Yapay zekayla sohbet, komplo teorilerine inancı zayıflatıyor

Kanıtların işe yaramadığı düşüncesine meydan okuyor

Yapay zeka sohbet botlarının, kullanıcılarla empati kurması inançların zayıflamasında rol oynamış olabilir (Reuters)
Yapay zeka sohbet botlarının, kullanıcılarla empati kurması inançların zayıflamasında rol oynamış olabilir (Reuters)
TT

Yapay zekayla sohbet, komplo teorilerine inancı zayıflatıyor

Yapay zeka sohbet botlarının, kullanıcılarla empati kurması inançların zayıflamasında rol oynamış olabilir (Reuters)
Yapay zeka sohbet botlarının, kullanıcılarla empati kurması inançların zayıflamasında rol oynamış olabilir (Reuters)

Yapay zeka sohbet botlarının komplo teorilerine inancı zayıflatabileceği ortaya kondu. 

Açık bilgi ve kanıtlara rağmen çok sayıda kişi, astronotların Ay'a inmediği veya Kovid-19 pandemisinin kasten başlatıldığı gibi pek çok komplo teorisine inanıyor.

Bazı psikologlar, insanların bilgili veya önemli hissetmesini sağladığı için bu inanışların kendine yer bulduğunu düşünüyor. 

Science adlı hakemli dergide bugün (13 Eylül) yayımlanan bir çalışmaysa, yapay zeka sohbet botlarının sunduğu uçsuz bucaksız bilgilerin komplo teorilerine inancı zayıflatabileceğini öne sürüyor.

Bu araçların çok büyük bilgi kümeleriyle eğitilmesi ve daha sabırlı olması başarılarının sırrı gibi görünüyor. 

Çalışmada, en az bir komplo teorisine inanan 2 bin 190 katılımcı bunlardan birini ve inancının gerekçesini, DebunkBot adlı bir yapay zeka sohbet botuna anlattı. 

Ardından ekip OpenAI'ın GPT-4 Turbo'sundan bu kişilerin inandıkları şeyi tek bir cümlede özetlemesini istedi. 

Daha sonra katılımcılar, 0'dan 100'e kadar bir ölçekte bu cümledeki teoriye ne kadar inandıklarını derecelendirdi. 

Katılımcıların yaklaşık yüzde 60'ı daha sonra inandıkları komplo teorisi hakkında GPT-4'le yaklaşık 8'er dakika süren üç tur konuşma yaptı. Yapay zeka aracı bu süreçte kanıtlar sunarak kişilerin fikrini değiştirmeye çalıştı.

Kontrol grubundaki diğer katılımcılar ise GPT-4'le başka konular hakkında sohbet etti. 

Nihayetinde bütün katılımcılar komplo teorilerine ne kadar inandıklarını yine 0'dan 100'e kadar bir ölçekte derecelendirdi. 

Sohbet botuyla komplo teorisi hakkında konuşan katılımcıların inancı ortalama yüzde 20 oranında zayıflarken, kontrol grubundakilerde çok düşük bir gerileme kaydedildi. 

Araştırmacılar bu etkinin her tür komplo teorisinde gözlemlendiğini ve iki ay sonra da devam ettiğini söylüyor.

Washington DC'deki Amerikan Üniversitesi'nden Dr. Thomas Costello, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "Deneye bir komplo teorisine inanarak başlayan yaklaşık her 4 kişiden biri, diğer uçtan bu inancı olmadan çıktı" diyor.

Ekip ayrıca komplo teorilerine inanma eğiliminin de zayıfladığını söylüyor. Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor: 

Bulgularımız, bir kişi 'tavşan deliğinden aşağı atlayıp' bir komplo teorisine inanmaya başladıktan sonra kanıt ve argümanların çok az işe yaradığı görüşüne temelden meydan okuyor.

Öte yandan Kent Üniversitesi'nden psikolog ve komplo teorisi uzmanı Robbie Sutton, yer almadığı çalışmanın psikolojik teorileri boşa çıkarmadığı görüşünde. 

Komplo teorilerini abur cubura benzeten Sutton, "Yedikten sonra hâlâ açsınızdır" diyor. Yeni çalışmada komplolara inanç zayıflasa bile çoğu kişi bunlara inanmayı tamamen bırakmadı. 

Yine de yapay zeka, komplo teorileriyle mücadelede yeni yollar sunabilir.

Sohbet botunun verdiği yanıtları da ayrıca test eden bilim insanları, yanlış cevap vermediğini ve yanıtların sadece yüzde 0,8'inin yanıltıcı olabildiğini saptadı.

Araştırmacılar komplo teorileriyle ilişkili internet aramalarının, yapay zeka tarafından oluşturulmuş özetlere yönlendirilmesini veya sosyal medyadaki bu tür içeriklere yapay zekanın yanıt vermesini öneriyor.

Diğer yandan Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Sander van der Linden, gerçek hayatta insanların yapay zekayla bu konular hakkında konuşmaya çok istekli olmasını beklemiyor. 

Yine de yer almadığı çalışmayı değerli bulan Prof. van der Linden şöyle diyor:

Genel olarak bu gerçekten yenilikçi ve önemli olma potansiyeli taşıyan bir bulgu. Yapay zekanın yanlış bilgiyle savaşmak için nasıl kullanılabileceğinin güzel bir örneği.

Independent Türkçe, Ars Technica, Science News, Guardian, Science



Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
TT

Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)

Vincent van Gogh'un ikonik tablosu Yıldızlı Gece'nin gökyüzündeki bulut ve hava hareketlerinin ardındaki gerçek dünya fiziğini hassas bir şekilde tasvir ettiğini gösteren yeni bir araştırmaya göre, efsanevi ressam doğal dünya hakkında sezgisel bir anlayışa sahipti.

Haziran 1889'da yapılan tablo, girdap gibi dönen mavi gökyüzünü, sarı ay ve yıldızları, patlayan renk ve şekillerle betimlemesiyle 100 yılı aşkın süredir milyonları büyülüyor.

Efsanevi tablodaki her bir yıldız, su üzerindeki ışık benzeri yansımalarla parıldayan sarı dalgaların içine hapsedilmiş halde.

Sıkıntı içindeki sanatçının öncü fırça darbeleri, gökyüzünde bir hareket olduğu yanılsaması yaratıyor.

Bilim insanları, van Gogh'un tablosunu analiz ederek ressamın gökyüzü tasvirindeki "gizli türbülans" dedikleri şeyi ortaya çıkardı.

Çalışmanın ortak yazarı Yongxiang Huang şöyle açıklıyor:

Yüksek çözünürlüklü dijital bir resimle, fırça darbelerinin standart boyutunu tam olarak ölçmeyi başardık ve bunları türbülans teorilerinden beklenen ölçeklerle karşılaştırdık.

Akışkan hareketinde uzmanlaşmış araştırmacılar, resimdeki fırça darbelerini rüzgar bacalarında dönen yapraklarla karşılaştırdı.

Dönen fırça darbelerinin göreceli ölçeğini ve aralığını inceleyerek değişen boya renklerinin göreceli parlaklığını hesapladılar.

Araştırmacılar özellikle tablodaki 14 ana girdap şeklinin uzamsal ölçeğini inceledi.

Bu dikkatli gözlemlerden yola çıkarak resimde tasvir edilen atmosferin şeklini, enerjisini ve ölçeğini tahmin ettiler.

Çalışma, tablonun atmosferik hareketi öngören ve Kolmogorov yasası diye bilinen fizik kuralıyla uyumlu olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, ressamın ölçek ve parlaklığı dikkatli bir şekilde kullanmasının genel olarak atmosfer türbülansının ardındaki kuralları ve hava hareketindeki enerjinin küçükten büyük ölçeklere doğru kademeli bir şekilde akmasını "isabetli bir şekilde yakaladığını" söylüyor.

Gerçek gökyüzü fiziğinde geçerli olan bazı yasaların sanatçının tasvirinde de geçerli olduğu saptandı.

cd
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece'sindeki fırça darbelerini inceledi (Yinxiang Ma)

Araştırmacılara göre efsanevi ressam, fiziğin çeşitli boyutlarını "şaşırtıcı bir doğrulukla" yakalamış görünüyor.

Dr. Huang, "Van Gogh'un türbülansı hassas bir şekilde betimlemesi, bulutların ve atmosferin hareketini incelemekten ya da gökyüzünün dinamizmini nasıl yakalayacağına dair doğuştan gelen bir histen kaynaklanıyor olabilir" diyor.

Bu, doğa olaylarına dair derin ve sezgisel bir anlayışı ortaya koyuyor.

Independent Türkçe