Plastik, otizme yol açıyor mu?

Türkiye de dahil çeşitli ülkelerde biberon üretiminde BPA kullanmak yasak (Unsplash)
Türkiye de dahil çeşitli ülkelerde biberon üretiminde BPA kullanmak yasak (Unsplash)
TT

Plastik, otizme yol açıyor mu?

Türkiye de dahil çeşitli ülkelerde biberon üretiminde BPA kullanmak yasak (Unsplash)
Türkiye de dahil çeşitli ülkelerde biberon üretiminde BPA kullanmak yasak (Unsplash)

Avustralya'da yapılan bir çalışmada hamileyken plastiğe maruz kalmanın çocukta otizme yol açabileceği öne sürüldü. Ancak bazı uzmanlar bulgulara temkinli yaklaşılmasını tavsiye ediyor.

Nörogelişimsel bir durum olan otizm spektrum bozukluğu, iletişim kurmadaki sorunlarla tanımlanıyor. 

Büyük ölçüde genetik bir altyapısı olan otizmin ortaya çıkmasında çevresel etmenler de rol oynayabiliyor. Ancak bu duruma neyin yol açtığı kesin bir şekilde bilinmiyor. 

Önde gelen hakemli dergi Nature'da geçen hafta yayımlanan bir makalede, anne karnında Bisfenol A'ya (BPA) maruz kalan erkek çocuklarının 11 yaşına kadar otizm tanısı alma ihtimalinin 6 kat arttığı tespit edildi. 

Dayanıklı plastik ürünler üretmek için kullanılan BPA'nın gıdaya karışarak çeşitli sağlık sorunlarına yol açmasından uzun süredir endişeleniliyor. 

Bu maddenin kalp hastalıkları ve kısırlığa yol açmanın yanı sıra çocuklarda sağlık sorunlarına neden olabileceği de düşünülüyor.

Yeni çalışmayı yürüten ekip, yaklaşık yarısı erkek olan 1074 çocuğu takip etti. Bu çocukların annesi olan 847 kadından, hamileliğinin son döneminde idrar örnekleri alındı ve BPA seviyeleri incelendi. 

Araştırmacılar 43 çocuğun 11 yaşına geldiğinde otizm tanısı aldığını kaydetti. Bilim insanları anne karnındayken yüksek BPA'ya maruz kalan erkek çocukların tanı alma ihtimalinin daha yüksek olduğunu buldu. Kız çocuklarında böyle bir paralellik görülmedi. 

Ardından farelere BPA vererek bulguları test eden araştırmacılar benzer sonuçlarla karşılaştı. 

Çalışmanın yazarlarından Dr. Wah Chih Boon bulguları şöyle açıklıyor:

BPA'nın aromataz enzimini baskıladığını ve erkek farelerde otizm spektrum bozukluğuyla örtüşebilecek anatomik, nörolojik ve davranışsal değişikliklerle ilişkili olduğunu bulduk.

Östrojen hormonuyla ilişkili aromataz enzimi, otizm tanısı alan erkek çocuklarda da düşük çıkmıştı. Bu enzimin kız çocuklarında sağlıklı miktarda bulunmamasının otizm dışında farklı sorunlara yol açtığı düşünülüyor. 

Çalışamaya liderlik eden Anne-Louise Ponsonby "Bazı çalışmalarda, hamilelik sırasında plastikteki kimyasallara maruz kalmanın, daha sonra çocuklarda otizm görülmesiyle ilişkili olduğu ortaya konmuştu" diyor.

Ancak bazı uzmanlar çalışmanın neden-sonuç ilişkisi kurmadığını vurguluyor. Avustralya'daki RMIT Üniversitesi'nden Elisa Hill-Yardin, içinde yer almadığı çalışma hakkında şöyle diyor:

İdrarında BPA bulunan tüm kadınların bebekleri otizmli değildi, dolayısıyla bu plastiklere maruz kalmak otizme neden olmak için tek başına yeterli değil. Muhtemelen genetik de dahil bir dizi faktör buna katkıda bulunuyor.

Hill-Yardin ayrıca farelerden elde edilen bulguların insanlar için geçerli olmayabileceğini de belirtiyor. Ayrıca bu hayvanların maruz kaldığı BPA miktarının, Avustralya'daki kişilerin maruz kaldığından daha fazla olduğunu söylüyor. 

University College London Çocuk Sağlığı Enstitüsü'nden David Skuse de "İnsanların sosyal iletişimindeki ince ayrıntılar, fare modelinde ölçülemez" diyor. 

Hill-Yardin yeni çalışmanın, belirli gen varyasyonlarına sahip bebeklerin BPA'ya karşı daha duyarlı olabileceği ihtimaline işaret ettiğini söylüyor. Bu da otizm riskini artırıyor olabilir.  

Uzmanlar bulguların başka çalışmalarla ve gruplarla test edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Independent Türkçe, Conversation, Newsweek, Nature, Healthline



Demi Moore, gişe rekorları kıran filmin "felaket" olacağını düşünmüş

Molly ve Sam'in dokunaklı hikayesini anlatan Hayalet, 22 milyon dolarlık bütçesine karşılık 505,7 milyon dolar hasılat yapmıştı (Paramount Pictures)
Molly ve Sam'in dokunaklı hikayesini anlatan Hayalet, 22 milyon dolarlık bütçesine karşılık 505,7 milyon dolar hasılat yapmıştı (Paramount Pictures)
TT

Demi Moore, gişe rekorları kıran filmin "felaket" olacağını düşünmüş

Molly ve Sam'in dokunaklı hikayesini anlatan Hayalet, 22 milyon dolarlık bütçesine karşılık 505,7 milyon dolar hasılat yapmıştı (Paramount Pictures)
Molly ve Sam'in dokunaklı hikayesini anlatan Hayalet, 22 milyon dolarlık bütçesine karşılık 505,7 milyon dolar hasılat yapmıştı (Paramount Pictures)

Demi Moore, herhangi bir rolü ya da projeyi üstlenmeden önce dikkat ettiği noktaları açıkladı.

Ünlü oyuncu sunuculuğunu Sean Evans'ın üstlendiği sohbet programı Hot Ones'a konuk oldu. 

Evans, Moore'un daha önce Cevher'le (The Substance) ilgili yaptığı yorumları hatırlattı. Moore, Cevher'in "olağanüstü bir şey ya da mutlak bir felaket" olabileceğini söylemişti.

62 yaşındaki Moore, Margaret Qualley'yle birlikte başrolleri paylaştığı Cevher'de yaşlanan eski bir Hollywood yıldızını canlandırmıştı. 

Amerikalı aktris, beden korkusu (body horror) türündeki filmiyle ilgili "Bu gerçekten de risk almaya değer bir şey olduğu anlamına geliyor" dedi.

"Ya harika ya da tam bir felaket olacak"

Jane'in Zaferi'nin (GI Jane) yıldızı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Hayalet (Ghost) için de aynı şeyi düşünmüştüm çünkü o kadar farklı türler bir araya getirilmişti ki, gerçekten 'Ya harika ya da tam bir felaket olacak' diye düşünmüştüm. Risk al. Zarları at. Bakalım ne olacak.

Moore, 1990 yapımı doğaüstü romantik filmde Patrick Swayze'yle birlikte rol almıştı. Yönetmen koltuğunda Jerry Zucker'ın oturduğu film, beklenmedik bir gişe başarısı elde ederek 500 milyon dolardan fazla hasılat yapmıştı. Hayalet, yılın en çok kazanan filmi olmuştu. 

Hayalet'teki performansıyla 1991'de En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanan Whoopi Goldberg de filmin bu kadar başarılı olacağını düşünemediklerini söylemişti: 

Ne olacağını gerçekten bilmeden 'Evet' dedim. Hepimiz filmi izleyene kadar elimizde ne olduğunu anlamadık.

"Çok fazla izolasyona doğru ilerliyoruz"

Sohbetin ilerleyen kısımlarında Evans, Moore'a kariyeri boyunca onlarca projede rol almış biri olarak sinemaya yönelik en büyük varoluşsal tehdidin ne olduğunu sordu.

Moore, "Sanırım sinema deneyiminin kaybolması olurdu" diye yanıt vererek ekledi:

Bence risk, sadece sinemada değil, genel olarak hayatta, çok fazla izolasyona doğru ilerliyor olmamız. Ve bence birbirimizle bağlantı kurmamızı sağlayan şey ortak deneyimlerimiz. İnternet yayıncılığını gerçekten seviyor ve takdir ediyor olsam da bunu gerçekten kaybetmemek için hepimizi sinema salonlarına geri getirecek bir orta yol bulabileceğimizi umuyorum.

Independent Türkçe, Deadline, Hollywood Reporter