Küresel araştırma, kahvaltıyı atlamanın çocuk sağlığına maliyetini gösterdi

Uzmanlar kahvaltının, günün nasıl geçeceğini belirlediğini söylüyor (Pexels)
Uzmanlar kahvaltının, günün nasıl geçeceğini belirlediğini söylüyor (Pexels)
TT

Küresel araştırma, kahvaltıyı atlamanın çocuk sağlığına maliyetini gösterdi

Uzmanlar kahvaltının, günün nasıl geçeceğini belirlediğini söylüyor (Pexels)
Uzmanlar kahvaltının, günün nasıl geçeceğini belirlediğini söylüyor (Pexels)

Kahvaltı yapmayan çocukların daha mutsuz olduğu bulundu. 

Uzmanlar en önemli öğün diye bilinen kahvaltının, zinde bir gün geçirmenin anahtarı olabileceğini söylüyor. Ayrıca daha önceki bir çalışmada, kahvaltı yapmayanların obezite riskinin arttığı bulunmuştu.

Küresel çapta yapılan yeni bir araştırmada bu önemli öğünü atlamanın, çocukların hayattan aldığı memnuniyete etkisi ortaya kondu. 

BMC Nutrition Journal adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 42 ülkeden 155 binden fazla çocuğun verisi incelendi. 

Bilim insanları, okula giden ve ülke genelini temsil eden örneklemleri içeren 2017-2018 tarihli Okul Çağındaki Çocuklarda Sağlık Davranışı adlı çalışmanın verilerini kullandı.

10-17 yaşındaki öğrencileri içeren araştırmada çocuklar, hayat memnuniyeti düzeyini kendisi bildirdi. 

Bilim insanları her gün kahvaltı yapmakla çocukların mutluluğu arasında neredeyse doğrusal bir ilişki olduğunu tespit etti. 

Örneğin Portekiz'de her gün kahvaltı yapan çocukların yaşam memnuniyetinin en yüksek seviyede olduğu görüldü. Buna karşın Romanya'nın hiç kahvaltı yapmayan çocukları, en düşük yaşam memnuniyeti puanına sahipti. 

Birleşik Krallık'taki Anglia Ruskin Üniversitesi'nden, çalışmanın kıdemli yazarı Lee Smith "Geniş kapsamlı çalışmamız, kahvaltı sıklığıyla yaşam memnuniyeti arasında tutarlı bir ilişki buldu ve bunun birkaç muhtemel nedeni var" diyerek ekliyor: 

Daha önceki çalışmalar, kahvaltı yapmayan ergenlerde düşük ruh halinin yanı sıra daha yüksek anksiyete, stres ve depresyona rastlandığını gösteriyor.

Araştırmacılar bulguların arkasında, düzgün bir kahvaltının gereken besinleri ve enerjiyi sunarak beynin verimli çalışmasını sağlamasının yatabileceğini düşünüyor. 

Ayrıca sosyoekonomik faktörler de önemli bir rol oynayabilir. Düşük gelirli ülke veya ailelerde yaşayan çocukların kahvaltıyı atlama ihtimalinin daha yüksek olduğu düşünülürse, bu çocukların mutsuzluğunun arkasında farklı nedenler olabilir. 

Bulguların çocukların aktarımına dayanması ve neden sonuç ilişkisi kurulmaması çalışmanın önemli bir sınırlılığı. 

Çalışmada ülkeler arasında bazı tutarsızlıklar görüldüğü aktarılıyor. Araştırmacılar bunların, değişen beslenme alışkanlıkları gibi kültürel farklılıklardan kaynaklandığını düşünüyor. 

Smith "Ancak buna rağmen sonuçlarımız, incelenen tüm ülkelerde bildirilen yaşam memnuniyetinin her gün kahvaltı yapanlarda, hiç kahvaltı yapmayanlara göre genel itibarıyla daha yüksek olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Daily Mail, MedicalXpress, BMC Nutrition Journal, Healthline



Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
TT

Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)

Natalie Portman, çocuk oyuncuyken "son derece cinselleştirilerek" "uzun bir Lolita evresine" maruz kalması hakkında konuştu.

İlk performansını 13 yaşındayken Luc Besson'un 1994 yapımı gerilim filmi Sevginin Gücü'nde (Léon: The Professional) sergileyen Oscar ödüllü oyuncu, ailesinin ölümünden sonra bir tetikçinin yanına aldığı genç kız Mathilda'yı canlandırmıştı.

Interview dergisi için Wednesday'in yıldızı Jenna Ortega'yla konuşan Portman, çocukken cinselleştirildiğini ve bunun ekrandaki genç kızlar için endemik bir deneyim olduğunu düşündüğünü söyledi.

Oyuncu "Bu konu hakkında daha önce biraz konuşmuştum; çocukken son derece cinselleştirilmem hakkında, ki bence bu ekrandaki pek çok genç kızın başına geliyor. Bundan çok korkmuştum" dedi.

Portman şöyle devam etti:

Açıkçası cinsellik çocuk olmanın büyük bir parçası ama ben bunun bana yöneltilmesini değil, içimde olmasını istedim. Ve sanırım kendimi koruma yolum 'Ben çok ciddiyim. Çok çalışkanım. Zekiyim ve bu sizin saldıracağınız türden bir kız değil' diye davranmaktı.

İnsanların kendisini rahat bırakmasını sağlamak için bir savunma mekanizması olarak aşırı zeki olduğu imajını yaratmış.

Portman "Böyle bir şey olmamalıydı ama işe yaradı" dedi.

Ama bence bu, gerçek hayatta aptal ve şapşal olmam ve insanların beni gerçekten ciddi bir kitapsever sanması arasındaki kopuklukla ilgili. Gerçek hayatta çok gizli kapaklı biri değilim (her şeyi anlatırım) ama toplum içinde, ne kadar mahrem olduğunuzu söyleyince, mahremiyetinize çok daha fazla saygı duyulacağı apaçık ortadaydı.

cvfghyju
Jean Reno ve Natalie Portman, Sevginin Gücü'nde (Sony Pictures Home Entertainment)

"Çocuklarımla fotoğraf çekimi yapmayacağım' gibi küçük bir bariyer oluşturdum" diye ekledi.

Portman ergenlik döneminde Harika Kızlar (Beautiful Girls/1996), Çılgın Marslılar (Mars Attacks!/1996), Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace/1999), Buradan Çok Uzakta (Anywhere But Here/1999) ve Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is/2000) gibi filmlerde rol aldı. Harvard Üniversitesi'nde psikoloji okumak için 1999'dan 2003'e kadar oyunculuğa ara verdi ancak 2001'de Anton Çehov'un Martı (The Seagull) oyununun Broadway yapımında rol almak üzere sahneye geri döndü.

Profesyonel bale dünyasını konu alan, 2010 yapımı psikolojik korku filmi Siyah Kuğu'daki (Black Swan) performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı.

Sevginin Gücü'ndeki rolü hakkında daha önce konuşan Portman, 2023'te The Hollywood Reporter'a filmle ilişkisinin "karmaşık" olduğunu söylemişti.

"Hâlâ çok sevilen bir film ve bana, şimdiye kadar yaptığım neredeyse tüm filmlerden daha çok bununla ilgili soru soruluyor ve bu bana kariyerimi kazandırdı" diyen oyuncu şöyle eklemişti:

Ama bugün izlediğinizde, kesinlikle bu filmin en hafif tabiriyle bazı nahoş yönleri var. Yani evet, benim için karmaşık bir mesele.

2020'de Portman, "Lolita figürü" olarak resmedildikten sonra kendisini medyadan korumak için "kaleler" inşa ettiğini söylemişti.

Oyuncu, "Sanırım daha çocukken cinselleştirilmek kendi cinselliğimden bir şeyler götürdü çünkü beni korkuttu" demişti.

Güvende olabilmemin yolu 'Ben tutucuyum, ciddiyim, bana saygı duymalısınız, ben akıllıyım ve bana o gözle bakmayın' demekmiş gibi hissettirdi.

Independent Türkçe