Bilim insanları, tehlike altındaki türleri Ay'a yerleştirmek istiyor

Yeni Zelanda Air NZ Carbon (AP)
Yeni Zelanda Air NZ Carbon (AP)
TT

Bilim insanları, tehlike altındaki türleri Ay'a yerleştirmek istiyor

Yeni Zelanda Air NZ Carbon (AP)
Yeni Zelanda Air NZ Carbon (AP)

Bilim insanları, nesli tükenmekte olan hayvanları Ay'a yerleştirmek için iddialı bir plan açıkladı.

Depolama tesisi Dünya'nın en çok risk altında olan hayvan türlerinden örnekleri saklamamızı sağlayabilir.

Bilim insanları bunun, hayvanların gezegenimizdeki risklere maruz kalmadan saklanmasını olanak tanıyacağını iddia ediyor.

Araştırmacılar, bunun Dünya'da kaybetme riskimiz olan hayvanların uzun süreli kaydını tutmak için bir yöntem olabileceğini öne sürüyor. Kayıtlar kriyoprezervasyon (dondurularak -çn.) yoluyla işe yarar halde saklanabilecek.

Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi ve Koruma Biyolojisi Enstitüsü'nden Mary Hagedorn'un öncülüğündeki ekibin yazdığı yeni makalede, bilim insanları Ay yüzeyine inşa edilmiş bir depolama tesisi hayal ediyor.  

Tesisin Ay'ın her zaman gölgede kalan kutuplarına yakın bölgelere yerleştirilmesi faydalı olabilir. Orada sıcaklıklar -196 °C'nin altında kaldığı için tesis bir buzdolabı işlevi görebilir.

Araştırmacılar, böylelikle biyolojik örneklerin uzun süreli saklanabileceğini ileri sürüyor.

Tesisi Ay'da tutmak insan müdahalesine veya tesisi soğuk tutmak için sürekli bir güç kaynağına ihtiyaç duyulmayacağı anlamına gelir. Bu iki nokta, Dünya'daki benzer bir deponun karşılaşacağı ana tehditlerden ikisi.

Dahası tesis doğal afet, iklim değişikliği ve jeopolitik çatışmalar gibi diğer tehlikelerden de korunabilir.

İlk aşamada tesis, fibroblast hücreler içeren hayvan derisi örneklerini saklamak için kullanılabilir. Halihazırda ekip, örnek ve deneme olarak kullanacağı yıldızlı kaya balığı numuneleriyle bunun nasıl işleyeceğini planlamaya başladı.

Araştırmacılar planda sorun yaratabilecek pek çok zorluk bulunduğunu vurguladı. Zorlukların arasında örnekleri uzaydan Ay'a güvenli bir şekilde taşımak, onları radyasyondan uzak tutmak ve tesisi inşa etmek ve korumak için dünyadaki ülkeleri ve kurumları bir araya getirmek yer alıyor.

Ama bilim insanları makalede bu zorluklara rağmen harekete geçmek gerektiğini vurgulayarak sebebini "tükenme tehditleri bizim bu türleri doğal ortamlarında koruyabilme becerimizden daha hızlı bir şekilde büyüyor" diye açıklıyor.

Bu öneri, BioScience isimli akademik dergide yayımlanan Ay'da bir biyodepo yaratarak Dünya'nın biyoçeşitliliğini korumak'ta (Safeguarding earth’s biodiversity by creating a lunar biorepository) başlıklı yeni makalede yer aldı.

Independent Türkçe



"Olağanüstü" fosiller, bugüne kadar uçan en büyük hayvan hakkındaki soruyu yanıtladı

Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)
Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)
TT

"Olağanüstü" fosiller, bugüne kadar uçan en büyük hayvan hakkındaki soruyu yanıtladı

Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)
Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)

Bilim insanları, çok nadir teruzor fosilleri sayesinde bu devasa canlıların nasıl uçtuğu sorusunu nihayet yanıtladı.

Dinozorlar Çağı'nda göklerin hakimi olan teruzorların boyu geniş bir yelpazede değişiyordu. 66 milyon yıl önce yeryüzünden silinen bu canlıların Azhdarchidae familyası, bugüne kadar uçan en büyük hayvanları içeriyodu. 

10 metreyi aşan kanat boyları olan bu teruzorların boyu, yerdeyken zürafalara yakındı. Peki bu devasa hayvanlar nasıl uçuyordu?

Bugüne kadar iyi korunmuş pek fosil bulunamadığı için bu soruya net bir yanıt vermek mümkün olmamıştı. 

Michigan Üniversitesi'nden paleontolog Kierstin Rosenbach "Teruzor kemikleri içi boş olduğu için çok kırılgan ve korunsalar bile krep gibi dümdüz halde olma olasılıkları daha yüksek" diyor.

Rosenbach ve ekip arkadaşları, 2007'de Ürdün'de bulunan "olağanüstü" kanat fosillerini gelişmiş bilgisayarlı tomografi taramalarıyla analiz etti. 72 milyon ila 66 milyon yıllık kemiklerin iç kısmının korunmakla kalmayıp taramalarda da görünmesi ekibi heyecanlandırdı. 

Bulgularını Journal of Vertebrate Paleontology adlı hakemli dergide 5 Eylül Perşembe günü yayımlayan araştırmacılar, teruzorların iki farklı şekilde uçtuğu sonucuna vardı: Bazıları kanatlarını çırparak uçarken, diğerleri günümüz akbabaları gibi süzülüyordu.

Fosillerden biri Azhdarchidae familyasından Arambourgiania philadelphiae türüne aitti. 10 metreye yakın kanat boyu olduğunu doğrulayan yeni araştırmada, humerus kemiğinin iç kısmında yukarı-aşağı spiraller halinde çıkıntılar görüldü. 

Akbabaların kanat kemiklerindeki yapıya benzeyen bu çıkıntıların, havada süzülen hayvanın bükülmeden uçmasını sağladığı düşünülüyor.

Diğer fosillerse daha önce bilinmeyen bir türe aitti. Inabtanin alarabia adı verilen hayvanın kanat boyu 2 metre civarındaydı.

Kanat kemiklerinin iç kısmındaysa çapraz yapılar vardı. Günümüzün kanat çırpan kuşlarında da bu yapının görüldüğünü söyleyen ekip, Inabtanin'in bu şekilde uçtuğu sonucuna vardı. 

Çapraz destek mekanizmasını görmenin şaşırtıcı bir şey olmadığını söyleyen Rosenbach ekliyor:

Arambourgiania'daki çıkıntılarsa kesinlikle beklenmedikti, ilk başta ne gördüğümüzden emin değildik! 

Araştırmacılar, teruzorlara ait yeterince kemik kalıntısı bulunmadığı için hangi uçuş türünün önce ortaya çıktığını bilmenin zor olduğunu söylüyor. 

Öte yandan kuş ve yarasa gibi omurgalılarda kanat çırpmanın daha yaygın olduğunu belirten Rosenbach ekliyor:

Bu yüzden kanat çırparak uçmanın standart durum olduğunu ve belirli bir ortamda (bu durumda açık okyanusta) teruzor popülasyonu açısından avantaj sağlaması halinde süzülme davranışının daha sonra evrimleşmiş olabileceğini düşünüyorum.

Ekip, teruzor kemiklerini inceleyerek uçma davranışları hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Journal of Vertebrate Paleontology