalamak adına ücretsiz yapay zeka modelleri piyasaya sürerek başarılı bir yolda ilerliyor gibi görünüyor. Şirkete göre bugüne kadar Llama modelleri 300 milyondan fazla kez indirildi ve bunlardan en az 20 bin yapay zeka uygulaması geliştirildi. 

Meta üretken yapay zeka alanını açık kaynaklı bir yere çekmeye çalışıyor fakat Llama modelleri, üst düzey problemleri çözmede diğer araçların becerilerine yetişemiyor. Öte yandan bazı teknoloji yazarları bu çabaların, Meta'nın "üretken yapay zekayla eş anlamlı hale gelme" hedefine katkı sağladığını düşünüyor. 

Zuckerberg her ne kadar geleceğe umutlu baksa da diğer şirketlerin çalışmaları ümitlerini suya düşürebilir. 

Google halihazırda sadece metin ya da görüntü üretmekle kalmayıp eyleme geçebilen Project Astra adlı yapay zeka aracı üzerine çalışıyor. Modelin sonbaharda deneme amaçlı bazı kullanıcılara sunulacağı söylenirken, OpenAI'ın hazırladığı GPT-5'in de bu özelliğe sahip olması bekleniyor. 

Meta'nın modellerinin ek masraflar yaratmasının yanı sıra açık kaynaklı modellerle ilgili ciddi güvenlik endişeleri de var. 

Örneğin sisteme yerleştirilen güvenlik kalkanlarının kaldırılması, açık kaynaklarda daha kolay. Ayrıca daha büyük modeller daha yüksek bir risk yaratırken, biyolojik silah tarifi önermek veya kötü amaçlı yazılım kodu geliştirmek daha muhtemel hale geliyor. 

4) Sentetik veri kullanımı neden tepki topluyor?

Llama 3.1 405B, daha önceki bazı modeller gibi 16 bin adet Nvidia H100 GPU ve 15 trilyon jeton (token) içeren verisetiyle eğitildi. 

Yapay zeka alanında jetonlar, kelime bölümlerini ifade ediyor. 15 trilyon jetonsa yaklaşık 75 milyar kelimeye denk geliyor. 

Şirket aynı zamanda sentetik veri, yani insan tarafından değil, başka yapay zeka araçları tarafından oluşturulan verileri de kullandı. 

OpenAI ve Anthropic gibi şirketler de bu tarz verileri kullanma yolları ararken, bu çabalar sektörde eleştirilerle karşılaşıyor. 

Sentetik verilerin, kullanıcıların gizliliğini koruma ve daha geniş bir veri kümesine sahip olma gibi faydaları var.

Öte yandan bunun, yapay zeka modellerinin gerçek dünyayla ilgili sorunları çözmede geri kalmasına yol açacağı düşünülüyor. Ayrıca sentetik verilerin, modelleri daha yanlı hale getireceğinden endişeleniliyor. 

Meta, Llama 3.1 405B'nin eğitildiği verileri "dikkatle dengelediğini" öne sürse de bunların tam olarak nereden geldiğini açıklamadı. 

Bu verilerinin ayrıntıları fikri mülkiyetle ilgili davalara yol açabileceğinden şirketler bunları gizli tutmak durumda kalabiliyor. 

Meta'nın araçlarını Facebook ve Instagram göderileriyle eğitmesi tartışmalara yol açarken, telifli içerikleri kullanması da ayrı bir problem yaratıyor. 

Geçen yıl aralıkta Reuters, avukatların uyarılarına rağmen şirketin telifli elektronik kitapları kullandığını bildirmişti. Ayrıca geçen yıl bazı yazarlar, OpenAI ve Meta'ya telif hakkı ihlali gerekçesiyle dava açmıştı.

Independent Türkçe, TechCrunch, Fortune, Reuters, Register, Meta, Forbes, Gazete Duvar



House of the Dragon'un yıldızı, Star Wars evrenine katılıyor

42 yaşındaki Matt Smith, Doctor Who'daki 11. Doktor'u ve The Crown'da Prens Philip'i canlandırmasıyla da tanınıyor (HBO)
42 yaşındaki Matt Smith, Doctor Who'daki 11. Doktor'u ve The Crown'da Prens Philip'i canlandırmasıyla da tanınıyor (HBO)
TT

House of the Dragon'un yıldızı, Star Wars evrenine katılıyor

42 yaşındaki Matt Smith, Doctor Who'daki 11. Doktor'u ve The Crown'da Prens Philip'i canlandırmasıyla da tanınıyor (HBO)
42 yaşındaki Matt Smith, Doctor Who'daki 11. Doktor'u ve The Crown'da Prens Philip'i canlandırmasıyla da tanınıyor (HBO)

Sevilen dizi House of the Dragon'daki Daemon Targaryen rolüyle adından söz ettiren Matt Smith, bu kez kendini galaksiler arası bir mücadelede buluyor.

Deadline'ın özel haberine göre Smith, Ryan Gosling ve Mia Goth'la birlikte Star Wars: Starfighter'da rol alacak. Filmin yönetmen koltuğunda geçen yıl Deadpool & Wolverine'i çeken Shawn Levy otururken, senaryosu ise Jonathan Tropper imzasını taşıyor.

Levy onu seçti

Lucasfilm ya da Smith'in temsilcileri konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak kaynaklar, Smith'in filmin başlıca kötü karakterlerinden birini canlandıracağını belirtiyor. Levy'nin son haftalarda bu rol için birçok oyuncuyla görüştüğü, sonunda tercihini Smith'ten yana kullandığı ifade ediliyor.

Starfighter'da birden fazla kötü karakter yer alacak. Levy'nin bu karakterlerden biri için hâlâ kadın bir oyuncu arayışında olduğu, bir dönem Anora'nın Oscar ödüllü yıldızı Mikey Madison'ın da bu rol için düşünüldüğü belirtiliyor.

Starfighter, Star Wars: Skywalker'ın Yükselişi'ndeki (Star Wars: Episode IX – The Rise of Skywalker) olaylardan 5 yıl sonrasını konu alıyor. 28 Mayıs 2027'de vizyona girmesi planlanan film, nisanda Japonya'nın başkenti Tokyo'daki Star Wars etkinliğinde duyurulmuştu.

Matt Smith, kısa süre önce HBO'nun sevilen dizisi House of the Dragon'un ikinci sezonunda izleyiciyle buluşmuştu. Yakında başrolünü Austin Butler'la paylaştığı, Darren Aronofsky imzalı gerilim filmi Caught Stealing'le izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Ayrıca Nick Cave'in Bunny Munro'nun Ölümü (The Death of Bunny Munro) adlı romanından uyarlanan aynı adlı mini dizide de rol alıyor.

Adı daha önce de bu evrenle anılmıştı

Öte yandan, Smith'in adı daha önce de Yıldız Savaşları evreniyle anılmıştı. 2018'de Skywalker'ın Yükselişi'ne katılacağı iddia edilmiş, hatta genç Palpatine'i canlandıracağı öne sürülmüştü. Ancak bu karakteri yeniden Ian McDiarmid oynamıştı. 

Smith, Happy Sad Confused podcast'inde bu konuyla ilgili soruları yanıtsız bıraksa da "Son derece havalı bir rol ve fikir vardı. Hikaye açısından büyük, dönüştürücü bir detaydı ama hayata geçirilemedi" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, Hollywood Reporter, Happy Sad Confused