Kuş yuvalarının biçimini genetik değil, sürünün "kültürel kodları" belirliyor

Bazı kuşlar uzun, bazıları daha kısa yuvalar yapıyor (Maria Tello-Ramos)
Bazı kuşlar uzun, bazıları daha kısa yuvalar yapıyor (Maria Tello-Ramos)
TT

Kuş yuvalarının biçimini genetik değil, sürünün "kültürel kodları" belirliyor

Bazı kuşlar uzun, bazıları daha kısa yuvalar yapıyor (Maria Tello-Ramos)
Bazı kuşlar uzun, bazıları daha kısa yuvalar yapıyor (Maria Tello-Ramos)

Bilim insanları kuşların yuvalarını yaparken belirli kültürel kodları takip ettiğini ortaya koydu. 

Birbirine yakın yaşayan grupların bile farklı mimari tarzları benimseyip nesiller boyu aktardığını gösteren yeni çalışma, kuşların zekasına dair bilinenlere meydan okuyor. 

Diğer pek çok hayvan gibi güçlü toplumsal ilişkiler kuran kuşların önemli bilgileri sadece genetikle değil, sosyal öğrenme yoluyla da aktardığı biliniyordu.

Ancak yuva yapmanın kültürel kodlardan ziyade içgüdüler ve çevresel koşullarla ilişkili olduğu düşünülüyordu.

Kuşlar hem kendilerini hem de yumurtalarını yağmur ve yırtıcı hayvanlardan korumak için yuva yapıyor. Önceki çalışmalarda çoğunlukla yuvanın yapısına odaklanılırken, arkasındaki davranış biçimi göz ardı ediliyordu.

İskoçya'daki Saint Andrews Üniversitesi'nden davranışsal ekolog Dr. Maria Tello-Ramos, kuşların "küçük beyninin" çok fazla bilgiyi depolayamayacağı için yuva yapmanın doğuştan öğrenilmesi gerektiği düşüncesinden dolayı bilim insanlarının bu konuya eğilmediğini söylüyor.

Dr. Tello-Ramos ve ekip arkadaşları, Afrika'da yaşayan Plocepasser mahali adlı kuş türünü iki yıl boyunca izleyerek yuvaların tarzının farklı gruplar arasında değiştiğini buldu. 

Kahverengi-beyaz renkli bu kuşlar zamanlarının büyük kısmını birlikte geçirirken, yeni araştırmaya göre yuvalarını da beraber yapıyor. 

Plocepasser mahali kuşları, otları birlikte örerek tüp haline getiriyor. Yumurtaları kuluçkaya yatırmak için yapılan yuvalarda tüpün ucu kapatılıyor. Kuşların gece uyumak için yaptıklarında ise tüpün iki ucunda giriş ve çıkış yer alıyor.

Hakemli dergi Science'ta dün (29 Ağustos) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, Kalahari Çölü'ndeki 43 kuş grubunu takip etti ve çalışma süresince yapılan 400'den fazla yuvayı inceledi. 

Araştırmacılar yuvaların boyutunu ölçmenin yanı sıra iklim, kuşların boyutları, yuva yapılan ağacın uzunluğu ve hayvanların genetiği gibi faktörleri de hesaba kattı. 

Bulgular, birbirine yakın yaşayan kuş grupları içinde bile kendine has yuva yapma biçimleri olduğuna işaret ediyor. Özellikle tüplerin uzunluğunda değişiklikler gözlemlenirken, bilim insanları hava durumu gibi etmenlerin bu farkları açıklayamacağını söylüyor. 

Dr. Tello-Ramos, "Bunun sosyal öğrenme ve kültürden kaynaklandığını öne sürüyoruz" diyerek ekliyor:

Bu ilk başladığında diğer kuşlar onları takip etmiş ve artık belirli bir gelenekleri var.

Grupların "kendilerine özgü mimari tarzları" olduğunu söyleyen araştırmacı "Aralarında belki 10 metre mesafe olan aileler farklı şeyler inşa ediyor" diye ekliyor. 

Araştırmacılar ayrıca gruba yeni katılan üyelerin de bu mimari tarzlara ayak uydurduğunu gözlemledi. 

İskoçya'daki Aberdeen Üniversitesi'nde kuş yuvaları üzerine çalışan evrimsel biyolog Dr. Catherine Sheard, içinde yer almadığı araştırma hakkında "Bana en çarpıcı gelen şey, gruba yeni bir kuş katıldığında, eski grubundaki kültürel aktarımları getirmemesiydi" ifadelerini kullanıyor: 

Bunu beklemiyordum.

Bulguların, kuşların zekasına dair soru işaretlerini beraberinde getirdiğini söyleyen Dr. Tello-Ramos "Bu kuşlar inşa ettikleri yuvalarla ilgili ne anlıyor acaba?" diye soruyor.

Öte yandan Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'nden davranışsal ekolog Dr. Iliana "Gerçekte ne yaptıklarına dair hiçbir fikirleri olmayabilir" iddiasında bulunuyor. 

Yine de yer almadığı çalışmanın bulgularını "epey heyecan verici" diye tanımlayan Dr. Medina ekliyor:

Tamamen doğuştan geldiği düşünülen bir davranışın kültürel yolla aktarılabilmesi, çok daha fazla esneklik ve bir dizi becerinin mevcut olduğu anlamına geliyor.

Independent Türkçe, New York Times, NPR, Science



Netflix'in "çılgın" belgeseli izleyicileri ekran başına kilitledi

51. Bölge Baskını, sosyal medyada gece yarısı yapılan bir şakanın viral olmasını ve Nevada'daki çok gizli bir ABD Hava Kuvvetleri üssüne kadar uzanan olayların fitilini ateşlemesini anlatıyor (Netflix)
51. Bölge Baskını, sosyal medyada gece yarısı yapılan bir şakanın viral olmasını ve Nevada'daki çok gizli bir ABD Hava Kuvvetleri üssüne kadar uzanan olayların fitilini ateşlemesini anlatıyor (Netflix)
TT

Netflix'in "çılgın" belgeseli izleyicileri ekran başına kilitledi

51. Bölge Baskını, sosyal medyada gece yarısı yapılan bir şakanın viral olmasını ve Nevada'daki çok gizli bir ABD Hava Kuvvetleri üssüne kadar uzanan olayların fitilini ateşlemesini anlatıyor (Netflix)
51. Bölge Baskını, sosyal medyada gece yarısı yapılan bir şakanın viral olmasını ve Nevada'daki çok gizli bir ABD Hava Kuvvetleri üssüne kadar uzanan olayların fitilini ateşlemesini anlatıyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, "küçük bir zaman kapsülü" diye nitelendirilen "çılgın" belgesel dizisini art arda izliyor.

Belgesel antolojisi, ana akım medyada manşetlere taşınan sansasyonel olayları yeniden ele alarak izleyicilerin beğenisini kazandı. 

Seri, tatil facialarından siyasi skandallara, festival felaketlerinden sosyal medya olaylarına uzanan birçok başlığı inceliyor.

Her bölüm, özel röportajlar ve daha önce görülmemiş görüntüler eşliğinde farklı bir bakış açısıyla sunuluyor. Serinin Netflix'te yayımlanan son bölümü izleyiciler arasında büyük yankı uyandırdı.

Netflix, 51. Bölge Baskını (Trainwreck: Storm Area 51) adlı bu yeni bölüm için şu açıklamayı yapıyor:

Gerçek olaylara dayanan bu sıradışı öyküde gizli bir ABD Hava Kuvvetleri üssüne baskın düzenlenmesiyle ilgili bir internet şakası, hem medyayı hem de orduyu harekete geçiriyor.

2019'da 20 yaşındaki Matty Roberts, "51. Bölge'yi Basalım, Hepimizi Durduramazlar" adlı bir Facebook etkinliği oluşturarak tüm dünyada büyük bir sansasyon yaratmıştı.

Amaç, Nevada'daki ABD Hava Kuvvetleri'ne ait 51. Bölge'deki tesise sızmak ve hükümetin sakladığı iddia edilen gizli bilgileri ortaya çıkarmaktı. Etkinlikte, deneylerden uzaylı teknolojilerine kadar birçok "sır" açığa çıkarılacağı vaat ediliyordu. Tüm dünya bu olayla ilgilenmeye başlamış ve etkinlik kısa sürede bir internet fenomenine dönüşmüştü.

Milyonlarca kişi etkinliğe katılacağını söyleyince, ABD kolluk kuvvetleri acil uyarılar yayımlamak zorunda kalmıştı.

Belgeselin yeni bölümü, tüm dünyada konuşulan bu sosyal medya olayını mercek altına alıyor.

İzleyiciler belgesel serisinin yeni bölümüne büyük ilgi gösterdi. Bir sosyal medya kullanıcısı şöyle yazdı:

Az önce 51. Bölge Baskını'nı izledim. Baştan sona tam bir delilikti.

İzleyicilerden biri şunları paylaştı:

51. bölge baskınını hatırlayan var mı? Belgeselini izliyorum ve bunun 2019'da yaşanmış olması hâlâ şok edici. Daha dün gibi! Zaman su gibi geçmiş. O etkinliğe gerçekten giden olmuş muydu?

Bir başka yorumda şu ifadeler yer aldı:

51. Bölge Baskını epey komik. Özellikle ilk bölümde dönemin TikTok trendleri falan var. Gerçekten küçük bir zaman kapsülü gibi.

Bir diğer izleyiciyse şunları yazdı:

51. Bölge Baskını'nı sabırsızlıkla bekliyordum! O zamanlar o Facebook grubundaydım, çok komikti, hâlâ gülüyorum.

Bir başka kullanıcı ise şöyle dedi:

Netflix'te 51. Bölge Baskını'nı izliyorum ve fark ettim ki ben de Facebook'ta 51. Bölge'yi basacağını söyleyen 3,5 milyon kişiden biriydim.

51. Bölge Baskını, halen Netflix'te izlenebilir.

Independent Türkçe, Express, Mirror