Almodóvar'ın 17 dakika alkışlanan filmine ödül

Yandaki Oda, Sigrid Nunez'in What Are You Going Through (Neler Yaşıyorsun) adlı romanından uyarlandı (Sony Pictures Classics)
Yandaki Oda, Sigrid Nunez'in What Are You Going Through (Neler Yaşıyorsun) adlı romanından uyarlandı (Sony Pictures Classics)
TT

Almodóvar'ın 17 dakika alkışlanan filmine ödül

Yandaki Oda, Sigrid Nunez'in What Are You Going Through (Neler Yaşıyorsun) adlı romanından uyarlandı (Sony Pictures Classics)
Yandaki Oda, Sigrid Nunez'in What Are You Going Through (Neler Yaşıyorsun) adlı romanından uyarlandı (Sony Pictures Classics)

Isabelle Huppert'in başkanlığını yaptığı ve James Gray, Andrew Haigh, Agnieszka Holland, Kleber Mendonça Filho, Abderrahmane Sissako, Giuseppe Tornatore, Julia von Heinz ve aktris Zhang Ziyi'den oluşan jüri, 81. Venedik Film Festivali'nde kazananı belirlemek için epey zaman harcadı. 

"Bu benim ilk İngilizce filmim ama ruhu İspanyolca"

Festivalin büyük ödülü Altın Aslan, iki Oscarlı İspanyol sinemacı Pedro Almodóvar'ın Yandaki Oda'sına (The Room Next Door) gitti.

Filmin başrollerinde Tilda Swinton ve Julianne Moore yer alıyor. "Bu benim ilk İngilizce filmim ama ruhu İspanyolca" diyen yönetmen, büyük ölçüde anadilinde olan kabul konuşması sırasında her iki aktrise de teşekkür etti. 

Yandaki Oda'yla ikinci Altın Aslan'ına kavuşan Almodóvar'ın filmi, galasında 17 dakika boyunca ayakta alkışlanmıştı. Yandaki Oda, bu yılki festivalin en uzun süre ayakta alkışlanan filmi olmuştu.

Türk filmine ödül

Festivalde "Ufuklar" kategorisinde yarışan, Murat Fıratoğlu'nun yazıp yönettiği Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri, Jüri Özel Ödülü'nü aldı.

Büyük Jüri Ödülü, Maura Delpero'nun yönettiği Vermiglio'ya giderken en iyi yönetmene verilen Gümüş Aslan'a The Brutalist'le Brady Corbet layık görüldü.

Yapımı 7 yıl süren üç saat 35 dakikalık dönem destanı The Brutalist, prömiyerinde 13 dakika boyunca ayakta alkışlanmıştı. The Brutalist, 1947'de "Amerikan rüyasını" yaşamak için ABD'ye göç eden Macaristan doğumlu Yahudi mimar László Tóth'un yolculuğunu anlatıyor. 

Başlangıçta yoksulluk içinde çalışmak zorunda kalan Tóth, gizemli ve zengin bir müşteri olan Harrison Lee Van Buren'le hayatının sonraki 30 yılının seyrini değiştirecek bir sözleşme imzalıyor.

Filmin başrollerinde Adrien Brody, Felicity Jones, Guy Pearce ve Joe Alwyn yer alıyor.

Nicole Kidman annesini kaybetti

Nicole Kidman, yeni erotik gerilim filmi Babygirl'deki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu seçildi. Avustralya asıllı Amerikalı aktris filmde, kendisinden yaşça küçük yeni stajyeriyle gizli bir ilişkiye başlayan Romy adındaki CEO'yu canlandırıyor.

Kidman, Venedik Film Festivali'nin ödül töreni için İtalya'ya gelmişti. Ancak annesi Janelle Ann Kidman'ın ani ölümü nedeniyle Venedik'e varmasından kısa süre sonra şehirden ayrılmak zorunda kaldı.

Kidman yerine ödülünü yönetmen Halina Reijn kabul etti.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter



"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
TT

"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın yaklaşık 100 kilometre doğusundaki Kisiljevo, turistlerin köye gelmesi için sıradışı bir yol seçti. 

300 yıl önce gömülmüş bir kişinin mezarı, turistik cazibe unsuru oldu. Zira köylülerin iddiasına göre bu mezar, kayıtlı ilk vampire ait. 

"Vampirlerin babası" diye de bilinen Petar Blagojevic'in cesedi, gece uyanıp köylüleri öldürdüğü iddiasıyla 1725 yazında mezardan çıkarılmış. 

Ailesi 11 kuşaktır köyde yaşayan eski muhtar Mirko Bogicevic, "Ceset hiç bozulmamıştı. Ona kazık sapladıklarında kulakları ve ağzından taze kan akmıştı" diyor. 

Petar Blagojevic'in hikayesi üzerine uzmanlaşan Bogicevic sözlerine şöyle devam ediyor:

Muhtemelen vampir olma şansına ya da şanssızlığına sahip sıradan bir adamdı. Kisiljevolu olduğunu ve 1700'deki kayıtlarda adının geçtiğini biliyoruz.

Mezardan çıkarıldıktan sonra yakılan cesedin külleri yakındaki bir dereye atılsa da köylüler, Blagojevic'in hikayesinin turistleri çekmesini bekliyor. 

Görsel kaldırıldı.
Viyana merkezli Wienerisches Diarium gazetesinin 21 Temmuz 1725'e ait sayısında Blagojevic'in hikayesi anlatılıyor (AFP)

Diğer yandan Trinity College Dublin'in Avrupa Çalışmaları Merkezi Direktörü Clemens Ruthner, Avusturyalı doktorlar ve askerlere dayandırılan haberin bir yanlış anlaşılma ürünü olduğunu savunuyor:

Bulgarca'daki eski kelimelerden "upior", "kötü kişi" anlamına geliyor. Bence köylüler bu kelimeyi gevelerken doktorlar yanlış anlayıp "vampir" yazdı. Cesedin ağzından kan geldiğini duyunca da kan içtiğini sandılar ama bu yanlış, köylüler böyle dememişti.

Ruthner, şarbon hastalığının bölgedeki gizemli ölümleri açıklayabileceğini söyleyip ekliyor:

Cadılık gibi vampirlik de insanların anlamadığı şeyleri, özellikle salgın gibi toplumsal olayları açıklamak için yaygın olarak kullanılmış.

Independent Türkçe, France24, AFP