Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Bilginin doğruluğundan şüphe edilse de durum değişmiyor

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research



Dünyanın en ince spagettisi üretildi: Çıplak gözle görülmüyor

Çubuk makarnalar elektron mikroskobuyla görülebiliyor (Beatrice Britton / Adam Clancy)
Çubuk makarnalar elektron mikroskobuyla görülebiliyor (Beatrice Britton / Adam Clancy)
TT

Dünyanın en ince spagettisi üretildi: Çıplak gözle görülmüyor

Çubuk makarnalar elektron mikroskobuyla görülebiliyor (Beatrice Britton / Adam Clancy)
Çubuk makarnalar elektron mikroskobuyla görülebiliyor (Beatrice Britton / Adam Clancy)

Bilim insanları dünyanın en ince spagettisini üretti. Çıplak gözle görülemeyen makarnanın tıpta kullanılması amaçlanıyor. 

Nişastalı bitkilerden yapılan nanofiber malzemeler, gözenekli yapıları sayesinde epey kullanışlı bir yara bandı görevi görebiliyor. Yaraya su ve nem girmesine izin verirken bakterileri dışarıda tutarak iyileşmeyi sağlıyor.

Ayrıca kemik yenilenmesi ve dokuların yeniden gelişimi sürecinde iskele görevi üstlenebiliyor ve vücuda ilaç taşıyabiliyorlar. 

Ancak bitkilerden nişastayı çıkarmayı gerektiren bu nanofiberlerin üretimi epey enerji gerektiriyor. 

Birleşik Krallık'taki University College London'dan araştırmacılar daha kolay ve çevre dostu bir şekilde nanofiber geliştirmenin yolunu buldu.

Bilim insanları nişasta bakımından zengin un ve sıvı formik asiti, elektrospinning adlı bir teknikle döndürdü. Daha sonra makarna karışımı elektrik yüküyle çiğ çubuk makarnaya çevirdiler. 

372 nanometre genişliğindeki spagetti, saç telinden neredeyse 200 kat daha ince. 

Nanoscale Advances adlı hakemli dergide yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Adam Clancy "Spagetti yapmak için su ve un karışımı metal deliklerden geçiriliyor" diyerek ekliyor:

Bizim çalışmamızda da aynısını yaptık ama un karışımımızı elektrik yüküyle çektik. Kelimenin tam anlamıyla spagetti ama çok daha küçük.

Yeni "nanomakarna" yaklaşık 2 santimetre genişliğinde bir nanofiber matı ortaya çıkardı. Mat gözle görülebilse de onu oluşturan çubuklar, herhangi bir görünür ışık kamerası veya mikroskop tarafından net bir şekilde yakalanamayacak kadar ince.

Daha önceki en ince makarna Sardinya'nın Nuoro kentindeki bir makarna üreticisinin elle yaptığı su filindeu. Yeni spagetti, su filindeu'dan neredeyse bin kat daha ince olsa da mutfaklarda onun yerini alması beklenmiyor.

Makalenin bir diğer yazarı Prof. Gareth Williams geliştirdikleri ürün hakkında "Ne yazık ki makarna olarak kullanışlı olduğunu düşünmüyorum çünkü bunu ocaktan alamadan, bir saniye içinde aşırı pişecektir" diye açıklıyor.

Ekip, nanofiber spagettinin sağlık alanında kullanılacağını umuyor. Dr. Clancy "Nişasta bol ve yenilenebilir olduğu için umut veren bir malzeme; selülozdan sonra dünyadaki en büyük ikinci biyokütle kaynağı ve vücutta parçalanabiliyor" diyerek ekliyor:

Ancak nişastayı saflaştırmak çok fazla işlem gerektiriyor. Un kullanarak nanofiber yapmanın daha basit bir yolunun mümkün olduğunu gösterdik.

Bilim insanları bundan sonra yeni malzemenin parçalanma hızını ve hücrelerle nasıl etkileşime girdiğini araştırmayı planlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Popular Science, Nanoscale Advances