DNA analizi, 400 yıllık aile skandalını ortaya çıkardı

ABD'deki ilk İngiliz yerleşiminde bulunan mezarlar, 17. yüzyıl aile skandalını aydınlattı

Virginia Kolonisi'ndeki Jamestown'da bulunan 4 mezardan (solda) valinin akrabaları çıktı (Jamestown Yeniden Keşif Derneği/Preservation Virginia)
Virginia Kolonisi'ndeki Jamestown'da bulunan 4 mezardan (solda) valinin akrabaları çıktı (Jamestown Yeniden Keşif Derneği/Preservation Virginia)
TT

DNA analizi, 400 yıllık aile skandalını ortaya çıkardı

Virginia Kolonisi'ndeki Jamestown'da bulunan 4 mezardan (solda) valinin akrabaları çıktı (Jamestown Yeniden Keşif Derneği/Preservation Virginia)
Virginia Kolonisi'ndeki Jamestown'da bulunan 4 mezardan (solda) valinin akrabaları çıktı (Jamestown Yeniden Keşif Derneği/Preservation Virginia)

17. yüzyıla ait mezarlarda gömülü kişilere dair gizemi çözen bilim insanları, 400 yıllık bir aile skandalını gün yüzüne çıkardı. 

Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşimi olan Jamestown'da 1608-1616 döneminde kullanılan bir kilisede, 2013'te isimsiz 4 mezar bulunmuştu. 

Tabutların özenle tasarlanması, burada yatan kişilerin toplumun önde gelen kesiminden olduğuna işaret ediyordu.

Jamestown kayıtlarının incelenmesi sonucu mezarlardaki iki kişinin, 1610'da göreve gelen vali Thomas West'in akrabası olduğu tespit edilmişti: 20'lerinde ölen Yüzbaşı William West ve 34 yaşında hayatını kaybeden Sör Ferdinando Wenman. 

Diğer mezarlarda yatan kişiler de Rahip Robert Hunt ve Yüzbaşı Gabriel Archer adlı, akrabalık bağı bulunmayan iki kişiydi. 

Wenman'ın annesi Jane, valinin halasıydı ancak West'in yöneticiyle aynı soyadını paylaşmasına karşın nasıl bir akrabalık bağı olduğu bilinmiyordu. 

Antiquity adlı hakemli dergide yakın zamanda yayımlanan bir çalışmayı yürüten ekip, bu gizemi çözmek adına kemik kalıntılarının antik DNA'sını (aDNA) inceledi. 

Epey bozulmaya uğrayan aDNA, genellikle türlerin evrimi çalışmalarında kullanılsa da tarihi gizemlerde pek başvurulmuyor. 

Smithsonian Enstitüsü'nde bağlı Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden Kari Bruwelheide, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "aDNA bizi hiç beklemediğimiz, onsuz asla gidemeyeceğimiz bir yere götürdü" diyor.

Pek iyi korunmamış olan DNA örneklerinden net bir sonuç almak isteyen araştırmacılar, sadece anne tarafından geçen mitokondriyal haplogruplarına baktı. Analiz sonucunda mezardaki Wenman ve Yüzbaşı West'in kalıntılarında, nadir görülen H10e adlı haplogrup tespit edildi.

İkilinin anne tarafından yakın akraba olduğuna işaret eden bulgular bilim insanlarını şaşkına çevirdi. 

Harvard Üniversitesi'nden çalışmanın bir diğer yazarı Dr. Éadaoin Harney şöyle diyor:

Yüzbaşı William West'in soyadıyla ve Ferdinando Wenman'ın annesinin soyadı 'West' olduğu için aralarındaki ilişkinin baba tarafından geldiği varsayılıyordu.

Döneme ait bulabildikleri kayıtları araştırmaya koyulan ekip, 1616 tarihli bir mahkeme kaydında aradığını buldu: Yüzbaşı West malvarlığını, Jamestown Valisi'nin diğer halası Mary Blount'a bırakmıştı. Kayıtlarda Mary'nin, "evlenmemiş ve hayatını kaybetmiş kız kardeşi Elizabeth yerine" Yüzbaşı West'i yetiştirdiğini belirtiyordu.

Araştırmacılar Yüzbaşı West, Vali Thomas West ve Ferdinando Wenman'ın kuzen olduğu sonucuna vardı. 

Makalede, "Şifreli dil kullanımı ve Yüzbaşı West'in, Elizabeth'in oğlu olduğunun resmi belgelerde belirtilmemesi, doğumunun gayrimeşru olduğu ihtimalini destekliyor" diye yazdılar. 

Çalışmanın ortak yazarı Michael Lavin, CNN'e yaptığı açıklamada "Kendilerine yeni bir hayat kurmak için buraya gelen insanların da tıpkı bizim gibi aile sırları ve dramları vardı" diyerek ekliyor:

Bu sırları 400 yıldan uzun bir süre sonra ortaya çıkarabilmemiz, tarih ve bilim camiasının inanılmaz bir başarısı.

Independent Türkçe, CNN, Science Alert, Antiquity



"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)
TT

"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)

Hıristiyanlık aleminin en görkemli kalesi hangisi mi? Hiç şüphesiz Bavyera Alpleri'nin derinliklerindeki Neuschwanstein.

Kral II. Ludwig'in tepedeki iç kalesi, çayırlar ve dağlar arasında gökyüzüne yükseliyor. Kulelerin ve taretlerin eğlenceli kıvrımları, Disney tema parkını ziyaret eden herkese anında tanıdık gelecektir: Walt'un kendisi, Uyuyan Güzel'in kalesine model olarak Neuschwanstein'ı seçmişti. Kalenin kopyaları, Kaliforniya'dan Florida'ya, Paris'ten Japonya'ya kadar tema parklarını süslüyor.

Bavyera hükümdarı, "cennetin havasını soluyabileceği", "kutsal ve ulaşılmaz" bir Ortaçağ şövalyeleri kalesi hayal ediyordu. 

Ludwig mimarlar yerine, Wagner operasına takıntısını paylaşan ve Mässigung (ölçülülük) kavramına açıkça yabancı olan tiyatro dekor tasarımcılarını çağırdı.

Neuschwanstein'ı Wagner'in en büyük hitlerinden motiflerle süslediler. Kutsal Kase Kalesi'ni çevreleyen kutsal ormanın bir duvar resmi de dahil, kayıp ruhlarla yankılanan Parsifal'den unsurlar Şarkıcılar Salonu'nu süslüyor.

Şatonun efendisinin yönetmesi gereken bir devlet vardı. Ludwig, yaşam alanlarıyla evden çalışma alanının ayrıntılı bir mağarayla birbirine bağlanmasını emretti. Diğer yandan kraliyet yatak odası, yorgun bir hükümdarı uyutmak için çocuk melek figürleri ve yıldız ışığıyla donatılmış bir Bizans şapeli gibi hissettiriyor.

Kendine saygısı olan hiçbir kral için tek bir kale yeterli değildir. Ludwig'in portföyünün geri kalanı Herrenchiemsee, Linderhof ve Schachen'deki Kraliyet Evi'ni içerirken, bunların hepsi kalabalıkların gözdesi Neuschwanstein'la birlikte UNESCO listesine eklendi.

Ancak Bavyera hazinesi hiç de memnun değildi. Kralın vizyonunun nefes kesici ölçeği ve karmaşıklığı devleti iflasa sürükledi. Neuschwanstein'ın temelinin atılmasından 15 beş yıl sonra, ancak Ludwig'in tüm görkemli planları gerçekleşmeden önce, Bavyera'nın siyasi liderleri krallarını deli ilan ettirdi. Kalede 6 ay bile yaşamamıştı.

Kısa bir süre sonra bu güzel hayalperest, doktoruyla birlikte gizemli bir şekilde öldü.

Sadece 7 hafta sonra Neuschwanstein, kralın tarifine aykırı bir şekilde turistik bir mekan olarak açıldı. O zamandan beri kale Bavyera turizminin simgesi haline geldi.

Ve nihayet UNESCO, kaleyi Dünya Mirası Listesi'ne ekleyerek bu görkemli çılgınlığın kültürel zenginliğini kabul etti.

Independent Türkçe