Neandertallerle ilgili büyük keşif: İlk kanıt bulundu

Arkeologlar, mızrak ucunun bir atın bacak kemiğinden yapıldığını düşünüyor (Maria D. Guillén / IPHES-CERCA)
Arkeologlar, mızrak ucunun bir atın bacak kemiğinden yapıldığını düşünüyor (Maria D. Guillén / IPHES-CERCA)
TT

Neandertallerle ilgili büyük keşif: İlk kanıt bulundu

Arkeologlar, mızrak ucunun bir atın bacak kemiğinden yapıldığını düşünüyor (Maria D. Guillén / IPHES-CERCA)
Arkeologlar, mızrak ucunun bir atın bacak kemiğinden yapıldığını düşünüyor (Maria D. Guillén / IPHES-CERCA)

Neandertallere ait 50 bin yıllık mızrak ucu bulundu. Bilim insanları, at kemiğinden yapıldığı tahmin edilen silahın, Neandertallerin kemikten aletlerle avlandığını gösteren ilk kanıtı sunduğunu söylüyor. 

Kemikten yapılan aletler aslında homininler tarihinde görülmemiş bir şey değil. Neandertallerden eskiye uzanan bu örneklerden bazıları 2 milyon yıl önceye kadar tarihlendirilmişti. 

Modern insanların yakın akrabası Neandertallerin de hayvanların derisini yüzmek veya çekiç olarak kullanmak için kemikten aletler yaptığı kaydedilmişti.

Ancak bu türden aletleri avcılık gibi faaliyetlerde kullandıklarına dair bir bulgu edinilmemişti. 

Katalan İnsan Paleoekolojisi ve Sosyal Evrim Enstitüsü'nden araştırmacılar, Neandertallere en az 75 bin ila 40 bin yıl öncesine kadar ev sahipliği yapan Abric Romaní kaya sığınağını inceleledi.

İspanya'da yer alan kaya sığınağı, 40 yıldır yapılan analizler sayesinde soyu tükenmiş bu insan türünün yaşantısı hakkında fikir veriyor.

Scientific Reports adlı hakemli dergide yakın zamanda yayımlanan çalışmada, taş, odun ve kemikten yapılmış çeşitli aletler tespit edildi. 

Araştırmacılar, 50 bin yıl önceye tarihledikleri kemikten bir aletin, avlanmada kullanılan bir mızrak ucu olduğunu düşünüyor. 

Aletin ucunda, mızraklarda rastlanan doğrusal darbe izleri ve darbe sonucu oluşan çatlaklar görüldü. Ayrıca tahta bir sapa takıldığına dair belirtiler de kaydedildi. 

Ekip, bu gözlemlerden dolayı aletin silah amacıyla kullanılmış bir mızrak ucu olduğu sonucuna vardı. 

Bazı bilim insanları, Neandertallerin ellerinde başka kaynaklar olmadığı için kemikten aletler yaptığını düşünüyor.

Öte yandan yeni çalışmada taş aletler de saptanması kemiğin özellikle tercih edildiğini gösteriyor. 

Makalenin yazarlarından Paula Mateo-Lomba, "Abric Romaní'deki Neandertaller, çevrede bol miktarda taş hammaddesinin yanı sıra iliği için kırılmış kemiklere de sahipti" diyerek ekliyor:

Bu nedenle kemik bir alet kullanmaları, kendilerine sunulan kaynaklar arasından seçim yapma esnekliklerini gösteriyor.

Araştırmacılar aletin, at veya geyik gibi bir hayvanın iliğini tüketmek için kırılan kemiğinden yapılmış olabileceğini tahmin ediyor. 

Kemiğin özellikle alet yapımına uygun olduğu için mi seçildiği yoksa iliği yedikten sonra kalan kısımdan silah yapmaya mı karar verdikleri bilinmiyor.

Öte yandan bazı bilim insanları, 50 bin yıllık kemik aletin silah olmadığı görüşünde. Hominin teknolojileri uzmanı Prof. Ran Barkai, ellerinde taş gibi daha sağlam seçenekler varken avlanmak için kemiğin tercih edilmesini ikna edici bulmuyor. 

Ancak bu aletlerin daha yumuşak derili hayvanları avlamak için kullanılması, hatta bunların sanılandan daha yaygın olması da mümkün.

Uzmanlar, kemikten aletlerin nadir bulunmasını zaman içinde çürümeye taş aletlerden çok daha yatkın olmasına bağlıyor. 

Ayrıca modern insanların kemikten mızrak uçları kullandığı da biliniyor. Ancak kaya sığınağında Homo sapiens kalıntıları çıkarılmadığı için araştırmacılar, aletin Neandertallere ait olduğunu söylüyor. 

Mateo-Lomba, "Kemik mızrak uçları Homo sapiens teknolojisinde daha yaygın" ifadelerini kullanıyor:

Neandertal kemik teknolojisi genişleyen bir çalışma alanı ve bu nedenle önümüzdeki yıllarda bu eserlerin yapılandırılması ve kullanımı hakkında daha fazla kanıt bulabiliriz.

Independent Türkçe, IFL Science, Haaretz, Scientific Reports



Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
TT

Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)

Su anolü denen bir kertenkele türünün, burun deliklerinde oluşturduğu bir baloncuk sayesinde hayatta kalabildiği ortaya kondu. Su altında en az 20 dakika kalmalarını sağlayan baloncuk sayesinde avcılardan kaçarak yem olmaktan kurtuluyorlar. 

Kalem uzunluğundaki su anolleri akarsu ve şelalelerin yakınlarındaki kaya ve bitkilerin etrafında yaşıyor. Kuşlardan yılanlara kadar çeşitli hayvanlara yem olan bu kertenkeleler, hayatta kalabilmek için kamuflaj gibi beceriler geliştirmiş.

Ayrıca tehlike durumunda suya atlayan bu hayvanlar, burun deliklerinin üstünde bir baloncuk oluşturarak gizleniyor. Bilim insanları bu özelliğin farkında olsa da baloncukların su altında daha uzun süre kalmalarını sağlayıp sağlamadığı net değildi.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nde anoller üzerine çalışan Dr. Lindsey Swierk, "Suyun altında çok uzun süre kalabildiklerini biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Bu baloncuğun solunumda gerçekten işlevsel bir rolü olup olmadığını bilmiyorduk.

Bu belirsizliği gidermek isteyen Dr. Swierk, 30 su anolü yakalayarak bir deney yürüttü. 

Su anolleri suya girdikten sonra nefes vererek küçük bir baloncuk üretiyor. Kertenkelenin derisinin hidrofobik olması yani sudan kaçınması sayesinde baloncuk büyüyerek muhtemelen hayvanın nefes almasını sağlıyor. 

Biology Letters adlı hakemli dergide dün (18 Eylül) yayımlanan çalışmayı yürüten Dr. Swierk, yakaladığı su anollerinin yarısının burnuna nemlendirici sürerek baloncuk oluşturmalarını engelledi. 

Daha sonra hayvanları akvaryuma bırakan bilim insanı, baloncuk üretebilenlerin su altında yüzde 32 daha uzun süre kaldığını gözlemledi. 

Bulgular, bu kertenkele türünün baloncukları hayatta kalmak için kullandığına işaret ediyor.

Dr. Swierk makalede, "Yarı suda yaşayan anollerin içinde ve hidrofobik vücut yüzeyinde taşınan fazla hava, insanların dalış tüpü gibi çalışıp ekstradan hava sağlayarak dalış süresini uzatıyor" diye yazıyor.

Çalışmadaki anoller suda birkaç dakika kaldı ancak doğadakilerin en az 20 dakika kalabildiği biliniyor. 

Avcılarla karşılaşan su anolleri ilk başta olduğu yerde kalarak kamuflajının kendisini gizlemesini umuyor. Eğer bunda başarılı olmazsa kayalardaki çatlaklara saklanmayı deniyor.

Dr. Swierk suya dalmanın son seçenek olduğunu ama diğerlerinden çok daha etkili bir strateji olduğunu belirtiyor:

Suyun altına girmelerinden sonra, akıntının hareketli yüzeyinde tespit edilmeleri çok zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Biology Letters