Gazeteciler sansürden "sanal muhabirlerle" kaçıyor

Maria Corina Machado ve Edmundo Gonzalez de Maduro karşıtı protestolara katılmıştı (AP)
Maria Corina Machado ve Edmundo Gonzalez de Maduro karşıtı protestolara katılmıştı (AP)
TT

Gazeteciler sansürden "sanal muhabirlerle" kaçıyor

Maria Corina Machado ve Edmundo Gonzalez de Maduro karşıtı protestolara katılmıştı (AP)
Maria Corina Machado ve Edmundo Gonzalez de Maduro karşıtı protestolara katılmıştı (AP)

Venezuela'da gazeteciler, yapay zekayla ürettikleri avatarları kullanarak sansürden kaçmaya çalışıyor.

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian, Venezuela'da 28 Temmuz'da yapılan tartışmalı seçimlerin ardından Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun basına yönelik baskıyı artırdığını savunuyor. 

Haberde, gazetecilerin sansürden kaçabilmek için yapay zeka destekli yazılımlarla avatar oluşturarak gelişmeleri takipçileriyle paylaştığına dikkat çekiliyor. 

xscdfvgb
Yapay zekayla oluşturulan sunucular, muhabirlerin kimliklerinin gizli kalmasını sağlıyor (Connectas)

Retweet Operasyonu (Operación Retuit) adlı girişimi başlatan Kolombiya merkezli gazetecilik platformu Connectas'ın direktörü Carlos Eduardo Huertas, yapay zeka kullanımının bir hile olmadığını belirterek şunları söylüyor: 

Bu, meslektaşlarımızın Venezuela'da maruz kaldığı zulüm ve artan baskıya bir yanıt.

"Artık kamera önünde yer almanın pek mantıklı olmadığını" savunan Huertas, çözümü haberleri yapan gerçek muhabirlerin kimliklerini gizlemek için sanal gazeteciler yaratmakta bulduklarını ifade ediyor.

Girişim bünyesinde Venezuela merkezli 20 haber sitesi ve teyit kuruluşunun yanı sıra düzenli içerik paylaşan 100'e yakın gazeteci yer alıyor. 

Gelişmeler, "La Chama" ve "El Pana" adı verilen sanal avatarlar tarafından günlük haber bülteni formatında sunuluyor.

Venezuela Seçim Konseyinin 29 Temmuz'da duyurduğu sonuçlara göre, Devlet Başkanı Maduro yüzde 51,20'le seçimleri üçüncü kez kazanmıştı.

Ancak muhalefet koalisyonu adayı Edmundo Gonzalez ve muhalif lider Maria Corina Machado sonuçları reddettiğini açıklamıştı. Avrupa Birliği ve ABD, Maduro'nun hile yaptığını savunmuş, solcu Brezilya ve Kolombiya yönetimleri de Venezuela'dan seçim sonuçlarına ilişkin tutanakları paylaşmasını talep etmişti. 

Ancak Venezuela Yüksek Mahkemesi'nden geçen hafta yapılan açıklamada, Maduro'nun seçimleri kazandığı duyurulmuştu. 

Seçimlerde usulsüzlük iddialarının ardından binlerce kişi sokaklara inmişti. Retweet Operasyonu bünyesindeki muhabirlerin aktardığına göre eylemlerde en az 1400 kişi gözaltına alınırken, 23 kişi de yaşamını yitirdi. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in aktardığına göreyse 2 bin kişi gözaltına alınırken, 24 kişi hayatını kaybetti. 

Diğer yandan Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, pazartesi yaptığı açıklamada Maduro'ya destek vererek, "silahlı karşı devrim girişimlerini önlemek amacıyla Sandinista savaşçıları göndermeyi" teklif etti. 

"Sandinista" 1970'lerin sonunda Nikaragua Devrimi'yle iktidara gelen sol siyasi hareket Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FSLN) üyelerini tarif etmek için kullanılıyor. 

FSLN'nin lideri Ortega, "Sandinista savaşçısı" ifadesiyle polisleri mi yoksa ordudan askerleri mi kastettiğine dair net bir açıklama yapmadı.

Independent Türkçe, Guardian, CNN



Nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milislerin korumasında

Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
TT

Nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milislerin korumasında

Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)

Myanmar'daki yeni nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milisler tarafından korunuyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan yetkililer, madenlerin Çin destekli Birleşik Wa Eyaleti Ordusu’nun (UWSA) koruması altında çalıştığını söylüyor.

Tayland sınırındaki Şan eyaletinde yer alan en büyük silahlı örgüt UWSA, aynı zamanda dünyanın en büyük kalay madenlerinden birini de kontrol ediyor.

Washington merkezli kâr amacı gütmeyen ABD Barış Enstitüsü’nün verilerine göre örgütün Pekin yönetimiyle köklü ticari ve askeri ilişkileri var. Örgüt, Burma Komünist Partisi’nin silahlı kolu dağıldıktan sonra 1989’da kurulmuştu.

Haberde, Şan eyaletindeki maden çalışmalarının Nisan 2023’te başladığı belirtiliyor. Reuters’ın incelediği uydu görüntülerine göre nadir toprak elementlerinin çıkarılmasıysa bu yıl şubatta başladı.

 Madenlerde özellikle terbiyum ve disprozyum bulunduğu belirtiliyor.

Çinli madencilik firmalarının nadir toprak elementlerini çıkararak ülkeye taşıdığı, bölgenin korumasınınsa UWSA tarafından sağlandığı aktarılıyor.

Örgütün, Myanmar’daki cuntayla uzun süredir devam eden bir ateşkes anlaşması var. Ancak USWA’nın 30 bin ila 35 bin kişiden oluşan ve çoğunlukla Çin’den temin edilen modern silahlarla donatılmış bir güce sahip olduğu düşünülüyor.

Güneydoğu Asya Barış Enstitüsü’nden (SEAPI) Ye Myo Hein şu değerlendirmeleri paylaşıyor:

UWSA, Çin'in Myanmar-Çin sınırı boyunca stratejik üstünlüğünü sürdürmesi ve diğer etnik silahlı gruplar üzerinde etki kurması için kilit rol oynuyor.

UWSA birliklerinin özel kimlikler dağıttığı ve bunları taşımayan kişilerin maden alanlarına girişine izin verilmediği aktarılıyor. Kaynaklar, madenlerde en az 100 kişinin gece gündüz vardiyalı olarak çalışıp nadir toprak elementlerini çıkardığını söylüyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Reuters'a gönderdiği açıklamada, yurtdışında faaliyet gösteren Çinli firmaların "yerel yasa ve yönetmeliklere uyduğu” belirtildi. USWA ve cuntaysa ajansın yorum taleplerine yanıt vermedi.

Dünyadaki nadir toprak elementlerinin yüzde 90'ı Çin'in elinde. Bu madenlerden elektrikli otomobilden havacılık ve uzay sektörüne kadar birçok önemli alanda faydalanılıyor.

Pekin yönetimi, bu kritik mineral üzerindeki kontrolünü Washington'ın gümrük tarifelerine karşı koz olarak kullanıyor. Çin'in madenlerin ihracatına getirdiği kısıtlamalar, Avrupa'daki otomotiv sektörünü altüst etmişti.

Independent Türkçe, Reuters, CNBC