"Olağanüstü" fosiller, bugüne kadar uçan en büyük hayvan hakkındaki soruyu yanıtladı

Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)
Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)
TT

"Olağanüstü" fosiller, bugüne kadar uçan en büyük hayvan hakkındaki soruyu yanıtladı

Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)
Bilim insanları teruzor türlerinin farklı şekillerde uçtuğunu ortaya çıkardı (Terryl Whitlatch)

Bilim insanları, çok nadir teruzor fosilleri sayesinde bu devasa canlıların nasıl uçtuğu sorusunu nihayet yanıtladı.

Dinozorlar Çağı'nda göklerin hakimi olan teruzorların boyu geniş bir yelpazede değişiyordu. 66 milyon yıl önce yeryüzünden silinen bu canlıların Azhdarchidae familyası, bugüne kadar uçan en büyük hayvanları içeriyodu. 

10 metreyi aşan kanat boyları olan bu teruzorların boyu, yerdeyken zürafalara yakındı. Peki bu devasa hayvanlar nasıl uçuyordu?

Bugüne kadar iyi korunmuş pek fosil bulunamadığı için bu soruya net bir yanıt vermek mümkün olmamıştı. 

Michigan Üniversitesi'nden paleontolog Kierstin Rosenbach "Teruzor kemikleri içi boş olduğu için çok kırılgan ve korunsalar bile krep gibi dümdüz halde olma olasılıkları daha yüksek" diyor.

Rosenbach ve ekip arkadaşları, 2007'de Ürdün'de bulunan "olağanüstü" kanat fosillerini gelişmiş bilgisayarlı tomografi taramalarıyla analiz etti. 72 milyon ila 66 milyon yıllık kemiklerin iç kısmının korunmakla kalmayıp taramalarda da görünmesi ekibi heyecanlandırdı. 

Bulgularını Journal of Vertebrate Paleontology adlı hakemli dergide 5 Eylül Perşembe günü yayımlayan araştırmacılar, teruzorların iki farklı şekilde uçtuğu sonucuna vardı: Bazıları kanatlarını çırparak uçarken, diğerleri günümüz akbabaları gibi süzülüyordu.

Fosillerden biri Azhdarchidae familyasından Arambourgiania philadelphiae türüne aitti. 10 metreye yakın kanat boyu olduğunu doğrulayan yeni araştırmada, humerus kemiğinin iç kısmında yukarı-aşağı spiraller halinde çıkıntılar görüldü. 

Akbabaların kanat kemiklerindeki yapıya benzeyen bu çıkıntıların, havada süzülen hayvanın bükülmeden uçmasını sağladığı düşünülüyor.

Diğer fosillerse daha önce bilinmeyen bir türe aitti. Inabtanin alarabia adı verilen hayvanın kanat boyu 2 metre civarındaydı.

Kanat kemiklerinin iç kısmındaysa çapraz yapılar vardı. Günümüzün kanat çırpan kuşlarında da bu yapının görüldüğünü söyleyen ekip, Inabtanin'in bu şekilde uçtuğu sonucuna vardı. 

Çapraz destek mekanizmasını görmenin şaşırtıcı bir şey olmadığını söyleyen Rosenbach ekliyor:

Arambourgiania'daki çıkıntılarsa kesinlikle beklenmedikti, ilk başta ne gördüğümüzden emin değildik! 

Araştırmacılar, teruzorlara ait yeterince kemik kalıntısı bulunmadığı için hangi uçuş türünün önce ortaya çıktığını bilmenin zor olduğunu söylüyor. 

Öte yandan kuş ve yarasa gibi omurgalılarda kanat çırpmanın daha yaygın olduğunu belirten Rosenbach ekliyor:

Bu yüzden kanat çırparak uçmanın standart durum olduğunu ve belirli bir ortamda (bu durumda açık okyanusta) teruzor popülasyonu açısından avantaj sağlaması halinde süzülme davranışının daha sonra evrimleşmiş olabileceğini düşünüyorum.

Ekip, teruzor kemiklerini inceleyerek uçma davranışları hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Journal of Vertebrate Paleontology



Dikkat çeken araştırma: Evlilik fetüs algısını etkiliyor

Anne adaylarının, ten rengi veya yüz hatları gibi özellikler olmadan da fetüsü babaya benzettiği görüldü (Unsplash)
Anne adaylarının, ten rengi veya yüz hatları gibi özellikler olmadan da fetüsü babaya benzettiği görüldü (Unsplash)
TT

Dikkat çeken araştırma: Evlilik fetüs algısını etkiliyor

Anne adaylarının, ten rengi veya yüz hatları gibi özellikler olmadan da fetüsü babaya benzettiği görüldü (Unsplash)
Anne adaylarının, ten rengi veya yüz hatları gibi özellikler olmadan da fetüsü babaya benzettiği görüldü (Unsplash)

Evli olmayan hamile kadınların büyük bir kısmının, fetüsü babaya benzettiği tespit edildi. Evli anne adaylarındaysa bu oran kayda değer derecede düşük. 

Daha önce yapılan çalışmalarda annelerin, yeni doğan bebeklerini babasına benzetmeye daha yatkın olduğu gözlemlenmişti. 

Araştırmalarda ayrıca çocuklarının kendisine benzediğini düşünen babaların, onlara daha fazla ilgi gösterdiği öne sürülüyor.

Bazı uzmanlar bu durumu babalık belirsizliği (paternity uncertainty) denen bir olguyla açıklıyor. Bu terim, özel testler yapılmadan bir erkeğin, partnerinin çocuğunun biyolojik babası olduğundan kesin bir şekilde emin olamayacağını ifade ediyor.

Bu belirsizliğin, erkeklerin bazı üreme stratejilerini ve davranışlarını şekillendirmiş olabileceği düşünülüyor. Erkeklerin, başkasının çocuklarına kaynak yatırımı yapma riskini azaltmak için kıskançlık ve sahiplenme gibi mekanizmalar geliştirmiş olabileceği iddia ediliyor. 

Erkekler, bebeğin babası olduklarına dair güven duyduklarında çocuklarına destek, koruma ve kaynak sağlama olasılıkları da artıyor.

Bu nedenle annelerin, çocuklarının babalarına benzediğini düşünmeye daha yatkın olabileceği tahmin ediliyor.

Bulguları hakemli dergi Evolution and Human Behavior'da yayımlanan bir çalışmada, bu eğilimin bebek doğmadan da görülüp görülmediği araştırıldı. 

Çalışmaya, hamilelik döneminde düzenli olarak bir doğum kliniğine kontrole giden ve ortalama yaşı 31 olan 190 ebeveyn katıldı. Çiftlerin yüzde 80'i evliyken, yüzde 20'sinin ilişkisi vardı.

Katılımcılara ultrason görüntülerindeki fetüsün kime benzediği soruldu. Seçenekler arasında "Anne", "Baba", "Annenin bir akrabası", "Babanın bir akrabası" ve "Kimseye benzemiyor" vardı.

Babaların yüzde 49'u fetüsün kendisine benzediğini söylerken, annelerin yüzde 74'ü babaya benzediğini belirtti.

Ekip daha sonra yanıtları katılımcıların ilişki durumuna göre analiz etti. Evli erkeklerin yüzde 47'si fetüsün kendilerine benzediğini söylerken, bu oran evli olmayan erkeklerde yüzde 58'di. 

Diğer yandan evli kadınların yüzde 69'u ve evli olmayan kadınların yüzde 93'ü fetüsün babaya benzediği görüşündeydi.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

Anneler, babayla fenotipik benzerlik kurarak babalık belirsizliğini azaltıyor ve böylece çocukları daha rahimdeyken yatırımı güvence altına alıyor.

Bulgular, evrimsel kökeni olabilecek ilginç bir duruma işaret ediyor. Öte yandan bulguların küçük bir gruptan ve tek bir soru üzerinden elde edildiğini belirtmekte fayda var. 

Çeşitliliği daha yüksek geniş gruplarla yapılacak kapsamlı çalışmalar, yeni araştırmanın bulgularını desteklemeye yardımcı olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Evolution and Human Behavior