Batarya teknolojisindeki son atılım menzil sorununu çözebilir

Boulder Colorado Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, keşfi güçlü bir X-ışını cihazıyla gerçekleştirdi (Reuters)
Boulder Colorado Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, keşfi güçlü bir X-ışını cihazıyla gerçekleştirdi (Reuters)
TT

Batarya teknolojisindeki son atılım menzil sorununu çözebilir

Boulder Colorado Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, keşfi güçlü bir X-ışını cihazıyla gerçekleştirdi (Reuters)
Boulder Colorado Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, keşfi güçlü bir X-ışını cihazıyla gerçekleştirdi (Reuters)

Bilim insanları, üretim maliyetlerini önemli ölçüde düşürebilecek ve elektrikli araçların menzilini artırabilecek yeni bir batarya üretme yöntemi keşfetti.

Boulder Colorado Üniversitesi'nden bir ekip, yeniden şarj edilebilir lityum iyon bataryaların neden zamanla kapasitesini yitirdiğini anlamak için güçlü bir X-ışını makinesi kullandı.

Boulder Colorado Üniversitesi'nde Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü'nde bir profesör olan Michael Toney "Lityum iyon bataryaların bozulmasına yol açan moleküler seviyedeki süreçleri anlayarak bataryaların geliştirilmesine yardımcı oluyoruz" dedi.

Daha iyi bir bataryaya sahip olmak, enerji altyapımızı fosil yakıtlardan daha yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru yönlendirmek için çok önemli.

Araştırmacılar, bataryanın elektrolitindeki hidrojen moleküllerinin, lityum iyonlarının katoda ilerlemesini ve güç üretecek akım sağlamasını engellediğini fark etti.

Katodu özel bir malzemeyle kaplayarak bu kapasite kaybını önlemek mümkün, böylelikle bataryanın performansı önemli derecede iyileştirilebilir ve elektrikli arabaların menzili yüzde 60'a kadar artabilir.

Profesör Toney "Tüm tüketiciler uzun sürüş menzilli arabalar ister. Düşük kobalt içerikli bu bataryaların bazıları, daha yüksek bir sürüş menzili sağlama potansiyelini taşıyor ama kısa sürede zedelenmeyeceklerinden de emin olmamız gerekiyor" dedi.

Artık bataryaların zarar görmesine neyin yol açtığını anladığımız için batarya kimyası topluluğunu bataryaların tasarımında iyileştirilmesi gereken noktalar konusunda bilgilendirebiliriz.

Çalışma, perşembe günü Science isimli akademik dergide "Katmanlı katotlarda çözücü aracılı oksit hidrojenasyonu" (Solvent-mediated oxide hydrogenation in layered cathodes) başlıklı araştırmada yayımlandı.

Bu son atılım, İsveç'teki Chalmers Teknik Üniversitesi'nden araştırmacıların, dünyanın en güçlü bataryası olduğunu iddia ettiği karbon fiberden yapılmış yeni bir batarya duyurmasından yalnızca günler sonra yaşandı.

Malzeme, yük taşıyan bir yapı işlevi görecek kadar sağlam, bu sebeple menzili artırmak ve ağırlığı azaltmak için elektrikli araçların tasarımına dahil edilebilir hatta elektrikli uçaklara güç sağlamakta kullanılabilir.

Independent Türkçe



Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
TT

Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)

Su anolü denen bir kertenkele türünün, burun deliklerinde oluşturduğu bir baloncuk sayesinde hayatta kalabildiği ortaya kondu. Su altında en az 20 dakika kalmalarını sağlayan baloncuk sayesinde avcılardan kaçarak yem olmaktan kurtuluyorlar. 

Kalem uzunluğundaki su anolleri akarsu ve şelalelerin yakınlarındaki kaya ve bitkilerin etrafında yaşıyor. Kuşlardan yılanlara kadar çeşitli hayvanlara yem olan bu kertenkeleler, hayatta kalabilmek için kamuflaj gibi beceriler geliştirmiş.

Ayrıca tehlike durumunda suya atlayan bu hayvanlar, burun deliklerinin üstünde bir baloncuk oluşturarak gizleniyor. Bilim insanları bu özelliğin farkında olsa da baloncukların su altında daha uzun süre kalmalarını sağlayıp sağlamadığı net değildi.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nde anoller üzerine çalışan Dr. Lindsey Swierk, "Suyun altında çok uzun süre kalabildiklerini biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Bu baloncuğun solunumda gerçekten işlevsel bir rolü olup olmadığını bilmiyorduk.

Bu belirsizliği gidermek isteyen Dr. Swierk, 30 su anolü yakalayarak bir deney yürüttü. 

Su anolleri suya girdikten sonra nefes vererek küçük bir baloncuk üretiyor. Kertenkelenin derisinin hidrofobik olması yani sudan kaçınması sayesinde baloncuk büyüyerek muhtemelen hayvanın nefes almasını sağlıyor. 

Biology Letters adlı hakemli dergide dün (18 Eylül) yayımlanan çalışmayı yürüten Dr. Swierk, yakaladığı su anollerinin yarısının burnuna nemlendirici sürerek baloncuk oluşturmalarını engelledi. 

Daha sonra hayvanları akvaryuma bırakan bilim insanı, baloncuk üretebilenlerin su altında yüzde 32 daha uzun süre kaldığını gözlemledi. 

Bulgular, bu kertenkele türünün baloncukları hayatta kalmak için kullandığına işaret ediyor.

Dr. Swierk makalede, "Yarı suda yaşayan anollerin içinde ve hidrofobik vücut yüzeyinde taşınan fazla hava, insanların dalış tüpü gibi çalışıp ekstradan hava sağlayarak dalış süresini uzatıyor" diye yazıyor.

Çalışmadaki anoller suda birkaç dakika kaldı ancak doğadakilerin en az 20 dakika kalabildiği biliniyor. 

Avcılarla karşılaşan su anolleri ilk başta olduğu yerde kalarak kamuflajının kendisini gizlemesini umuyor. Eğer bunda başarılı olmazsa kayalardaki çatlaklara saklanmayı deniyor.

Dr. Swierk suya dalmanın son seçenek olduğunu ama diğerlerinden çok daha etkili bir strateji olduğunu belirtiyor:

Suyun altına girmelerinden sonra, akıntının hareketli yüzeyinde tespit edilmeleri çok zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Biology Letters