İki ayda 7,5 ay gençleştiren diyet

Tamamen bitkisel beslenmenin sağlık etkileri üzerinde henüz tam bir görüş birliği sağlanmış değil (Pexels)
Tamamen bitkisel beslenmenin sağlık etkileri üzerinde henüz tam bir görüş birliği sağlanmış değil (Pexels)
TT

İki ayda 7,5 ay gençleştiren diyet

Tamamen bitkisel beslenmenin sağlık etkileri üzerinde henüz tam bir görüş birliği sağlanmış değil (Pexels)
Tamamen bitkisel beslenmenin sağlık etkileri üzerinde henüz tam bir görüş birliği sağlanmış değil (Pexels)

İki ay boyunca vegan beslenmenin, biyolojik yaşı geriye sarabileceği bulundu. 

Hücrelerin işlevindeki gerilemeyi ifade eden biyolojik yaş, kronolojik yaştan farklı olarak tersine çevrilebiliyor. Biyolojik yaşı hesaplamanın kesin bir yolu olmasa da bilim insanları DNA'daki bazı değişimleri inceleyerek hücrelerin yaşlanmasını değerlendiriyor. 

ABD'deki Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar yeni bir çalışmada kısa süre vegan beslenmenin biyolojik yaşı nasıl etkilediğini araştırdı. 

Et, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdaların tüketilmediği vegan beslenme gittikçe yaygınlaşırken bu yaşam tarzının sağlık üzerindeki etkilerine yönelik çalışmalar da artıyor. 

BMC Medicine adlı hakemli dergide bugün (29 Temmuz) yayımlanan çalışmada, ortalama yaşı 40 olan 21 ikiz kardeş 8 hafta boyunca takip edildi. 

Bu süre zarfında ikizlerin biri vegan, diğeri de hepçil beslendi. Çalışmanın ilk yarısında kendilerine hazırlanan yiyecekleri tüketen katılımcılar, son 4 haftada kendi yemeklerini hazırladı. 

Araştırmacılar hem kan testleri yaparak hem de DNA metilasyonunu ölçerek bu beslenme biçimlerinin etkilerini analiz etti. 

Kimyasal bir değişim olan DNA metilasyonu, metil grubu diye bilinen bilinen bir molekülün DNA'ya veya proteinlere eklenerek gen ifadesini engelleme veya tetikleme sürecini ifade ediyor.

Çalışmanın başında ikiz kardeşlerin değerleri yakınken, vegan beslenenlerin 8 hafta sonunda biyolojik yaşının ortalama 0,63 yıl, yani yaklaşık 7,5 ay gerilediği kaydedildi. Bazı katılımcılardaysa neredeyse bir yıl gerileme saptandı.

Ayrıca vegan beslenmenin kalp, hormon, karaciğer, enflamatuar ve metabolik sistemler gibi çeşitli sistemlerin yaşındaki azalmayla bağlantılı olduğu görüldü.

Bu grubun, biyolojik yaşlanma hızında da bir miktar düşüş görülürken çalışmanın başyazarı Dr. Varun Dwaraka şöyle diyor:

Bu durum, bu kişilerin yaşlandığı her yıla karşılık vücutlarının genellikle beklenenden biraz daha az yaşlandığına işaret ediyor.

Öte yandan çalışma süresince vegan beslenen katılımcıların, hepçil beslenenlerden ortalama 2 kilo daha fazla zayıfladığı görüldü. 

Araştırmacılar biyolojik yaştaki değişimi vegan beslenmenin değil, kilo kaybının sağlamış olabileceğini belirtiyor. 

Dr. Dwaraka "Bu çalışmada vegan beslenmenin hangi yönlerinin, DNA metilasyonunda gözlemlenen değişikliklere katkı sağladığını tam olarak belirlemek mümkün değil" diyerek ekliyor:

Çalışma, bu beslenme biçimlerindeki belirli besinleri veya gıda gruplarını ayırmadan bunları (vegan ve hepçil) genel olarak karşılaştırmak üzere tasarlandı.

Bulguların başka çalışmalarla tutarlı olduğunu söyleyen ekip, yine de bunlara temkinli yaklaşılmasını vurguluyor. 

Ayrıca katılımcı sayısının azlığı çalışmanın önemli bir sınırlılığı. Bilim insanları beslenme biçimi, kilo ve biyolojik yaş arasındaki ilişkinin yanı sıra vegan beslenmenin uzun vadeli etkisini inceleyen daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söylüyor.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, New Atlas, BMC Medicine



Bilim insanları: Uzun yaşam için belirleyici organ beyin

Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)
Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları: Uzun yaşam için belirleyici organ beyin

Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)
Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)

Bilim insanları bir kişinin ne kadar yaşayacağını öngörmede açık ara en iyi tahminin beyin yaşı üzerinden yapıldığını tespit etti. 

Kaliforniya'daki Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar, Birleşik Krallık'taki yaklaşık 45 bin yetişkinden alınan kan örneklerini yeni bir yöntemle analiz ederek en az 3 bin proteinin seviyelerini ölçtü. 

Araştırmacılar beyin, kalp, akciğer, karaciğer ve bağışıklık sistemi gibi vücudun farklı bölümlerindeki bu proteinler yoluyla, belirli bir organ sisteminin biyolojik yaşını, yani ne kadar yıprandığını hesapladı.

Bir organın protein analizi, kişinin kronolojik yaşından kayda değer derece farklı olduğunda bu organ "aşırı yaşlı" ya da "aşırı genç" diye sınıflandırıldı.

Bu şekilde 11 organ sistemini ve dokuyu inceleyen bilim insanları, sağlık sonuçlarını en iyi öngören yapının beyin olduğu sonucuna vardı.

Bulguları hakemli dergi Nature Medicine'da bugün (9 Temmuz) yayımlanan çalışmada aşırı yaşlı beyne sahip katılımcılara 10 yıl içinde Alzheimer teşhisi konma olasılığının, genç beyne sahip aynı yaştaki katılımcılara göre 12 kat daha fazla olduğu bulundu.

15 yıl içinde herhangi bir nedenden ölüm riski yaşlı beyinlerde yüzde 182 artarken, genç beyinler ölüm oranında yüzde 40'lık bir azalmayla ilişkilendirildi.

Çalışmanın başyazarı Tony Wyss-Coray, "Beyin uzun yaşamın bekçisi" diyerek ekliyor: 

Eğer bir kişinin yaşlı bir beyni varsa ölüm olasılığı artar. Genç bir beyni varsa muhtemelen daha uzun yaşar.

Araştırmacılar beyinden sonraki en önemli faktörün bağışıklık sistemi olduğunu saptadı. 17 yıllık takip süresi boyunca normal yaşta beyin ve bağışıklık sistemi olan katılımcıların yaklaşık yüzde 8'i, genç beyin ve bağışıklık sistemine sahip kişilerinse sadece yüzde 4'ü hayatını kaybetti. 

Bilim insanları beyin ve diğer organların biyolojik yaşlarına göre değerlendirilmesinin tıpta yeni bir çağı başlatabileceğini söylüyor. Organların biyolojik yaşının erken teşhis aracı olarak kullanılması umuluyor.

Basel Üniversitesi'nden çalışmada yer almayan Heike Bischoff-Ferrari, "Kan bazlı organ yaşı saatleri, günümüz tıbbında kullandığımız önlemlerden çok daha önce, yapısal değişiklikler ortaya çıkmadan yüksek hastalık riskine işaret edebilir ve önleyici tedavinin çok daha etkili olmasını sağlayabilir" diyor.

Wyss-Coray de bunun "tıbbın geleceği" olduğunu söyleyerek ekliyor: 

Bugün doktora bir yeriniz ağrıdığı için gidiyorsunuz ve onlar da sorunu anlamak için muayene ediyor. Biz hastalık tedavisinden önleyici sağlık bakımına geçmeye ve insanlar belirli organlarında hastalık yaşamadan önce müdahale etmeye çalışıyoruz.

Ekip yeni çalışmada geliştirdikleri testi ticarileştirmeyi ve iki ila üç yıl içinde kullanıma sunmayı amaçlıyor. Bu test muhtemelen ilk başta beyin, kalp ve bağışıklık sistemi gibi kilit organların yaşını hesaplamak için kullanılacak.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Financial Times, Nature Medicine