Ödüllü filmin yıldızı 20 saniyelik sahne için aylarca ders almış

Prömiyerini mayısta, Cannes Film Festivali'nde yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)
Prömiyerini mayısta, Cannes Film Festivali'nde yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)
TT

Ödüllü filmin yıldızı 20 saniyelik sahne için aylarca ders almış

Prömiyerini mayısta, Cannes Film Festivali'nde yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)
Prömiyerini mayısta, Cannes Film Festivali'nde yapan Anora, 7 buçuk dakika ayakta alkışlanmıştı (Neon)

Mikey Madison, herkesin tanıdığı ünlü bir isim olmak üzere... 25 yaşındaki aktris, Sean Baker imzasını taşıyan Anora'da seks işçisi ve egzotik dansçı Ani'yi canlandırıyor. 

Anora, bu yıl Cannes Film Festivali'nde büyük ödüle uzanmayı başarmıştı. Film, 2011'de Hayat Ağacı'ndan (The Tree Of Life) sonra Altın Palmiye'yi kazanan ilk Amerikan yapımı olmuştu.

2016-2022'de ekranlara gelen FX dizisi Better Things'le tanınan Mikey Madison, filmde yıldızlaştı ve gelecek yılki Oscar ödüllerinde En İyi Kadın Oyuncu yarışı için ismi geçmeye başladı bile.

Gelecek vaat eden oyunculara yeteneklerini sergileme fırsatı sunma konusunda uzman olan Baker, Madison'ı Quentin Tarantino'nun Bir Zamanlar Hollywood'da (Once Upon a Time in Hollywood) ve 2022 yapımı Çığlık (Scream) filmlerinde görüp rol için doğru kişi olduğunu anlamış.

Mikey Madison, IndieWire'a verdiği röportajda "Dürüst olmak gerekirse, yaşadığım en kolay oyuncu seçme süreçlerinden biriydi" diyerek ekledi: 

Daha önce hiç böyle bir film teklifi almamıştım.

"Aylarca çalıştım"

Madison, rolü için Rusça öğrendi ve direk dansı eğitimi aldı. Genç oyuncu, "Direkte sadece 20 saniyelik kısa bir sahne için bile aylarca çalıştım çünkü onun en az birkaç yıldır dans eden çok deneyimli bir dansçı gibi görünmesini istedim" dedi. 

Ve sonra Rusça öğrendim. Çok fazla hazırlık yaptım ama çok sevdim.

Anora, Brooklynli genç bir seks işçisinin, bir oligarkın oğluyla tanışıp ani bir kararla evlenmesini merkeze alıyor. 

Senaryosunu da Baker'ın kaleme aldığı filmde, başroldeki Madison'a Yuri Borisov, Karren Karagulian, Vache Tovmasyan, Lindsey Normington, Ivy Wolk ve Luna Sofía Miranda gibi isimler eşlik ediyor.

Anora'nın dağıtımını bağımsız şirket Neon üstleniyor. Film, ABD'de 18 Ekim'de, Türkiye'de ise 1 Kasım'da gösterime girecek.

Independent Türkçe, Indiewire, Hollywood Reporter



E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
TT

E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)

Uçakların sadece havadan yakıt alması bilimkurgu gibi gelse de çok da uzak olmayan bir gelecekte bu bilimsel bir gerçeğe dönüşebilir.

Nasıl mı? E-yakıt veya "elektrikten üretilen sıvı" yakıt diye adlandırılan üçüncü nesil sürdürülebilir havacılık yakıtı (sustainable aviation fuel / SAF) sayesinde.

Uzmanlar, bu teknolojinin aslında şaşırtıcı derecede basit olduğunu söylüyor. Havacılık endüstrisinin aşması gereken en büyük engel ise maliyet.

Avrupa Hava Emniyeti Ajansı'na göre e-yakıtların tonu 8 bin 720 dolar, biyolojik bazlı SAF'in tonu 2 bin 365 dolar ve geleneksel jet yakıtının tonu 830 dolar.

Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, e-yakıtın atmosferdeki veya endüstriyel emisyonlardan elde edilen karbondioksitin (CO2) doğrudan elektroliz yoluyla veya hidrojenle birleştirilerek karbonmonoksite (CO) dönüştürülmesiyle üretildiğini açıklıyor.

fghyju
Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, havadan jet yakıtı üretmenin arkasındaki bilimin aslında epey basit olduğunu açıklıyor (Aether Fuels)

Daha sonra karbondioksit ve hidrojen birleştirilerek çeşitli hidrokarbon bileşikleri oluşturulabiliyor ve bunlar rafine edilerek jet yakıtına dönüştürülebiliyor.

Sustainable Aviation CEO'su Duncan McCourt, yakıldığında karbon saldığını belirtiyor. Bu, üretiminde yenilenebilir enerji santrali kullanılırsa tamamen net sıfır olduğu anlamına geliyor. Ayrıca biyolojik kaynaklı SAF'ten farklı olarak hammadde sınırlamaları ve arazi kullanımı sorunları da sözkonusu değil.

The Independent'a konuşan McCourt, "ticari seviyeye ölçeklendirmenin ve bunu makul bir maliyetle yapmanın" engel teşkil ettiğini söylüyor.

Madigan daha ayrıntılı bir şekilde, e-yakıt tesislerinin maliyetinin "yüksek olduğunu ve mevcut politikalar kapsamında gereken türde hidrojenin kıtlığının projeleri daha küçük ölçekli operasyonlarla sınırladığını" açıklıyor.

Bunun "maliyet verimliliğinin düşmesine ve kabul edilebilir sermaye getirisi elde etmek için çok yüksek fiyatlara yol açtığını" ifade ediyor.

Madigan şöyle devam ediyor:

CO2 artı H2 yakıtlarını teşvik eden politikaların olduğu sadece iki pazar var (Birleşik Krallık ve AB) ve bunlar sadece atık hidrojen veya yeşil hidrojenin kullanımına izin veriyor. Birçok şirket sermaye harcamalarını azaltmanın yollarını arıyor ancak çoğu yaklaşım bu süreçte verimlilikten ödün veriyor.

Madigan, atmosferden CO2 yakalamanın "çok fazla enerji gerektirdiğini ve dolayısıyla çok pahalı" olduğunu ancak bu sorunun yakıt fiyatına daha az etki ettiğini söylüyor.

Peki çözüm ne?

Bu kısmen politikacıların elinde.

McCourt "Hidrojen üretmek ve karbonu büyük ölçekte yakalamak için gereken enerjinin maliyeti, başlıca zorluklardan biri" diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için kayda değer yatırımlar ve destekleyici hükümet politikalarına ihtiyaç var.

Peki havacılık endüstrisi "havadan yakıt"ı benimseyecek mi? Birkaç havayolu şirketi uçuşları için alternatif yakıtlar denediğinden, bu olası görünüyor.

Virgin Atlantic 2023'te Heathrow'dan New York'a yemeklik yağla çalışan bir Boeing 787 Dreamliner uçurdu ve United, Emirates ve British Airways gibi havayolu şirketleri de SAF kullandı.

Independent Türkçe