100 milyonda bir görülen "pamuk şeker" ıstakoz bulundu

Renkli ıstakoz, yemek olmaktan kıl payı kurtuldu (Seacoast Bilim Merkezi)
Renkli ıstakoz, yemek olmaktan kıl payı kurtuldu (Seacoast Bilim Merkezi)
TT

100 milyonda bir görülen "pamuk şeker" ıstakoz bulundu

Renkli ıstakoz, yemek olmaktan kıl payı kurtuldu (Seacoast Bilim Merkezi)
Renkli ıstakoz, yemek olmaktan kıl payı kurtuldu (Seacoast Bilim Merkezi)

ABD'de bir ıstakoz avcısı 100 milyonda bir görülen bir "pamuk şeker" ıstakoz yakaladı. 

Atlantik Istakoz Şirketi'nin sahibi Joseph Kramer, New Hampshire eyaletinin New Castle kıyılarına bıraktığı ağlarda parlak renkli bir hayvan görünce çok nadir bulunan bir mavi ıstakoz yakaladığını düşünmüş.

Ancak bölgedeki Seacoast Bilim Merkezi'ne giden Kramer'ın çok daha nadir bir ıstakoz türü yakaladığı ortaya çıktı. 

Istakozu inceleyen akvaryumcu Sam Rutka, olayı 24 Temmuz'da ilk kez haberleştiren Seacoastonline'a bunun "gerçekten güzel bir eflatun, mor ve pembemsi renk tonuna" sahip erkek bir pamuk şeker ıstakoz olduğunu açıkladı. 

100 milyonda bir görülen bu ıstakozlar, tadından ziyade görünümü nedeniyle böyle isimlendiriliyor.

Rutka, ıstakozların nadir bir genetik mutasyon nedeniyle bu renkte olduğunu açıklıyor. 

Popular Science'a konuşan akvaryumcu, ıstakozların kırmızı, sarı ve mavi karotenoid pigment katmanları taşıdığını söyleyerek ekliyor:

Tüm bu katmanlar üst üste gelip turuncular, kırmızılar, maviler, pembeler, morlar, sarılar ve kahverengilerden oluşan alacalı, benekli bir desen vererek ıstakozun kamuflajını oluşturuyor.

Ancak bazen bu genlerin ifade edilmemesi veya aşırı derece ifade edilmesi çok daha renkli sonuçlar ortaya çıkarıyor. Mavi ıstakozlar 2 milyonda bir, kırmızı ıstakozlar 10 milyonda bir, çift renkliler ise 50 milyonda bir görülüyor.

Albino ve pamuk şekerler de 100 milyonda rastlanan ıstakoz çeşitleri. Rutka bu oranların doğada ne kadar görüldüklerine değil, genetik mutasyonun gerçekleşme ihtimaline göre hesaplandığını belirtiyor. 

Bu renkli hayvanlar, görünümleri dışında diğer ıstakozlardan farklı değil. Ancak parlaklıkları, avcı hayvanlar tarafından yakalanmalarını kolaylaştırıyor. Rutka, bunun nadir görülmelerine katkı sağladığını söylüyor. 

Bazı uzmanlar ıstakozların sadece genetiğinin değil, beslenme biçiminin de renklerini etkilediğini öne sürüyor. Istakozlar üzerine çalışan Anita Kim şöyle diyor:

Istakozların kabuk renklerini bir pigmentten alma biçimleri, flamingoların yedikleri karidesler nedeniyle pembe olmalarına benziyor.

Flamingoların, sıkça yedikleri karides, alg ve sinek larvalarında yüksek miktarda yer alan beta-karoten adlı kırmızı-turuncu bir pigmentten dolayı pembe olduğu düşünülüyor. 

Kramer'ın bulduğu pamuk şeker ıstakoz, Seacoast Bilim Merkezi'nin korumasına alındı. Merkezde bu renkteki iki hayvanın yanı sıra turuncu ve mavi ıstakozlar da var. 

Istakozu yakaladığı için "havalara uçtuğunu" söyleyen Kramer, hayvan güvende olacağı için mutlu hissettiğini de ekliyor:

Bence saklanıp korunması için en iyi yer burası.

Independent Türkçe, Popular Science, Smithsonian Magazine, Seacoastonline, Britannica



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe