Yeni Doctor Who dizisi geliyor

Yeni diziyi, Doctor Who'nun dizi sorumlusu Russell T. Davies yarattı

Fotoğraf: BBC
Fotoğraf: BBC
TT

Yeni Doctor Who dizisi geliyor

Fotoğraf: BBC
Fotoğraf: BBC

Yeni bir Doctor Who spin-off'u geliyor.

Bu haber, 26 Temmuz Cuma günü San Diego Comic-Con'da yıldızlar Ncuti Gatwa ve Millie Gibson'la dizi sorumlusu Russell T. Davies'in katıldığı, Josh Horowitz'in moderatörlüğündeki bir panelde duyuruldu.

The War Between the Land and the Sea adlı yeni spin-off dizisinin başrollerini Russel Tovey ve Gugu Mbatha-Raw üstlenecek.

Resmi açıklamada, "Korkunç ve kadim bir tür okyanustan çıkıp insanlığa kendilerini çarpıcı bir şekilde gösterdiğinde, uluslararası bir kriz tetiklenir" deniyor.

Tüm insanlık risk altındayken, kara ve deniz savaşırken UNIT harekete geçer.

Davies tarafından yaratılan dizi, ilk kez 1972'de görülen klasik Doctor Who kötü karakterleri Deniz Şeytanları'nın geri dönüşünü içeriyor.

Davies yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Böylesine muhteşem bir oyuncu kadrosuyla çalıştığım için çok şanslıyım. Ve bu, Who Evreni'ni temellerinden sarsacak devasa, kuvvetli, heyecan verici bir drama. Doktor şehirde olmadığında, tüm insanlığın başı belada demektir.

Çekimleri gelecek ay başlayacak dizinin yönetmenliğini Doctor Who'nun birinci sezon bölümlerinden ikisinin (73 Yards ve Dot and Bubble) yönetmeni Dylan Holmes-Williams üstleniyor. Dizi ABD'de sadece Disney+'ta, Birleşik Krallık'ta ise BBC One ve BBC iPlayer'da yayımlanacak.

The War Between The Land And The Sea'nin yapımcılığını Disney Branded Television ve BBC için BBC Studios'la birlikte Bad Wolf üstleniyor. Davies'in yanı sıra yönetici yapımcılar arasında Phil Collinson, Joel Collins, Julie Gardner ve Jane Tranter yer alıyor.

Gatwa ve Gibson gelecek sezon Doctor Who'ya geri dönüyor ve Varada Sethu (Andor), Doktor'un yeni yol arkadaşı olacak. Gibson ayrıca Küçük Deniz Kızı'nın (The Little Mermaid yıldızı) Jonah Hauer-King'in, Ruby'nin hikayesinin bir parçası olarak yeni sezonun kadrosuna katılacağını duyurdu.

Panelin başka bir bölümünde Nicola Coughlan, gelecek Doctor Who Noel özel bölümünün ilk fragmanını gösterdi.

Coughlan, "Doktor'la tanıştığında hayatı sonsuza dek değişen kararlı bir kadını" canlandırıyor.

Gatwa, İrlandalı aktör için "O tam bir yıldız" dedi.

2022'de Disney, Doctor Who'nun uluslararası dağıtım haklarını satın alarak 14. sezonun yapım bütçesini önemli ölçüde artıran bir anlaşma yapmıştı.

Bazı analistlerin 100 milyon dolar değer biçtiği bu anlaşma, Sex Education'dan Gatwa'yı getiren Davies'in dönüşüyle aynı zamana denk geldi.

Ancak Doctor Who'nun son sezonu, bir önceki Doktor Jodie Whittaker'ın başrolde olduğu son seriye kıyasla bölüm başına (7 gün boyunca) neredeyse 1,5 milyon daha az izleyici çekti.

The Independent'tan Ed Power dizinin finaliyle ilgili olarak şunları yazmıştı:

The New York Times'a verdiği son röportajda, Doctor Who'nun geri dönen dizi sorumlusu Russell T. Davies, BBC'nin gişe canavarı dizisinin son versiyonunun gençler arasında 'duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etme' yönündeki olumlu eğilimi yansıtmasını istediğini söyledi. Bu, Ncuti Gatwa'nın duygusal, koca yürekli Doktor'una, gözyaşı dökmekten ya da sevinçten oynamaktan utanmayan bir Zaman Lordu'na gönderme yapıyordu. Ancak Gatwa'nın ilk sezonu 8. bölümüyle sona ererken, genç, yaşlı ve aradaki Who severlerin paylaşması muhtemel tek duygu hayal kırıklığının acısıdır. Geçen yılki Noel özel bölümünden bu yana Ruby Sunday'in kökenlerinin sözümona 'gizemi'yle bizi oyalayan dizi, tüm hayal kırıklıklarının anasını sunuyor: Ruby'nin annesi sıradan bir insan.

Independent Türkçe



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe