Popüler casus dizisinin yeni sezonu 100 tam puan aldı

Her sezonu 6 bölümden oluşan Slow Horses, 9 dalda Emmy'ye aday gösterilmişti (Apple TV+)
Her sezonu 6 bölümden oluşan Slow Horses, 9 dalda Emmy'ye aday gösterilmişti (Apple TV+)
TT

Popüler casus dizisinin yeni sezonu 100 tam puan aldı

Her sezonu 6 bölümden oluşan Slow Horses, 9 dalda Emmy'ye aday gösterilmişti (Apple TV+)
Her sezonu 6 bölümden oluşan Slow Horses, 9 dalda Emmy'ye aday gösterilmişti (Apple TV+)

Slow Horses'ın 4. sezonu, kısa süre sonra izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Eleştirmenler, dizinin merakla beklenen bölümlerini izledi ve ilk tepkilerini paylaştı.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes, televizyon yazarlarının incelemelerini değerlendirdi ve Apple TV+ dizisi, bu yorumlara göre bir kez daha mükemmel bir puan almayı başardı.

Üç sezonu da çok başarılı bulundu

Mick Herron'un kitaplarından uyarlanan popüler casus draması, kariyerlerini sonlandıran çeşitli hatalar nedeniyle MI5'ın çöplük departmanında görev yapan Britanyalı istihbarat ajanları ekibine odaklanıyor.

Usta aktör Gary Oldman, uyumsuz ve beceriksiz ekibine liderlik eden zeki ama huysuz Jackson Lamb'ı canlandırıyor.

Dizi şimdiye kadarki her üç sezonunda da büyük başarı elde etmişti.

Artık izleyiciler, Slow Horses'ın 4 Eylül'de gösterime girmesi planlanan 4. sezonunda, Lamb ve ekibini yeni bir görev üstlenirken izlemeye hazırlanıyor.

Yeni sezonun prömiyeri öncesinde Rotten Tomatoes, dizinin 4. sezonunun, 9 eleştirmenin incelemesine göre 100 üzerinden 100 tam puan aldığını duyurdu.

2022'deki ilk gösteriminden bu yana Slow Horses eleştirmenlerden ezici bir çoğunlukla övgü dolu yorumlar aldı.

Oldman'ın en iyi performanslarından

Dizinin ilk sezonu 100 üzerinden 95 puan aldı. Onu 100 tam puanlı ikinci ve ufak bir düşüşle 98 puana sahip üçüncü sezon izledi. 

Başta Oldman olmak üzere Jack Lowden, Rosalind Eleazar, Kristen Scott Thomas, Saskia Reeves ve Christopher Chung'dan oluşan oyuncu kadrosu, dizinin bu denli başarılı olmasının esas sebebi olarak gösteriliyor.

Eleştirmenlere göre özellikle Oldman, etkileyici kariyerinin en iyi performanslarından birini sergiliyor. 

Independent Türkçe, ScreenRant, Rotten Tomatoes



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe