Yüksek platoları meydana getiren süreç ortaya kondu

Araştırmacılar Güney Afrika'daki büyük sarplıkta yer alan yüksek platoların, milyonlarca yıllık geçmişini gözler önüne serdi (Southampton Üniversitesi)
Araştırmacılar Güney Afrika'daki büyük sarplıkta yer alan yüksek platoların, milyonlarca yıllık geçmişini gözler önüne serdi (Southampton Üniversitesi)
TT

Yüksek platoları meydana getiren süreç ortaya kondu

Araştırmacılar Güney Afrika'daki büyük sarplıkta yer alan yüksek platoların, milyonlarca yıllık geçmişini gözler önüne serdi (Southampton Üniversitesi)
Araştırmacılar Güney Afrika'daki büyük sarplıkta yer alan yüksek platoların, milyonlarca yıllık geçmişini gözler önüne serdi (Southampton Üniversitesi)

Bilim insanları yüksek platoların nasıl oluştuğunu ortaya koydu. 

Kıtaların bazı bölümleri yükselerek sarplık denen uzun uçurumlar ve yüksek platolar meydana getiriyor. 

Bilim insanları, Doğu Afrika Rifti ve Etiyopya Yükseltileri'ni ayıran uçurum gibi devasa sarplıkların, kıtaların ayrılma sürecinde oluştuğunu tahmin ediyordu.

Ancak kıtaların iç kısmındaki sağlam kısımların nasıl yükselip platoları oluşturduğu bilinmiyordu. Sarplıklarla yüksek platoların oluşumu arasında on milyonlarca yıl olmasından dolayı bu yapıları farklı süreçlerin meydana getirdiği düşünülüyordu. 

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (7 Ağustos) yayımlanan bir makalede yüksek platoların da kıta ayrılmasının tetiklemesiyle ortaya çıktığı öne sürüldü. 

Dünya yüzlerce milyon yıl önce Pangea denen tek bir kıtadan oluşuyordu. Bu süperkıtanın parçalanmasıyla Gondvana ve Lavrasya ortaya çıktı ve onlar da zaman içinde ayrılarak bugünkü kıtaları meydana getirdi.

Yeni çalışmayı yürüten ekip, Gondvana parçalanırken oluşan üç büyük sarpılığı inceledi. Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika'daki bu devasa kayalıkların içinde boyu en az 1 kilometreye ulaşan yüksek platolar yer alıyor. 

Topografik haritalar kullanan araştırmacılar sarplıkların kıtaların ayrılması sonucu oluştuğunu belirledi. 

Ardından bilgisayar simülasyonları ve istatistiksel modellerden yararlanarak, kıtaların ayrılmasının Dünya'nın mantosunun derinlerinde dalgalara yol açtığını buldular. 

Yerkabuğunun gerilmesi sonucu ortaya çıkan bu dalgalar kıtanın iç kısımlarına doğru ilerliyor.

Bilim insanları mantonun derinlerindeki dalgaların 1 milyon yılda 15-20 kilometre hızla ilerlediğini tahmin ediyor. Bu süreçte kaya katmanları, kendilerini kıtaya bağlayan köklerinden yavaş yavaş ayrılıyor.

Süreci sıcak hava balonlarının ağırlıklarını kaybettikçe yükselmesine benzeten araştırmacılar, yüksek platoların bu şekilde ortaya çıktığını söylüyor. 

Ayrıca kıtanın bazı bölümlerinin yükselmesi yüzeyde erozyona yol açarak kaya katmanlarının daha fazla ağırlık kaybetmesine ve bu şekilde yukarıya çıkmasına katkı sağlıyor.

Yeni çalışma, kıtaların sabit olduğu düşünülen kısımlarının neden yükseldiğini açıklıyor. 

Southampton Üniversitesi'nden Thomas Gernon, liderlik ettiği araştırma hakkında "Burada gerçekten büyüleyici olan şey de bu; bu bölgeler, milyarlarca yıldır hayatta kalan kıtaların atalarının kalbi" diyerek ekliyor:

Dünya tarihindeki önemli olayları yaşamışlar ancak kıtalar ayrıldıktan sonra bir nedenle böyle büyük bir kargaşadan geçmişler.

Araştırmacılar sadece Gondvana'daki yapıları incelese de bu süreç, başka yerlerdeki yüksek plato ve sarplıkların oluşumunu açıklayabilir.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Live Science, Nature



2 bin yıl önce beraber gömülen ikiz bebeklerin gizemi aydınlandı

Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)
Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)
TT

2 bin yıl önce beraber gömülen ikiz bebeklerin gizemi aydınlandı

Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)
Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)

Yeni bir araştırmaya göre Hırvatistan'da bulunan ve 2 bin yıl önce birbirine dönük halde gömülen çift yumurta ikizi bebeklerin ölümünde kurşun zehirlenmesi rol oynamış olabilir.

Bebeklerin nasıl öldüğü tam olarak bilinmese de Mississippi Eyalet Üniversitesi'nden Anna Osterholtz'un da aralarında bulunduğu araştırmacılar, kurşun zehirlenmesinin rol oynadığından şüpheleniyor.

Nadir görülen çifte defin, MÖ 47 civarında Roma'nın İlirya eyaletinin parçası olan, Hırvatistan'ın Trogir kentindeki Dragulin mezarlığında keşfedildi.

Arkeologlar mezarlıktaki ilk kazıyı, yeni bir otopark inşaatında antik taş vazoların ortaya çıkarması üzerine 2016'da yapmıştı.

DNA analizi, bebeklerin MS 1. ya da 2. yüzyılda birlikte gömülen ve biri kız, diğeri erkek olan çift yumurta ikizleri olduğunu ortaya çıkardı.

Journal of Archaeological Science'ta yayımlanan çalışmada, "Tek seferde gömülmüş olmaları, aynı anda öldüklerine ve muhtemelen ölü doğduklarına işaret ediyor" sonucuna varıldı.

İskeletlerin analizi, ikiz bebeklerde "ciddi bir metabolik hastalık" ve "deniz ürünleri içeren tipik bir Roma beslenme düzeni"ne işaret ediyor. İkizler muhtemelen iskorbüt veya raşitizm gibi beslenme yetersizliklerinden muzdaripti ve vücutları bazı besinleri kullanamıyordu.

Araştırmacılar annelerinin yetersiz beslendiğinden veya metabolik bir hastalıktan muzdarip olduğundan, bunun da bebeklerin sağlık durumunun kötüleşmesine katkıda bulunduğundan şüpheleniyor. Çalışmada buna alternatif olarak bebeklerin kurşun zehirlenmesinin yol açtığı metabolik komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmiş olabileceği öne sürülüyor.

Çalışmada, "Kurşun zehirlenmesi düşük, ölü doğum ve bebek ölüm oranlarının artmasıyla bağlantılı" ifadeleri yer alıyor. 

Bunun nedeni, annenin maruz kaldığı kurşunun plasenta yoluyla fetüse ve daha sonra anne sütü yoluyla bebeğe geçmesi sonucu çocuğun patolojik değişiklikler göstermeye başlaması.

Daha önceki çalışmalar, Roma İmparatorluğu'nun çöküşünde kurşun zehirlenmesinin oynadığı kilit rolü belgelemişti.

Roma dünyası bu zehirli metali boru ve mutfak gereçlerininde geniş çapta kullanmanın yanı sıra gıdaları korumak ve şarabı tatlandırmak için de tercih ediyordu.

Araştırmacılar ikizlerin iskeletinde, kemiklerdeki gözeneklerin artması gibi kurşun zehirlenmesinin etkileriyle tutarlı rahatsızlıklar saptadı.

Hırvatistan'daki antik kazı alanlarından 150 kişi üzerinde yakın zamanda yapılan bir çalışma da "Roma döneminde kurşun seviyelerinde muazzam bir artış" yaşandığını göstermişti. 

Benzer bir eğilimin Tragurium'un yakın çevresindeki birkaç Roma dönemi yerleşiminde de görülmesi, bu hipoteze ek bir doğrulama sunabilir.

Independent Türkçe