Gökbilimciler bir kara deliğin kendi galaksisini "açlıktan öldürdüğünü" söylüyor

Bir kara delik, materyalleri yanındaki yıldızdan kendisine doğru çekiyor (NASA)

Bir kara delik, materyalleri yanındaki yıldızdan kendisine doğru çekiyor (NASA)
Bir kara delik, materyalleri yanındaki yıldızdan kendisine doğru çekiyor (NASA)
TT

Gökbilimciler bir kara deliğin kendi galaksisini "açlıktan öldürdüğünü" söylüyor

Bir kara delik, materyalleri yanındaki yıldızdan kendisine doğru çekiyor (NASA)
Bir kara delik, materyalleri yanındaki yıldızdan kendisine doğru çekiyor (NASA)

Gökbilimciler bir süper kütleli kara deliğin, kendisini barındıran galaksiyi "açlıktan öldürdüğünü" gözlemleyerek evrenin erken dönemlerine ilişkin yeni bir kavrayış elde etti.

Cambridge Üniversitesi liderliğindeki uluslararası ekip, James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanarak kabaca bizimki büyüklüğündeki bir galaksinin, kara deliğin gerekli yakıtı emmesi nedeniyle artık yeni yıldızlar oluşturamadığını doğruladı.

Pablo'nun Galaksisi diye bilinen GS-10578 galaksisi Büyük Patlama'dan yaklaşık iki milyar yıl sonra oluşmuş ancak yeni yıldızlar meydana getirememesi nedeniyle esasen ölü. Gökbilimciler kara deliğin, yeni yıldızlar oluşturmak için gerekenden daha büyük bir hızla galaksiden devasa miktarda gazı dışarı ittiğini gözlemledi.

Cambridge Kavli Kozmoloji Enstitüsü'nden Dr. Francesco D'Eugenio, "Suçluyu bulduk: Kara delik bu galaksiyi öldürüyor ve galaksinin yeni yıldızlar oluşturmak için ihtiyaç duyduğu 'besin' kaynağını keserek onu uykuda tutuyor" dedi.

Daha önceki gözlemlere dayanarak, bu galaksinin sönmüş durumda olduğunu biliyorduk: Büyüklüğü göz önüne alındığında pek fazla yıldız oluşturmuyor ve kara delikle yıldız oluşumunun sonu arasında bir bağlantı olmasını bekliyoruz. Ancak Webb'e kadar bu galaksiyi bu bağlantıyı doğrulamak için yeterince detaylı inceleyemedik ve bu sönmüş durumun geçici mi yoksa kalıcı mı olduğunu bilmiyorduk.

Bu keşif, bilim insanlarının James Webb Uzay Teleskobu'nu kozmolojinin en büyük gizemlerinden birini çözmek için kullanmasından sadece bir ay sonra geldi: Evrenin erken dönemindeki galaksilerin neden inanılmaz derecede büyük göründüğü.

Austin'deki Texas Üniversitesi'nden araştırmacılar, Temmuz 2022'de faaliyete geçen Webb teleskobu aracılığıyla kara deliklerin galaksileri olduklarından çok daha büyük ve parlak gösterdiğini gözlemledi.

Araştırmacılar, en son kara delik keşfinin evren anlayışımızı temel bir düzeyde daha da ileriye götürdüğünü belirtti.

Kavli Kozmoloji Enstitüsü'nden Profesör Roberto Maiolino, "Kara deliklerin galaksiler üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ve belki de yıldız oluşumunu durdurduğunu biliyorduk ancak Webb'e kadar bunu doğrudan doğrulayamamıştık" dedi.

Webb'in erken evreni ve onun nasıl evrimleştiğini inceleme kabiliyetimiz açısından ileriye doğru dev bir sıçrama olmasının bir başka yolu da bu.

Gökbilimcilerin gözlemleri pazartesi günü Nature Astronomy akademik dergisinde "A fast-rotator post-starburst galaxy quenched by supermassive black-hole feedback at z=3" (Z=3'te süper kütleli karadelik geri beslemesiyle söndürülen hızlı dönen bir yıldız patlaması sonrası galaksi) başlıklı bir çalışmada detaylandırıldı.

Independent Türkçe



Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
TT

Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)

Su anolü denen bir kertenkele türünün, burun deliklerinde oluşturduğu bir baloncuk sayesinde hayatta kalabildiği ortaya kondu. Su altında en az 20 dakika kalmalarını sağlayan baloncuk sayesinde avcılardan kaçarak yem olmaktan kurtuluyorlar. 

Kalem uzunluğundaki su anolleri akarsu ve şelalelerin yakınlarındaki kaya ve bitkilerin etrafında yaşıyor. Kuşlardan yılanlara kadar çeşitli hayvanlara yem olan bu kertenkeleler, hayatta kalabilmek için kamuflaj gibi beceriler geliştirmiş.

Ayrıca tehlike durumunda suya atlayan bu hayvanlar, burun deliklerinin üstünde bir baloncuk oluşturarak gizleniyor. Bilim insanları bu özelliğin farkında olsa da baloncukların su altında daha uzun süre kalmalarını sağlayıp sağlamadığı net değildi.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nde anoller üzerine çalışan Dr. Lindsey Swierk, "Suyun altında çok uzun süre kalabildiklerini biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Bu baloncuğun solunumda gerçekten işlevsel bir rolü olup olmadığını bilmiyorduk.

Bu belirsizliği gidermek isteyen Dr. Swierk, 30 su anolü yakalayarak bir deney yürüttü. 

Su anolleri suya girdikten sonra nefes vererek küçük bir baloncuk üretiyor. Kertenkelenin derisinin hidrofobik olması yani sudan kaçınması sayesinde baloncuk büyüyerek muhtemelen hayvanın nefes almasını sağlıyor. 

Biology Letters adlı hakemli dergide dün (18 Eylül) yayımlanan çalışmayı yürüten Dr. Swierk, yakaladığı su anollerinin yarısının burnuna nemlendirici sürerek baloncuk oluşturmalarını engelledi. 

Daha sonra hayvanları akvaryuma bırakan bilim insanı, baloncuk üretebilenlerin su altında yüzde 32 daha uzun süre kaldığını gözlemledi. 

Bulgular, bu kertenkele türünün baloncukları hayatta kalmak için kullandığına işaret ediyor.

Dr. Swierk makalede, "Yarı suda yaşayan anollerin içinde ve hidrofobik vücut yüzeyinde taşınan fazla hava, insanların dalış tüpü gibi çalışıp ekstradan hava sağlayarak dalış süresini uzatıyor" diye yazıyor.

Çalışmadaki anoller suda birkaç dakika kaldı ancak doğadakilerin en az 20 dakika kalabildiği biliniyor. 

Avcılarla karşılaşan su anolleri ilk başta olduğu yerde kalarak kamuflajının kendisini gizlemesini umuyor. Eğer bunda başarılı olmazsa kayalardaki çatlaklara saklanmayı deniyor.

Dr. Swierk suya dalmanın son seçenek olduğunu ama diğerlerinden çok daha etkili bir strateji olduğunu belirtiyor:

Suyun altına girmelerinden sonra, akıntının hareketli yüzeyinde tespit edilmeleri çok zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Biology Letters