Geçmişin sessiz tanığı: 524 kişiye mezar olan I. Dünya Savaşı gemisi bulundu

Gemi enkazından, hayatını kaybeden denizcilerin kalıntıları çıkmadı (Simon Kay/Lost In Waters Deep)
Gemi enkazından, hayatını kaybeden denizcilerin kalıntıları çıkmadı (Simon Kay/Lost In Waters Deep)
TT

Geçmişin sessiz tanığı: 524 kişiye mezar olan I. Dünya Savaşı gemisi bulundu

Gemi enkazından, hayatını kaybeden denizcilerin kalıntıları çıkmadı (Simon Kay/Lost In Waters Deep)
Gemi enkazından, hayatını kaybeden denizcilerin kalıntıları çıkmadı (Simon Kay/Lost In Waters Deep)

İskoçya kıyılarında I. Dünya Savaşı'nda içindeki 500'den fazla kişiyle battığı düşünülen bir gemi enkazı bulundu. Son derece iyi durumdaki gemi, denizin dibinde 100 yıldır keşfedilmeyi bekliyordu. 

118 metre uzunluğa ve 18 metre genişliğe sahip HMS Hawke ilk kez 1891'de suya indirilmişti. 

Britanya'nın Kraliyet Donanması'na ait gemi uzun yıllar hizmet vermiş ancak I. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın U-bot türü bir denizaltısından fırlatılan torpidoyla ömrünün sonuna gelmişti

BBC'nin aktardığı üzere 15 Ekim 1914'te atılan torpido, geminin alev alıp patlamasına ve 8 dakika içinde sulara gömülmesine neden olmuştu. Patlamadan 70 kişi sağ kurtulmayı başarırken gemideki diğer 524 kişi kurtulamamıştı. 

İskoçya sularındaki gemi enkazlarını arayan kuruluş Lost in Waters Deep, 12 Ağustos'ta yaptığı açıklamada HMS Hawke'u nihayet bulduklarını duyurdu. 

Enkazda geminin adını taşıyan bir çan gibi tanımlayıcı bir bulgu çıkmadı. Ancak bu bölgede kaybolduğu bilinen başka gemi olmadığını ve enkazın HMS Hawke'un içinde yer aldığı Edgar sınıfının özelliklerini taşıdığını söyleyen dalgıçlar, doğru gemiyi bulduklarına neredeyse emin. 

Dalgıç ekibinden Will Schwarz, bunun HMS Hawke dışında bir gemi olmasının "mümkün olmadığını" söylüyor. 

Lost in Waters Deep, enkazı tespit etmek için ilk başta U-bot denizaltının kumandanının günlüğünü inceleyerek torpidonun ne zaman atıldığını anlamaya çalışmış. Ardından geminin nerede battığını saptamak için Kraliyet Donanması kayıtlarına da bakmışlar. 

1980'lerde İskoçyalı balıkçıların bir tıkanıklık olduğunu söylediği bölgeye de dalış gerçekleştirmişler ancak ilk başta bundan bir sonuç alınamamış. 

Sonraki dalışlardaysa bu tıkanıklığın 1 kilometre kadar ilerisinde devasa enkazı keşfetmişler. 

Dalgıçlardan Steve Mortimer, BBC İskoçya'ya yaptığı açıklamada "Araştırma yıllarca sürdü ama sahada geçirdiğimiz süre sadece birkaç saatti" diyor. 

Mortimer yüzeyin 110 metre altında keşfedilen gemi enkazının olağanüstü derecede iyi durumda olduğunu söylüyor. 

Dalgıç "Kıç tarafının arka tarafında kaptanın yürümesi için harika bir yol var. Savaş gemisi olduğu için tabii ki bir sürü silah da var" diyerek ekliyor:

Kraliyet Donanması'na ait epey çanak çömlek var. Büyüleyici bir şey bu. Belli ki tamamen gafil avlanmış çünkü pencerelerin çoğu halen açıktı.

CNN'e konuşan Schwarz da büyük ölçüde yekpare halde kalan gemi hakkında "Silahlar hâlâ aktifmiş gibi görünüyor, o kadar iyi cilalanmışlar ki inanılmaz" ifadelerini kullanıyor:

Daha önce hiç bu kadar iyi durumda silah görmemiştim, kesinlikle çok güzeller. Ancak 524 gencin burada hayatını kaybettiğinin de farkındayız.

Schwarz, sonraki çalışmalarda enkazın HMS Hawke'a ait olduğunu kesin bir şekilde kanıtlayacak unsurlar çıkabileceğini söylüyor. 

BBC'ye göre Kraliyet Donanması'nın gelecek haftalarda enkazı resmen tanımlaması bekleniyor.

Independent Türkçe, CNN, BBC, Lost in Waters Deep



Canı sıkılan kapuçin maymunları başka türlerin yavrularını kaçırıyor

Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
TT

Canı sıkılan kapuçin maymunları başka türlerin yavrularını kaçırıyor

Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)

Erkek kapuçin maymunlarının, aynı adada yaşadıkları başka bir türün yavrularını kaçırmaya başladığı gözlendi. Bilim insanları bu "trendin" arkasında sadece can sıkıntısı olabileceğini düşünüyor.

Panama'nın Jicarón Adası'ndaki kapuçin maymunları, kendilerini tehdit eden bir avcı tür olmadan rahat bir yaşam sürüyor. Beyaz yüzlü bu maymunlar alet kullanma becerileriyle öne çıkıyor. Salyangoz gibi sert kabuklu canlıları taşla kırarak besleniyorlar.

Adadaki popülasyonu yıllardır takip eden araştırmacılar 2022'de ilginç bir görüntüyle karşılaştı. Yüzündeki yara nedeniyle Joker adı verilen bir kapuçin maymunu, sırtında bir uluyan maymun yavrusu taşıyordu. 

Hayvanı yakın takibe alan ekip, daha sonra Joker'i başka yavrularla da gördü. Birkaç ay sonra popülasyondaki diğer genç erkek maymunlar da uluyan maymun yavrularını taşırken kaydedildi. Ocak 2022'den Temmuz 2023'e kadar, 5 genç erkek kapuçinin, 11 farklı uluyan maymun yavrusunu taşıdığı saptandı.

Bilim insanları ilk başta yavruların evlat edinildiğini düşünse de bu davranışın genellikle dişiler tarafından gerçekleştirilmesi ihtimali düşürüyordu. Üstelik kapuçin maymunlarının, kaçırdıkları yavrulara bakıp büyütmek gibi bir derdi yok gibi görünüyordu. 

Araştırmacılara göre yavrulara zarar verme niyetleri de yoktu ancak 4 bebeğin hayatını kaybettiği tespit edildi. Anne sütüne erişimleri olmadığı için diğer yavruların da öldüğü tahmin ediliyor. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (19 Mayıs) yayımlanan çalışmanın yazarlarından Dr. Brendan Barrett "Görüntülere bakıp ne olacağını bilmemek, yazılmaya devam eden bir korku filmini izlemek gibiydi" diyor. 

Peki kapuçin maymunları yavruları neden kaçırıyor? Özellikle iki türün bu şekilde etkileşime girmediği düşünüldüğünde durum daha tuhaf bir hal alıyor.

Araştırmacılara göre bu sorunun cevabı can sıkıntısı. Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü'nden makalenin başyazarı Zoë Goldsborough şu ifadeleri kullanıyor:

Jicarón Adası'ndaki koşulların, özellikle de karada yırtıcıların olmaması ve daha fazla boş vaktin, davranışlarda yenilik ve yayılmaya çok elverişli olduğunu düşünüyoruz.

Ekip ayrıca alet kullanan bir popülasyonda böyle bir davranış görülmesinin tesadüf olmayabileceğini, bunun da bir tür kültürel inovasyon olduğunu belirtiyor. 

Goldsborough "Bilim insanları hayvan taksonlarında kültürün kanıtlarını ortaya çıkarmaya devam ediyor ve bir davranış sosyal öğrenme yoluyla bireyler arasında yayılıyorsa kültürel olarak kabul ediliyor" diyerek ekliyor: 

Tanımladığımız yavru taşıma davranışı gerçekten de bu kapuçin grubunun kültürünün bir parçası.

Davranışa can sıkıntısının mı yoksa başka bir şeyin mi yol açtığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Ayrıca bu "trendi" başlatan Joker'in de popülasyondaki statüsünü öğrenmek istiyorlar. 

Hayvan refahı ve davranışı uzmanı Dr. Charlotte Burn de Joker'in yalnızlıktan dolayı mı böyle davrandığını ve yavruları kaçırmanın öne çıkmasını sağlayıp sağlamadığını merak ediyor.

Çalışmada yer almayan Dr. Burn "Eğer dışlanmış biriyse, o zaman diğerlerinin neden onun davranışını kopyaladığı daha büyük bir gizem teşkil ediyor" diyor: 

Belki diğerleri de onunla aynı şeyin eksikliğini duyuyordu.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Current Biology