Sokak köpekleri düzenlemesi Batı basınında: "Hayırsızada'yı hatırlatıyor"

29 Temmuz'da Ankara'daki Kuğulu Park'ta toplanan eylemciler, "Yasayı geri çek" sloganlarıyla düzenlemeye tepki göstermişti (AP)
29 Temmuz'da Ankara'daki Kuğulu Park'ta toplanan eylemciler, "Yasayı geri çek" sloganlarıyla düzenlemeye tepki göstermişti (AP)
TT

Sokak köpekleri düzenlemesi Batı basınında: "Hayırsızada'yı hatırlatıyor"

29 Temmuz'da Ankara'daki Kuğulu Park'ta toplanan eylemciler, "Yasayı geri çek" sloganlarıyla düzenlemeye tepki göstermişti (AP)
29 Temmuz'da Ankara'daki Kuğulu Park'ta toplanan eylemciler, "Yasayı geri çek" sloganlarıyla düzenlemeye tepki göstermişti (AP)

Sahipsiz sokak köpeklerinin itlaf edilmesini öngören tartışmalı düzenlemenin TBMM'den geçmesi yabancı basında da yankı buldu. 

30 Temmuz'da yapılan oylamada "Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" 273 kabul ve 224 ret oyuyla TBMM'den geçti.

Düzenlemenin yasalaşması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tasarıyı imzalaması gerekiyor.

17 maddelik yeni düzenleme, belirli süre içinde sahiplendirilmeyen köpeklerin itlaf edilmesinin önünü açıyor. 

Fransız haber ajansı AFP, düzenlemenin "1910'da Osmanlı döneminde İstanbul'daki yaklaşık 60 bin sokak köpeğinin toplanıp Sivriada'ya terk edilmesiyle yaşanan trajediyi" hatırlattığı yorumunu yapıyor. Bu olayın ardından Sivriada halk arasında "Hayırsızada" olarak anılmaya başlanmıştı.

Haberde, tasarıda öngörülen kuralları uygulamayan belediye çalışanlarına iki yıla kadar hapis cezası verilebileceğine dikkat çekilirken, marttaki yerel seçimlerde İstanbul ve diğer büyük şehirleri kazanan Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) karara direndiğine işaret ediliyor. 

Türkiye'de 4 milyona yakın sokak köpeği olduğuna dikkat çekilen analizde CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yürütmeyi durdurma talebiyle düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini söylediği hatırlatılıyor. 

AFP, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve CHP'den milletvekillerinin, tasarının görüşüldüğü Meclis oturumlarında kırmızı boyalı beyaz eldivenler takarak düzenlemeyi protesto ettiğini de anımsatıyor. 

Amerikan haber ajansı AP'nin haberinde, tasarıyı eleştirenlerin Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) düzenlemeyi yerel seçimlerde başarı kazanan muhalefeti "hedef almak" amacıyla kullanacağını savunduğu aktarılıyor. 

Muhalif siyasetçilerin, aktivistlerin ve hayvan hakları derneklerinin tasarıyı "katliam yasası" diye adlandırdığına işaret edilirken, kedilerin düzenleme kapsamında alınmadığı hatırlatılıyor.

Haberde, hayvan hakları savunucularının Ankara'daki Kuğulu Park'ta ve İstanbul'daki Şişhane Meydanı'nda tasarının geri çekilmesi için eylemler düzenlediği de anımsatılıyor.

Düzenlemeyi savunan Güvenli Sokaklar Derneği Başkanı Murat Pınar'ın 2022'den bu yana 44'ü çocuk en az 75 kişinin köpeklerin saldırısı ya da köpeklerin neden olduğu trafik kazaları sonucu hayatını kaybettiğini söylediği de aktarılıyor. 

Ajansın görüştüğü Adem Coşkun, torununun bir sokak köpeği tarafından ısırıldığını söyleyerek "Köpekleri sokaklardan toplamalı, onlara ev bulmalı ya da koruma altına almalılar" diyor. 

Tasarıya karşı çıkan Çiğdem Aksoy'unsa şu sözleri paylaşılıyor: 

Gözlerimizin içine bakan ve yardım isteyen bu hayvanlar yok edilecek. Bana kalırsa, hiç kimse Allah'ın yarattığı canı alamaz.

Independent Türkçe, AFP, AP



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe