"Felaket kaydırması" beyinde nasıl hasara yol açıyor?

Negatif medyanın sürekli tüketimi, insan beyninde hasara yol açabilir

TT

"Felaket kaydırması" beyinde nasıl hasara yol açıyor?

Bilim insanları "felaket kaydırması"nın (doomscrolling) beynimiz için kötü olduğunu ispatlayan kanıtlar buldu.

Journal of Computers in Human Behavior Reports'da yayımlanan yeni çalışmada bir grup araştırmacı, ABD ve İran'dan 800'den fazla üniversite öğrencisiyle yaptıkları anketler sonucunda, "felaket kaydırması"yla varoluşsal kaygı, umutsuzluk, güvensizlik ve başkalarından şüphe duyma duyguları arasında bağlantı olduğunu tespit etti.

Çalışmanın başyazarı, Flinders Üniversitesi araştırmacısı Reza Shabahang'a göre, olumsuz haberlere sürekli maruz kalmak "dolaylı travma kaynağına" dönüşerek izleyicilerin ve okuyucuların ikinci elden travma yaşıyormuş gibi hissetmesine yol açabilir.

Shabahang, The Guardian'a yaptığı açıklamada, "İnternette sürekli olumsuz haber ve bilgilere maruz kaldığımızda, bu durum kendi ölümlülüğümüz ve kendi hayatlarımız üzerindeki kontrolümüz söz konusu olduğunda inançlarımızı tehdit edebilir" dedi.

Araştırma ekibine göre bu maruz kalış, "hayatın kırılgan ve sınırlı olduğu, insanların temelde yalnız olduğu ve bireylerin hayatları üzerinde tam kontrole sahip olmadığı" hislerine yol açabilir.

Araştırmaları sonucunda ekip, olumsuz haberlere sürekli maruz kalmanın nihayetinde "dünyanın adaleti ve iyiliğine ilişkin temel varsayımlara" meydan okuduğunu tespit etti. Bununla birlikte çalışma örneklemi araştırmacılara erişilebilirlik ve uygunluklarına göre seçildiğinden ekip, örneklem büyüklüğünün felaket kaydırmasının etkileri hakkında sonuca varmak için yeterince "uygun" olmadığı uyarısında bulunuyor.

Felaket kaydırması genellikle kişilerin sosyal medyada olumsuz ya da iç karartıcı içerikleri aşırı süreler boyunca tüketmesiyle ortaya çıkıyor. Psikolog Dr. Susan Albers, Cleveland Clinic'e yaptığı açıklamada bunun ruh sağlığı sorunlarını, uykusuzluğu ve gerçeklik algısını daha da kötüleştirebileceğini söyledi.

Dr. Albers, "Bunalmış hissettiğimizde, genellikle nasıl hissettiğimizi doğrulayabilecek bilgiler ararız" dedi.

Felaket kaydırması da aynı zihniyetle çalışır: Kötü hissediyorsanız, olumsuz haberleri okumak sadece nasıl hissettiğinizi teyit eder. Çoğu zaman bunu yaptığınızın farkında bile olmayabilirsiniz. Ama alışkanlık haline gelir: Boş bir anınız olduğunda, telefonunuzu elinize alır ve gerçekten farkında bile olmadan kaydırmaya başlarsınız.

Dr. Albers sözlerine şöyle devam etti:

Burnunuzu telefona gömmek aslında kopukluk ve yalnızlık hislerini daha da kötüleştirebilir. Haberler kötü olsun ya da olmasın, herhangi bir medya ya da sosyal medya sitesinde çok fazla zaman geçirmek depresyon duygularıyla ilişkilendiriliyor.

Psikolog, felaket kaydırmasının olumsuz etkilerinden kaçınmak için kişilere haber ve sosyal medya tüketimleri hakkında daha bilinçli olmalarını tavsiye etti. Sosyal medyaya ara vermekten şimdiki zamana odaklanmaya kadar, olumsuzluklara karşı sağlıklı bir duygusal mesafeyi korumak uzun vadede insanlara yardımcı olabilir.

Independent Türkçe

 

 

 



Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
TT

Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)

Araştırmacılar bu hafta, Down sendromlu kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu açıkladı.

Kişinin fazladan bir kromozomla doğmasından kaynaklanan bu gelişimsel engel, beynin ve vücudun nasıl geliştiğini etkileyebiliyor. Bu, ABD'de kromozomla bağlantılı en yaygın rahatsızlık ve her yıl Down sendromu olan 6 bin bebek dünyaya geliyor. Amerika'da 400 bin ila 600 bin kişinin Down sendromuyla yaşadığı tahmin ediliyor.

Bilim insanları bu genetik rahatsızlığın risk faktörlerinin hepsini olmasa da bazılarını biliyor. Kalp hastalığı riskinin artmasının potansiyel nedeninin, daha yüksek obezite prevalansı, kandaki yağın anormal seviyelerde olması, hareketsiz yaşam tarzı ve düşük tansiyon prevalansının daha düşük olması gibi farklı kardiyovasküler risk faktörlerine bağlı olduğunu söylüyorlar. Down sendromlu birçok birey, gevşek eklemler nedeniyle kas kazanmada zorluklar yaşıyor.

Vücutları da genel nüfusa göre daha hızlı yaşlanıyor, saçları beyazlıyor ve bağışıklık fonksiyonları diğerlerine göre daha erken düşüyor.

İsveç'teki Gothenburg Üniversitesi'nden Dr. Anne Pedersen yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Sonuçlarımız, Down sendromlu bireylerin yaşa bağlı bazı kardiyovasküler çıktılar açısından daha yüksek risk altında olduğunu ve önceki çalışmaların sonuçlarıyla uyumlu bir şeilde kardiyovasküler risk faktörü profillerinin genel popülasyondan farklı olduğunu gösteriyor.

Araştırma çarşamba günü Journal of Internal Medicine adlı hakemli dergide yayımlandı.

Yazarlar, 1946 ve 2000 arasında İsveç'te doğan 5 bin 100'den fazla Down sendromlu bireyin sağlık durumunu inceledi. Bu kişileri, Down sendromu olmayan diğer İsveçlilerle karşılaştırdılar.

Araştırmacılar, Down sendromunun 4,41 kat daha yüksek iskemik inme riski ve 5,14 kat daha yüksek hemorajik inme riskiyle ilişkili olduğunu saptadı. İskemik inme, bir şey kan akışının beyne ulaşmasını engellediğinde, hemorajik inme de zayıflayan kan damarı yırtıldığında meydana geliyor.

Ayrıca kalp krizi riski Down sendromu olan ve olmayan kişilerde yakınken, Down sendromlu gençlerde yüksek çıktı.

Bu değişikliklerin neden gözlemlendiğini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekirken yazarlar, bulguların gelecekte küresel araştırma ve tedavilere yansıyabileceğini söylüyor.

Pedersen, "Bunun Down sendromlu bireylerin izlenmesi ve tedavisi açısından gelecekte etkileri olabilir" diyor.

Independent Türkçe