Kaplan Adası'nda panik: Bakıcısına saldırdı

Fotoğraf: Dreamworld
Fotoğraf: Dreamworld
TT

Kaplan Adası'nda panik: Bakıcısına saldırdı

Fotoğraf: Dreamworld
Fotoğraf: Dreamworld

Avustralya'daki bir tema parkında çalışan bir hayvan bakıcısı pazartesi sabahı bir kaplanın saldırısına uğrayarak kolundan ve omzundan yaralandı.

Olay Queensland eyaletinin Gold Coast kentinde, Coomera yakınlarındaki Dreamworld'de meydana geldi. Burası aynı zamanda bir vahşi yaşam parkını da içeren önemli bir turistik cazibe merkezi.

Yaralanan 40'lı yaşlardaki bakıcı Gold Coast Üniversite Hastanesi'ne kaldırıldı ve durumunun stabil olduğu bildirildi.

Pazartesi günü sabah saat 9 sularında kaplanla ilgilenen kadın, park yetkililerinin "nadir ve münferit" diye tanımladığı olayda büyük kedinin saldırısına uğradı.

Bir sözcü "Dreamworld, parkın kaplanlarından biriyle eğitimli bir kaplan bakıcısının karıştığı bir olayın meydana geldiğini kabul ediyor" dedi.

Ekip üyesinin desteklenmesi, Dreamworld'ün ilk odak noktası. Bu münferit ve nadir bir olay ve bu doğrultuda kapsamlı bir inceleme yürüteceğiz.

Queensland Ambulans Servisi'nden Justin Payne, yaralanmadan kaynaklanan kanamanın tema parkındaki ilk yardım görevlileri tarafından "çok iyi" ele alındığını söyledi.

"Bakıcı epey solgundu ve kendini iyi hissetmiyordu ancak genel olarak iyiydi ve hastaneye nakledilebildi" dedi.

Kendisi Dreamworld'deki deneyimli ve kıdemli bakıcılardan biri. İyi eğitimli olduğuna inanıyoruz ve oradaki diğer destek personelinin ona iyi baktığını görmek güzel.

Dreamworld'ün Kaplan Adası'nda 9 Sumatra ve Bengal kaplanı bulunuyor ve park ziyaretçileri izleme tünelleri aracılığıyla onlara "kaplanın nefesinin hissedilebileceği kadar" yaklaşabiliyor.

Park, 13 yaş ve üzeri ziyaretçilerin 15 dakika boyunca maşa kullanarak kaplanları besleyebildiği bir besleme deneyimi sunuyor. Bu deneyim için 13 ila 15 yaşındaki ziyaretçilere ödeme yapan bir yetişkinin eşlik etmesi gerekiyor.

2011'de Kato adlı 9 yaşındaki bir erkek Bengal kaplanı parktaki iki ayrı bakıcıyı ısırmıştı.

Independent Türkçe



Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)
TT

Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)

Arkeologlar 800 yıllık bir And mumyasının yanaklarında ve kollarında daha önce hiç görülmemiş dövmeler bularak Güney Amerika'daki eski kültürel uygulamalara daha fazla ışık tuttu.

Tarih boyunca insanlar hakim güzellik standartlarına uymak, sosyal statü, grup aidiyeti ve hatta ritüel gibi nedenlerle vücutlarında değişiklikler yaptıkları yöntemleri benimsedi. Bu tür vücut modifikasyonları arasında dövme, hâlâ geniş çapta uygulanan bir kültürel pratik olarak varlığını sürdürüyor.

Ancak derinin yumuşak yapısı nedeniyle arkeolojik kayıtlarda günümüze ulaşan çok az dövmeli cilt örneği var.

Dövme izleri olan korunmuş ciltleri içeren mevcut kayıtların analizi, dünyadaki korunmuş dövmeli insan kalıntılarının en çok Güney Amerika'nın kıyı çöllerinde yer aldığını gösteriyor.

Bilim insanları bu nedenle Torino Üniversitesi Antropoloji ve Etnografya Müzesi'nde bulunan ve And Dağları'ndaki bir kazı alanında keşfedilen iyi korunmuş bir kadın mumyasını yakından inceledi.

Radyokarbon analizi, mumyanın 800 yıldan daha eski olduğunu ortaya çıkardı. Kadın MS 1215'le 1382 arasında bir dönemde yaşamış.

Araştırmacılar çıplak gözle görülemeyen dövmeleri tespit etmek için kızılötesi analiz yapan iki yeni teknik kullandı. Kulaktan ağza uzanan üç düz çizgi de dahil, mumyanın yüzünün her iki yanağında dövmeler bulunca şoke oldular.

Ayrıca el bileğinde S şeklinde bir dövme de saptadılar.

Görsel kaldırıldı.
Mumyanın sağ yanağı ve büyütülmüş hali (Journal of Cultural Heritage 2025)​​​​

X ışını floresansı ve Raman spektroskopisi gibi kimyasal analiz tekniklerini kullanarak dövmelerin demir minerali manyetit ve piroksen adlı başka bir mineralden geliştirilen pigmentlerle yapıldığını belirlediler. Analizler, literatürde en yaygın kullanılan dövme malzemesi olan odun kömürünün şaşırtıcı bir şekilde bulunmadığını ortaya koydu.

Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Sonuçlar hem nadir şekiller ve anatomik konumlar (yanaklardaki çizgiler ve bilekteki S benzeri işaret) hem de alışılmadık mürekkep bileşimini gösteriyor.

Öte yandan bu basit dövmeleri yorumlayıp belirli bir kültürle özdeşleştirmek zordu.

Güney Amerika dövmeleri genellikle eller, el bilekleri, ön kollar ve ayaklar üzerine yapılan daha karmaşık çizimler içeriyor. Yanak dövmelerine daha nadir rastlanıyor. Hatta bölgede bugüne kadar bulunan başka hiçbir antik dövme, mumyanın kolundaki "S" motifine benzemiyor.

Araştırmacılar dövmelerin genellikle giysilerle örtülmeyen vücut bölgelerinde yer aldığı düşünüldüğünde, bunların "dekoratif veya iletişim amacıyla" yapıldığından şüpheleniyor.

Ancak "şu anda, bunların tıbbi veya terapötik bir amacı ya da kültürel kökeni olduğunu söylemek mümkün değil" diye ekliyorlar.

Araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyor: 

Sonuç olarak bu araştırma, özellikle Güney Amerika'da yaklaşık 800 yıl önceki antik dövme uygulamalarının incelenmesine aktif bir katkı sunuyor ve eski kültürlerin analizinde müze koleksiyonlarının rolünü vurguluyor.

Independent Türkçe