The Crow'un yeniden çevriminin yönetmeni, başrolün eleştirisini yanıtladı

Sinemacı, başrol yıldızının samimi görüşü için "Bunun doğru olduğunu hiç sanmıyorum" dedi

Bill Skarsgård, Ölümsüz'de (Lionsgate)
Bill Skarsgård, Ölümsüz'de (Lionsgate)
TT

The Crow'un yeniden çevriminin yönetmeni, başrolün eleştirisini yanıtladı

Bill Skarsgård, Ölümsüz'de (Lionsgate)
Bill Skarsgård, Ölümsüz'de (Lionsgate)

Ölümsüz Aşk'ın (The Crow) yeniden çevriminin yönetmeni, Bill Skarsgård'ın filmin son haliyle ilgili eleştirilerini yanıtladı.

İlk olarak Brandon Lee'nin meşhur ettiği rolü yeniden çevrimde O'nun (It) yıldızı Skarsgård canlandırıyor. Film bu ay sinemalarda gösterime girdiğinden beri yılın en kötü eleştiriler alan yapımlardan biri haline geldi.

Rupert Sanders'ın yönettiği yapım, 1996 tarihli Karga 2'den (The Crow: City of Angels) bu yana The Crow serisinin sinemada gösterime giren ilk devam filmi. Ancak hayranlardan gelen tepkiler, filmin tamamen gösterime girmesi yerine dijital yayın platformlarına bırakılmasının daha akıllıca olabileceğini gösteriyor.

Filmin son halinden memnun olmayanlardan biri de kısa süre önce sonunu eleştiren Skarsgård.

Esquire'a kapanış sahneleri için "Ben şahsen daha kesin bir şey tercih ederdim" diyen Skarsgård, bir devam filmi için açık kapı bırakıldığına inanıyor.

Ancak Skarsgård'ın değerlendirmesine katılmayan Sanders, Variety'ye şunları söyledi:

İronik bir şekilde, bunun doğru olduğunu hiç sanmıyorum. Bundan belki 30 yıl sonra bir devam filmi çekilecekse, kendilerini zor durumdan kurtarmanın bir yolunu bulmaları gerekecek çünkü bu kesinlikle 'Bundan sonra ne olacak?' meselesi değil. Bu ucuz olurdu ve filmi yaparkenki duygularımıza uymazdı. Bill ve ben muhtemelen birlikte 5 son izledik, ben muhtemelen 20 son kurguladım.

Sanders "filmi yükselten şeyin kelimeler yerine kurgu ve sinema dili olduğunu" düşündüğünü söyledi ve ekledi:

Yani filmin sonu bir sürü deneme yanılma sonucunda ortaya çıktı: Bu duygusal sonu nasıl bulacağız? Tüm film boyunca yatırım yaptığınız insanların tekrar bir araya gelmesine izin verilmiyor ama her şeye değdiğini hissetmek istiyorsunuz. Film için doğru son bu ve bizim sonumuzla ilgili çok kararlı bir şey var. Beklenen bir şey değil, 'mutlu' değil ve kesinlikle 'Devam filmini bekleyin' gibi bir şey de değil!

Skarsgård'ın şansına, filmin gişede elde ettiği kötü sonuçlar devamının çekilmesini engelleyecek gibi görünüyor.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature