Daniel Craig'in yeni filmi Venedik'i büyüledi

81. Venedik Film Festivali'nin büyük ödülü Altın Aslan için yarışan Queer, 48 milyon euroluk bütçeyle çekildi (A24)
81. Venedik Film Festivali'nin büyük ödülü Altın Aslan için yarışan Queer, 48 milyon euroluk bütçeyle çekildi (A24)
TT

Daniel Craig'in yeni filmi Venedik'i büyüledi

81. Venedik Film Festivali'nin büyük ödülü Altın Aslan için yarışan Queer, 48 milyon euroluk bütçeyle çekildi (A24)
81. Venedik Film Festivali'nin büyük ödülü Altın Aslan için yarışan Queer, 48 milyon euroluk bütçeyle çekildi (A24)

"Emekli James Bond" Daniel Craig, dün akşam Luca Guadagnino'nun yeni filmi Queer'in Venedik Film Festivali'ndeki dünya prömiyeri için Sala Grande'deydi ve seyircilerden 11 dakika 44 saniyelik bir alkış aldı.

Kalabalık, film sona erdiğinde alkışlar eşliğinde Guadagnino'nun adını haykırırken, İtalyan yönetmen de başrol oyuncuları Craig, Drew Starkey ve Lesley Manville'in ellerini havaya kaldırdı.

Oyuncular hep birlikte salondaki merdivenlerden inerek izleyicileri selamladı. Oscarlı sinemacı Pedro Almodóvar da izleyiciler arasındaydı ve alkışlar sırasında Guadagnino'yu tebrik ederek, ona ve Craig'e sarıldı. 

Variety, Daniel Craig'in 1950'lerin Mexico City'sinde yaşayan Amerikalı bir eşcinseli canlandırdığı filmde, kariyerinin en iyi performanslarından birini sergilediğini yazarak ekledi:

Müstehcen aşk sahneleriyle dikkat çeken drama, salı gecesi Venedik Film Festivali'ndeki dünya prömiyerinde tıklım tıklım dolu bir salonu büyüledi. Alkışlar başladığında Craig, Guadagnino'ya sarılırken kızarmış ve buğulu gözlerle bakıyordu.

William S. Burroughs'un 1985 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan Queer, küçük Amerikan topluluğunun diğer üyeleriyle birkaç temas dışında günlerini neredeyse tamamen yalnız geçiren Amerikalı göçmen Lee'yi merkeze alıyor.  

Filmin resmi sinopsisi şöyle devam ediyor:

Şehre yeni gelen genç bir öğrenci olan Eugene Allerton'la karşılaşması, ona ilk kez biriyle samimi bir bağ kurmanın nihayet mümkün olabileceğini gösteriyor.

Senaryosunu, Guadagnino'nun Rekabet'te (Challengers) de birlikte çalıştığı Justin Kuritzkes'in kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Jason Schwartzman, Henry Zaga, Drew Droege, Ariel Schulman, Colin Bates, Ronia Ava, Perla Ambrosini ve Simon Rizzoni yer alıyor.

Independent Türkçe, Deadline, Variety



Yeni bulgular Ortaçağ Avrupası'ndaki at eti tüketimine dair ezberi bozdu

Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)
Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)
TT

Yeni bulgular Ortaçağ Avrupası'ndaki at eti tüketimine dair ezberi bozdu

Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)
Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)

Avrupa'nın bazı bölgelerinde Hıristiyanlığa geçildikten sonra bile at eti yenmeye devam edildiği ortaya çıktı. 

Hıristiyanlık öncesi Avrupa'da at eti tüketimi epey yaygındı. Bu alışkanlık Ortaçağ'da azalırken yazılı kaynaklar bunun başlıca nedeninin Hıristiyanlığın kabulü olduğunu öne sürüyor. Metinlere göre bu dönemde at eti yemenin "barbarlık" veya "kafirlik" olduğuna inanılıyordu.

Ancak İsveç'teki Stockholm Üniversitesi'nden László Bartosiewicz ve Macaristan'daki HUN-REN Beşeri Bilimler Araştırma Merkezi'nden Erika Gál'in araştırmasına göre daha farklı bir durum sözkonusu olabilir. 

Bulguları hakemli dergi Antiquity'de yayımlanan çalışmayı yürüten arkeologlar, Macaristan'da Ortaçağ'a ait 198 çöp çukurundaki kalıntıları inceledi. Bu çukurlar Macaristan'ın yanı sıra bugünkü Avusturya, Hırvatistan, Romanya, Sırbistan ve Slovakya'da yer alıyordu. 

Araştırmacılar hayvan kemiklerinin oranına göre atların besin olarak tüketilip tüketilmediğini anlamaya çalıştı. 

Nispeten yüksek sayıda kemik bulan ekip, bölge halkının Macaristan'ın MS 1000'de Hıristiyanlığı kabul etmesinden en az 200 yıl sonra bile muhtemelen at yemeye devam ettiğini düşünüyor. Özellikle kırsal bölgelerdeki at kemikleri, çukurlardaki çiftlik hayvanı kalıntılarının üçte birini oluşturuyordu. 

Ancak çöplüklerdeki kalıntılara göre at tüketimi, 1241-42 Moğol istilasının ardından düşüşe geçti. Araştırmacılar Macaristan'da at tüketiminin, 16. yüzyıldaki Osmanlı işgaliyle birlikte pratikte sona erdiğini öne sürüyor.

Arkeologlar 13. yüzyılda başlayan düşüşün, atların sayısının azalması ve besin yerine savaşlarda kullanılmasına öncelik verilmesinden kaynaklandığını tahmin ediyor. Ekip makalede şöyle yazıyor:

Atlar değerli savaş ganimetleriydi ve hayatta kalan atlar muhtemelen yiyecek dışındaki amaçlar için yüksek talep görüyordu.

Ayrıca Moğol istilasında, Macaristan halkının kayda değer bir bölümünün ölmesi sonucu bölgeye batıdan göçler teşvik edilmişti. Bu grupların at yerine domuz eti tercih etmesinin de gözlemlenen düşüşte rol oynaması muhtemel.

Araştırmacılar bulgulara dayanarak at eti tüketiminin dini sebeplerden değil, hayvanların sayısının azalması ve demografik değişimlerden kaynaklandığını savunuyor. Yeni çalışmada Macaristan'daki at eti tüketimi analiz edilse de Avrupa'nın farklı bölgelerinde de din dışındaki etkenler sözkonusu olabilir.

Ekip makalede "Belgelere dayanarak at eti tüketiminin terk edilmesi, genellikle Ortaçağ Avrupası'nda Hıristiyanlığın ortaya çıkışıyla ilişkilendiriliyor" diye yazıyor: 

Öte yandan açık bir yasağın yokluğunda (Yahudilik/İslam'daki domuz eti yasağı gibi), Avrupa genelinde at etinin bırakılmasında büyük ölçüde bölgesel çeşitlilikler görülüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, Popular Science, Antiquity